Bitmişti translate English
1,590 parallel translation
Finaller yeni bitmişti.
I'd just finished finals, and she came up and said,
Kalemleri bitmişti.
They were out of the pens.
Ve o zaman endişeli değildim çünkü her şey olmuş bitmişti, ve ben, " Cody?
And I'm kind of lighthearted now, you know because it's all over and done with, so I'm like, " Cody?
Betty aradı, her zamanki gibi parası bitmişti.
Betty called, short of cash, as usual.
Gözaltı süresi bitmişti artık, takımın bir parçası olmuştu.
- He wasn't on probation anymore. He was a member of the team.
ikinci ve üçüncü müfreze arkadan, ve dördüncüde batıdan geldiğinde is bitmişti.
when the second and third platoon occurred from behind... and the fourth from the west, did not even realize what hit them Hey, Jimmy, are you okay?
- Sigaram bitmişti.
- I ran out of cigarettes. - Okay, okay.
Artık bitti. Aslında seninle tanıştığım gün bitmişti.
He has a girlfriend.
Hatırlıyor musun, bir kaç sene önce, bir çift çölde, benzinleri bitmişti ve cesetlerini bulamamışlardı. İşte bu.
Remember a few years back, wasn't there, like, a couple... who ran out of gas on a desolate road... and they didn't find their bodies until...
Yıl bitmişti.
Well the year is off.
Zaten Harris ile olan ilişkim çoktan bitmişti.
Yeah. I'm so over Harris.
Ama geri dönebilirdi, görevi bitmişti.
She could've come back in. Her work was done.
Bakım birimiyle sözleşmemiz bitmişti.
We contract out most maintenance.
Bana bitmişti.
She was all over me.
Sue ile tanıştığımda o şimdi senin yaşadıklarını yaşıyordu. Onun da ilişkisi bitmişti.
Look, you know, when I met Sue, she was kinda going through what you're going through now.
Sigaram bitmişti.
We were out of cigarettes.
Kaz yumurtası avı şimdilik neredeyse bitmişti.
The goose egg hunting is nearly over for now.
- 10 dakika daha gecikseydiniz işimiz bitmişti.
- Ten more minutes, I thought we were done.
Çünkü eğer olmasaydı hepimizin işi bitmişti.
Because if there isn't... we're all fucked.
Yıllar önce bitmişti zaten.
It'd stopped years before.
Bir saatte, her şey bitmişti.
Within an hour, it was gone
- Benzinimiz bitmişti.
- We ran out of gas. - Sure.
Hatta başka bir kadın hikâyesi uydurdum ki bunu aslında gerçekten yaşamıştım ve 15 sene önce, çocuğumuza hamile iken ölünce ilişkimiz bitmişti.
I even made up a story about me and another woman, which really happened but it ended 15 years ago when she died... pregnant with our child.
Pili bitmişti. Kuyumcu pilinin 85 dolar olduğunu söyledi.
I took it down to get a battery... and the guy at the jewelry store said the battery was eighty-five dollars.
Ama bu defa benzini bitmişti.
But now she was running on empty.
Bence zaten bitmişti, Amber.
I'm so not over it, Amber.
İlişkim daha yeni bitmişti.
My relationship had just ended.
Şaka bitmişti ama yemek telâşı daha yeni başlamıştı.
The joke was over, but the lunch rush was just beginning.
Evet, benzinimiz bitmişti.
Yeah, we ran out of gas.
Clem'le evliliğiniz bitmişti ama o vazgeçmiyordu.
Things between you and Clem died out but he wouldn't give up.
Sevgimiz bitmişti.
Things faded. And?
Evde "Yap Da Göreyim" bitmişti ama belaları yeni başlıyordu.
At home, the Dare game was over, but the trouble was just starting.
Aslında dondurmam bitmişti.
Actually, I ran out of ice cream.
- Bitmişti.
- They were out.
Cumartesiydi, mesaim bitmişti, Ama Christine benden bir kaç ev işi yapmamı rica etmişti.
It was saturday, my day off, but Christine had asked me to do some household chores for her.
- Daha sonra... her şey bitmişti.
I felt this release. And then it was over.
Ensemde bitmişti.
Breathing down my neck.
Sen ekibindeki birine olay yerine özel arabasıyla gitmesine izin verdin, ve daha sonra, orda mükkemmel bir olay yeri aracı olmasına rağmen, o şahsi araç cinayet araştırmasının tüm kanıtlarıyla dolduruldu, çünkü siz ikinizin mesaisi bitmişti.
You let one of the members of your team drive his personal vehicle to a crime scene investigation ; and then, even though there was a perfectly good crime scene vehicle there, that personal car was crammed with every bit of evidence collected at a major murder investigation because two of you were maxed out on overtime.
- Hani mahkemedeki işi bitmişti?
I thought she was done with the court.
- Bitmişti ama savunma makamına iddia makamı danışmanının koruma altına girdiğine dair isimsiz bir e-posta gidince yine çağrıldı.
She was until the defense got an anonymous e-mail saying that the consultant for the prosecution - had gone into protective custody.
Sadece zor durumdaydılar. Benzini bitmişti ve yolda zor durumdaydı. Patikadan uzakta bileğini kırmıştı ve yine zor durumdaydı.
They were just stuck, they were stuck on the side of the road needing gas, stuck on an out-of-the-way trail with a broken ankle.
- Artık ilişkimiz bitmişti, ama...
- We're no longer in a relationship, but...
Yapmış olsaydın, şimdi bitmişti.
If you'd had it it'd be over now.
Artık bitmişti. Her şey güzeldi.
Now we're finished Everything is fine.
Ve böyle bitmişti.
And ended like that.
Benim tahminim, çürükleri fark etmedin çünkü 24 saatlik vardiyan daha yeni bitmişti.
My guess is the reason you didn't notice the bruising was because you just finished a 24-hour shift.
Bitmişti. Tamamen bitmişti.
It was over, completely over.
Dün gece bitmişti.
I'm late for work.
Yakıt bitmişti ve direksiyonu kırdı.
He was home free.
Aslında beş saat önce vardiyam bitmişti ama sonra şu adamı getirdiler.
Tyrell mann.
Ne zaman bitmişti?
When did it stop?