Blackie translate English
455 parallel translation
Bu Blackie Gallagher, yine yaptı yapacağını.
That Blackie Gallagher, he's at it again.
Elini omuzuma koy Blackie.
Put your hand on my shoulder, Blackie.
- Blackie!
- Blackie!
Ağlama Blackie.
Don't cry, Blackie.
Annem, babam ve Blackie'nin annesi, onlar...
My mother and father and Blackie's mother, they...
İsmim Edward Gallagher, ama bana Blackie derler. Bu da Jim Wade.
My name is Edward Gallagher, but they call me Blackie, and he's Jim Wade.
Ve Blackie ve sen Jim, gidecek bir yeriniz yok değil mi?
And now, Blackie, and you, Jim, you have no place to go, huh?
Allah Allah, sen kazanmazsan Spud kazanıyor ben hiç kazanamıyorum.
Gee, if you don't win, Blackie, then Spud wins. I never do.
Hey Blackie, dikkat et!
Hey, Blackie, nix!
Blackie Gallagher'ın hileli batakhanesinde yeteri kadar para kaybettim.
I've dropped enough money in Blackie Gallagher's crooked joints.
Blackie, bunlardan kurtul.
Blackie, get out of this.
- Blackie, Iütfen beni dinle!
- Blackie, please listen!
Blackie, artık bu tekne senin. Hadi gidelim buradan, uzaklara gidelim.
Blackie, now that you've got this boat, let's go away, far away.
Blackie, neden bu şans işlerini bırakıp kabadayılardan uzaklaşmıyorsun? Neden özgür bir çift kuş olamıyoruz? Ve neden kumarhanelerden, düzenbazlıklardan ve yolsuzluklardan uzaklaşmıyoruz?
Blackie, why don't you take this chance to get away from those hoodlums that hang around you like a bunch of flies, and from gambling houses and rackets and graft, and all the rotten, vicious things about you?
Blackie.
Blackie.
Blackie!
Blackie!
Bekle bir dakika Blackie.
Now, wait a minute, Blackie.
Blackie, bir dakika.
Blackie, wait a minute.
Böyle yapma Blackie.
Now, don't be like that, Blackie.
- Sağol Blackie.
- Thanks, Blackie.
Dinle Blackie, tam bir baş belasısın.
Listen, Blackie, you're heading for trouble.
Hayır, teşekkürler, biraz daha kalıp Blackie'yi göremez misin?
No, thanks, but can't you stay a little longer and see Blackie?
- Blackie'yi tanırım.
- Say, I know Blackie.
- Biliyorum, fakat Blackie beni gönderdi.
- I know, but Blackie sent me.
- Blackie mi?
- Blackie?
Blackie'den ne haber?
What about Blackie?
Blackie beni gönderdi. Ben Eleanor, memnun oldum Jim.
Blackie sent me, Eleanor, to meet you, Jim.
- Ve üzgün olduğunu söyledi. Ve beni yani Eleanor'u Cotton Kulübüne getirmeni istedi. Daha sonra o yani Blackie, bizi tanıştırabilir, yani Eleanor ve Jim'i, son.
- And to say that he was sorry, and to ask you to take me, Eleanor, to the Cotton Club, and that he, Blackie, would meet us, Eleanor and Jim, there later.
Blackie'yi mi bekliyordun?
- You, too? You've waited for Blackie?
Sonunda, Blackie'nin küçük beyaz martısı ile tanıştım.
So, at last, I've met Blackie's little white gull.
Biliyor musun, Blackie senden bahsettiğinde aklımda bir soru vardı.
You know, I've had a question on my mind ever since Blackie first mentioned you.
"Kolay kazanca dalma," Blackie'nin dediği gibi.
"Dip in the gravy," as Blackie says?
Şimdi bile başlayabilirsin, Çünkü muhtemelen Blackie'yi çok çok uzun süre bekleyeceğiz.
Well, you might as well start now, because we'll probably have a long, long wait for Blackie.
Fakat Blackie ve 20 serserisi her neredeyse her an burada olup yaygara yapabilir.
But Blackie and anywhere from one to 20 hoodlums will be here any minute, screaming for it.
Blacki'ye benim için selam söyle.
Well, say hello to Blackie for me.
Ne olursa olsun, Blackie'nin bahsettiği kadar varsın.
Well, at any rate, when Blackie talks about you now,
Blackie'nin ne demek istediğini şimdi anlıyorum.
I'll know what he means.
Blackie, 15 dakikadan daha fazla düzgün düşünemez misin?
Blackie, did you ever figure ahead any further than 15 minutes?
Güvence, teminat, bir barınak Blackie, yağmurdan korunabileceğimiz bir yer.
Security, consideration, a shelter, Blackie, someplace to get in out of the rain.
Blackie, insan gibi yaşamamıza izin ver.
Blackie, let's live like human beings.
- Blackie...
- Blackie...
Elveda Blackie.
Goodbye, Blackie.
Blackie bir dakika önce, Seni çok arzulu seviyordum.
Blackie, up to a minute ago, I loved you very dearly.
Blackie kendime ait düşüncelerim var.
Blackie, I got some ideas of my own now.
Hepsini sana iade ediyorum Blackie, yatta dahil.
I give it all back to you, Blackie, including the yacht.
Blackie mi?
Blackie?
Merhaba Blackie.
Hello, Blackie.
Kaybeden değilsin değil mi Blackie?
You're not on the loose, are you, Blackie?
Blackie nerede, içeride mi?
Where's Blackie, inside?
Blackie'yi görmedim, aslına bakarsan seçim gecesinden beri görmedim.
I haven't seen Blackie, to be exact, since election night.
Bu kadar soğuk kanlı olamazsın Blackie.
Not in cold blood, Blackie.