Bombay translate English
4,044 parallel translation
Emniyet pimini geri tak ve bombayı bana ver.
Put the safety pin back and give me the grenade.
Bombayı ver.
Give me the grenade.
Bombay Merkez İstasyonu'nda iniyorum.
I get off at Central Station Bombay.
Kadın bombayı patlattı, hatırladığım bu.
She detonated the bomb. That's how I remember.
Bombayı getirdim.
I brought the bomb.
Bombayı düşürmem emredilmişti ben de düşürdüm.
I was ordered to drop a bomb and I dropped the bomb.
Biliyordum ki bombayı taşıyan uçakların üzerinde benim adım vardı.
I knew the plane that delivered the bombs likely had my name on it.
Bombayı kimin yaptığını tahmin et.
Guess who the bomb maker was.
Bombay, Sea Castle.
Bombay, Sea Castle.
Efendim, Sharma, Ajju diye birinden Bombay'dan telefon geldi.
Sir, Sharma received a call from some Ajju from Bombay.
Ve akşama Bombay'ı terk edecekler.
And they will leave for Bombay in the evening.
Ajju onları Bombay havaalanından alacak.
Ajju will pick them up from Bombay airport.
Mumbai ofisindeki Solanki'yi arayın...
Call Solanki at Bombay office...
Ve yarın için Bombay'a üç bilet ayırt.
And book three tickets for tomorrow for Bombay.
- Bombayı o icat etmiş.
- He invented them.
Bu adam kimyasal bombayı icat etti, Eddie...
The guy invited chemo-tracts, Eddie,
Birisi o bombayı ve teknlojik aletleri yerleştirdi, ve tam da bunu açığa çıkardı.
Someone planted that explosive, and evidence techs just uncovered this.
Planımız termobarik bombayı yerleştirmek. Sonra da patlamadan önce oradan toz olacağız.
The plan is we set those thermobaric charges and we get the hell out of dodge before they blow.
Bombayı çalıştırmaya başlıyoruz.
Commencing bomb run.
Bombayı bırakmak için 30 saniye.
30 seconds to drop.
İkimiz var ya tam bombayız.
You and I are a powerhouse.
Eğer sorduğunuz oysa, bombayı tahtın altına koyan ben değildim.
Well, it wasn't me who placed the bomb under the coronation chair, if that's what you're asking.
İşte bunun için zaman istedim üstüme bıraktığın bombayı hazmedebilmek için.
That's what I needed it for- - to process this bomb that you dropped on me.
Bombayı kameradan açıkça görülebilecek şekilde kapıya bağlayacağız.
We attach it to that door in plain view of that lens.
- Bombayı kapıya ben bağlayabilirim. Ne oldu?
I can attach it to the door.
Bana başkomutan olarak güvenip güvenmemen konusuna gelince... Patlat bombayı.
Now, as for whether you should trust me as commander-in-chief...
Annesinin ve kardeşinin önünde bombayı patlattı.
She dropped the bomb in front of her mother and her brother.
Bombayı kullanılamaz hale getirip Dr. Gruenewald'ı buradan çıkarmalıyız.
We need to disable it and extract Dr. Gruenewald.
Bombayı etkisizleştir.
Disable the bomb.
Alex bir bombayı tetikledi.
Alex tripped an IED.
Bak, tarihte ilk defa Patron bombayı, ne sağa, ne de sola koydu doğrudan merkeze koydu.
You see, for the first time in the History.. ... of the world, the Boss fitted a bomb in your centre.. ... and not on the right.
Bir dakika bekleyin de gelip bombayı çıkartsın.
You see, the one that fitted the bomb, will get it out.
O bombayı bulup Bracken'nın hayatını kurtarmam gerek.
I've gotta find that bomb and save Bracken's life.
Belki de bombayı binaya sokamamışlardır.
Maybe they couldn't get the bomb in the building.
Bombayı daha kolay ulaşılabilen bir yere koymuş olabilirler.
Place the bomb somewhere more accessible.
Taşkın bir çeçen bombayı şehre taşıyordu.
A Chechen extremist was hauling it around town.
Ne oldu? Tek başarıları Bombay'ın yenilenmiş açık pazarındaki insan trafiğini kontrol etmek.
They only nailed the crowd-control logistics of Bombay's revamped open-air market.
O seni bombayı hedefine elden teslim edesin diye gönderdi!
He let you hand-deliver the bomb straight to his target!
Saçmalama, Bombay sperm şehridir.
What are you talking about? Bombay is sperm city.
Bombayı nasıl yapacağımı ve nano droidleri içine nasıl koyacağımı bana bir Jedi gösterdi.
A Jedi showed me how to create the bomb and how to put the nano-droids in.
Bombayı zararsız hale getirdim sayılır Briggs.
I'm just about done disarming this bomb, Briggs.
Böyle olacağını da biliyordum. Bombayı biliyor muydun?
You knew about the bomb?
Sen süvariler diye aradıktan hemen sonra Johnny bombayı buldu.
Johnny just happened to find the bomb the second after you called in the cavalry?
197 sefer sayılı uçağa bombayı o koydu.
He loaded the bomb on to Flight 197.
Bombayı elime alır almaz Seoul Gwanghwamun'da Amerikan Elçiliği'nin önünde patlatacağım.
As soon as I have the bomb... I'll detonate it at the Gwanghwamun in front of the U.S. Embassy in Seoul.
Merhaba, baba... Benimle bu bombayı etkisiz hâle getirmek ister misin?
Hey, dad... do you wanna diffuse this bomb with me?
Bombayı tekrar ele geçirmek için derin deniz aracı gerekiyor.
So recovering the bomb requires a deep submergence vehicle.
Sonra da bombayı patlatacaksın.
That's when you drop the bomb.
Bombayı bulmuşlar.
They found the bomb.
Bombayı bu gece burada patlatmayı planlamış olmaları gerekiyordu.
No, there's gotta be a reason that they were framing McManus. They had to have been planning this for tonight, here.
O zaman bombayı kendine mi saklayacak?
What, she just keeps the bomb?