English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Brenda

Brenda translate English

2,702 parallel translation
Ben LAE'den Amir Yardımcısı Brenda Leigh Johnson.
This is deputy chief Brenda Leigh Johnson of the L.A.P.D.
Mario Vargas. Ben Los Angeles Polisi'nden Amir Yardımcısı Brenda Johnson.
Mario Vargas, I'm deputy chief Brenda Leigh Johnson of the L.A.P.D.
- Janey'nin en iyi arkadaşının adı neydi? - Brenda.
What was the name of Janey's best friend?
- Scamp'ın eğitmeni kimdi peki?
Brenda! Hey, who was Scamp's trainer?
Amir Yardımcısı Brenda Johnson... - Özel Ajan Jerry Moore.
Deputy Chief Brenda Leigh Johnson, this is Special Agent Jerry Moore.
Brenda, FBI görüşme anında yalan söylerse dava federal mahkemeye gönderilebilir.
Brenda, if the FBI lies in an interview our case can get thrown out of court.
Günaydın.Ben vekil şef Brenda Leigh Johnson LAPD den, ve elimde Mark Bernstein'in dairesi için arama iznim var,
Good morning. I'm deputy Chief Brenda Leigh Johnson of the LAPD, and I have a warrant to search the residence of Mark Bernstein,
Ben Brenda Leigh Johnson...
I'm Brenda Leigh Johnson from...
Bayan Pappas, ben Brenda Leigh Johnson, ve bu da...
Ms. Pappas, I'm Brenda Leigh Johnson, and this is...
Ben Amir Yardımcısı Brenda Leigh Johnson.
Rivera. I'm deputy chief brenda leigh johnson.
Brenda, sisteme karşı çalışmak yerine... Neden bir kez olsun kullanmıyorsun?
You know, brenda, instead of working against the system, why don't you try using it for once?
LAE'den Amir Yardımcısı Brenda Leigh Johnson.
I'm deputy chief brenda leigh johnson of the L.A.P.D.
Brenda, durumu çok iyi değil.
Brenda, s-she's not doing too well.
Şef yardımcısı Brenda Leigh Johnson. LAPD'den.
I'm deputy Chief Brenda Leigh Johnson of the LAPD.
- Brenda, yapacak tek bir şey...
- Brenda, there's just...
Hayır Brenda, bunu şimdi konuşmak zorunda değiliz...
No, we don't have to talk about it now,
Biz sadece onun işini rahatça yapmasını sağlamak için oradaydık.
We only went along to make sure it all went smoothly. Come on, brenda.
Brenda, bu adamı kasten kendine düşman etmeye mi çalışıyorsun?
Are you deliberately trying to antagonize this guy?
Brenda Price Agent 96 rolünde.
Brenda Price as Agent 96.
BRENDA : Oh!
Oh!
- Brenda Feldman'a onu sevdiğimi söylemek istiyorum.
Manny, you're with me on this, right? - I wanna tell Brenda Feldman I love her.
Brenda Feldman.
Feldman.
- Brenda Feldman'a yazdığım şiir.
- A poem i've written for Brenda Feldman.
Senin karşındayım, bir tek niyetle Brenda Feldman bil ki kalbim seninle.
I stand before you now with only one agenda To let you know my heart is yours. Feldman, Brenda
Brenda, annene biraz zaman ayırmalısın.
Brenda, you need to make time for your mother.
Siz Brenda Fitzsimmons mısınız?
Are you Brenda Fitzsimmons,
Brenda Fitzsimmons zaten bir çocuğunu gömdü.
Brenda Fitzsimmons has already buried one child.
Oh, Allah aşkına, Onun ayakları küçücük!
Brenda : oh, for heaven's sakes, her feet were so small!
Brenda hala, erken gelmişsin.
Uh, aunt brenda, you're home... early.
Tamam.
Okay. [woman vocalizing] Aunt brenda, dinner's ready.
Brenda hala, odama mı girdin?
Aunt brenda, you went in my room?
Brenda?
Brenda?
Onu geri gönderiyoruz, Brenda.
Huh? we're sending her back, brenda.
Brenda, Onu cezalandırmıştım.
Brenda, i have had it with her.
Brenda Leigh, çok erken ayrılmışsın.
Well, Brenda Leigh, you left so early.
Adım şimdi "charlie" Brenda hala,
It's Charlie now, Aunt Brenda.
Ben vekil şef Brenda leigh johnson.
I'm Deputy Chief Brenda Leigh Johnson.
Sana söylerdim Brenda hala ama fikirlerimi söylememe izin verilmiyor.
I'd tell you, but I'm really not allowed to have my own opinions. - Grandma?
Eminim ki Brenda ve Fritz de yemekte telefonlarını kullanmıyorlardır...
I'm sure Brenda and Fritz don't use their cell phones at the table.
Brenda halan çalışıyor, ve masadakilerden izin aldı.
Your Aunt Brenda is working. And she excused herself from the table. It's okay.
Oh, Brenda, biz kültürel bir gün planlıyorduk, ve kardeşin Bobby'nin Charlene'nin zamanını bir cinayet soruşturmasında geçirmesini isteyeceğini sanmıyorum.
- Brenda, we're planning a day of culture. And I don't think your brother Bobby would want Charlene to be spending time around a murder investigation.
Brenda, seninle gitmek için hazırlanmadı.
Brenda, she is not dressed to go to work with you. Fine.
Charlie, hangini tercih edersin? ninenle müze mi yada brenda halanla şizofrenik cinayet zanlısı?
Charlie, which would you rather, museums with Grandma or schizophrenic murder suspects with your Aunt Brenda?
Şey, Teşekkürler, Brenda hala.
Well, thank you, Aunt Brenda.
Senin güvenine hayranım, Brenda Leigh.
I so admire your confidence, Brenda Leigh.
Seni marihuanalı brovnilerle uyuşturduğum ve Fritz enişteyi berbat bir duruma düşürdüğüm için özür dilerim, Brenda hala.
I'm sorry for drugging you with the pot brownies I made and for putting Uncle Fritz in a terrible position.
Ama senin aksine Brenda, O her zaman ölümün üstesinden gelemez.
- She doesn't deal with death all the time.
Brenda, Charlie'yi bu işin ortasına koyamazsın.
Brenda, you can't put Charlie in the middle of this.
- Bunu yapmayacaksın. - Brenda! Bu çocuğun hayatını korumaya çalışıyorum.
- I'm trying to protect this boy's life.
Brenda hala, acele et.Hemen şimdi hastaneye gitmeliyiz.
Aunt Brenda, quick, I have to go to the hospital right now.
Hayır, hayır, Jake, benim polis Brenda.
No, no, Jake. It's me, Brenda, from the police.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]