Bu yaşta translate English
1,126 parallel translation
Bu yaşta böyle bir şeye başlamak istemiyorum...
I ain't gonna start at my age...
Bu yaşta yatağımı pislettim.
Messing the bed at my age.
- Bu yaşta çekilmiyor.
- I cannot handle it after that age.
Bu yaşta çocuk büyütmek zorunda kalmamız uygun kaçmaz.
It wouldn't be fair to be this old and have to raise children.
Bu yaşta çok normal.
- Commonplace at this age.
Onunla oynaşırken yakalamak mı? Bu yaşta!
That I'd be carrying on with her, at my age?
- Bu yaşta nasıl mutlu olabilirsin ki?
How can you be happy when you're old?
- Bu yaşta masum bir çocuğun Milli Güvenliğe bir tehdit olduğunu düşünmüyorsunuz değil mi?
surely you don't think a little child, could be a threat to national security.
Bu yaşta okula gidiyor olmalıydı.
She should be going to school.
Bu yaşta böyle şeyler olur.
- It just happens at that age.
Bu yaşta yetişkin şakaları yapmamalısın.
You shouldn't be joking with adults at your age. - Hello, Roger!
Bu yaşta bebek sahibi olduğunuza inanamıyorum.
Becoming a father at his age!
Bu yaşta hiç fena değil.
Not bad for an old man.
Bu yaşta nereye gidebiliriz?
Where can we go at our age?
Bu yaşta nasıl olduklarını bilirsin.
You know how they are at this age.
Bu yaşta, biriyle tanışıp yeniden âşık olabilir misin?
You think at your age you can meet someone and fall in love again?
Bu yaşta insan bağışıklık kazanmış oluyor.
One hopes at my age to build up an immunity.
Bu yaşta hâlâ mutlu aileler mi oynuyorsun?
Still playing "happy families" at your age?
İhtiyarlamış kemiklerini dinlendirmek yerine bu yaşta hala oradan oraya dolaşıp duruyorsun.
You're walking around at your old age, instead of resting your hoary bones.
Tüketici profilimiz 12 ile 15 yaş arası. Onlara bu yaşta markamızı aşılarsak iyi olur işte.
Yes, consumer profiling indicates the 12 to 15-year-old segment and, you know, if we can instil brand loyalty into them at that age, well, that's got to be good news.
- Bu yaşta çok saçma.
- It's ridiculous at my age.
- Evet, bu yaşta biri için.
- Yeah, for a man my age.
Bu yaşta bazı şeylere inanmaya hazırım.
At my age, I'm prepared to take a few things on faith.
Buna inanabiliyor musun? Hem de bu yaşta.
At her age.
Bu yaşta okula dönmemi mi istiyorsun?
You want me to go back to school at my age?
Bu yaşta New York'un şahdamarındasın, Paulette.
At your age, you're right in the heart ofthe heart, Paulette.
Bu yaşta, zamana meydan okuması gerekir.
At her age, she should be playing beat the clock.
- Bu yaşta olmaz.
- Not at this age, honey.
Bu yaşta insanların kalp krizine eğilimi oluyor.
You see, at this age people have the tendency to have a heart attack.
Bu yaşta hala doktora teziyle uğraşıyorum.
Still working on my dissertation at my age.
Daha bu yaşta rahip olmak istiyor.
It's a boy nun! He wants to be a boy nun.
Bu yaşta mı?
At their age?
Doğal olarak, katiller tarafından kötü şekilde zarar gördü, ama bu yaşta çabuk atlatırlar. - Andy'nin şimdi ihtiyacı olan... normal bir aile hayatı, iyi bir başlangıç... ve geçmişi unutmak için şans. - Zavallı çocuk.
Naturally, he was badly traumatized by the murders, but they bounce back pretty fast at that age.
Acı verir insana bu yaşta olmak
It's heartbreaking to be this age
Eğer hayatını şimdi değiştiremezsen, nispeten genç olduğun bu yaşta, mesela 50'yi gördüğünde bunu nasıl yapabileceksin?
If you can't change your life now while you're still relatively young, how could you do it when you were, say, crowning 50?
Bu yaşta muhteşem oluyorlar, değil mi?
They're great at that age, ain't they?
Hayır. Bu yaşta, neredeysen oradasındır.
At this age, where you are... you are.
Bu yaşta kızlar, bir gelir bir gider.
At this age, girls come and go. "
Seninle evlendiğimde bu yaşta mıydın? Hayır!
- You were this age when I married you?
Bu yaşta, bu zamanda kolay değil.
I mean, it's not easy in this day and age.
Bu yaşta eğlenmek isterdiniz.
You just want to have fun at your age.
Sence annemin bu yaşta bebek doğurması güvenli midir?
Do you think it's safe for Mom to have a baby at her age?
- Peki bu hıyar bu genç yaşta neden ölmek istiyor?
But why does this jerk want to die so young?
Bu yaşta gece vakti otostop mu çekiyorsun?
At your age, hitchhiking at night?
Ben onu tanıyorum. bu şeytanın işi... Pis iş, küçük yaşta seks konuşmak!
It is Satans work... listening to filthy, sick sex talk at your age!
Serseri... Genç yaşta dul kaldım. Ve seni bin bir güçlükle bu yaşa getirdim.
I became a widow at such young age and I raised you with hard work!
Bizim orada bu yasta pek çok kizin bebegi var.
Lot of girls back home about that age have babies.
Hayır. Bu kadar genç yaşta kendinden çok eminsin.
You're pretty sure for one so young.
Genç yaşta evlendim. Tüm söyleyebileceğim bu.
I got married too young.
Bu yaşta çok sigara içiyorsunuz.
You smoke a lot for someone of your age.
"İçlerinden birkaçı, bu olayı hatırlayamayacak yaşta." "Diğerleri ise bu seyahati asla unutamayacakları yönünde hemfikirler."
One or two they will be able not even to come to remember, they are to me others what they want to do of this an unforgettable travel.
bu yaz 17
bu yalan 50
bu yasak 17
bu yanlış 112
bu yanına kalmayacak 17
bu yasal mı 22
bu yasal değil 22
bu yasadışı 25
bu yasalara aykırı 18
bu yalan 50
bu yasak 17
bu yanlış 112
bu yanına kalmayacak 17
bu yasal mı 22
bu yasal değil 22
bu yasadışı 25
bu yasalara aykırı 18