Calma translate English
1,220 parallel translation
Biraz antrenmansız olabilirim ama bu çalma işi bisiklete binmek gibidir.
I may be out of practice, but this larceny business is like riding a bicycle.
Madem bir aşk hayatı çalacaksın, bari klasiklerden çalma salak!
If you're going to steal a love life, don't steal from the classics.
Senin ruhları çalma gücün olabilir... ama biliyorsun ki benim de senin anlayamayacağın yeteneklerim var.
You may have the power to steal souls... but you know I have abilities that you can't even fathom.
Bizim sondayı kurtarmamızı bekleyerek, akabinde sondayı tekrar çalma girişiminde bulunmaları mantıklı.
It's reasonable to assume they're waiting for us to retrieve the probe, at which time, they'll attempt to steal it again.
Autolycus, eğer çalınmış malı hak sahipleri için bulup getirirsen, buna çalma denmiyor.
Autolycus, it's not called stealing if you retrieve stolen property for the rightful owners.
Ama eğer kurnazlık kullanırsan... ve burunlarının altından onlar bunu bilmeden onu çalarsan... - bu çalma olarak sayılıyor.
But if you use finesse and steal it out from under their noses without them knowing it, that counts as stealing.
Dükkandan mal çalma nedeniyle bir kez mahkemeye çıktım, fakat bu bir hataydı.
I was cited for shoplifting once, but it was a mistake.
Ve WLKO, Louisville yerel haberleri, Brown Williamson eski araştırma başkanı hakkında... 500 sayfalık bir dosya ele geçirdi, bu dosyada dükkandan eşya çalma çocuk nafakası ödememe gibi detaylar bulunmakta.
And in local news, WLKO, Louisville, has gained access to a 500-page dossier... on former Brown Williamson research head, Jeffrey Wigand, detailing charges of shoplifting and failing to pay child support.
Bir daha birini dolandıracaksan bu kadar iyi çalma.
Next time you're gonna hustle somebody, don't play so great.
Kapı çalma diye bir şey duydun mu?
You heard of knocking?
Çalma şu koduğumun şeyini, sen de kendini tokatla.
You pluck this fucking thing and you slap your face.
Erkek arkadaş çalma ahlaksızlığına ne dersin?
How about the ethics of boyfriend stealing?
Anya? Kapı çalma konusuna gerçekten çalışman gerekiyor.
Anya, you really have to get this knocking thing down.
- Ruh çalma sürecini derhal geri çevirebilen bir büyü buldum.
- Now, I've found a spell that should reverse the soul transfer procedure immediately.
Böylece farkettim ki, şey, eğer sadece ondan çalarsam, bu gerçekten çalma değil, daha çok geri ödeme gibi.
So I figure, well, if I just rob from her, it isn't really stealing.
Ama yaptığım hiçbir iş, çaldığım hiçbir araba çalma planı bu kadar başarısız olmamıştı.
But all the jobs I ever pulled, all the cars I ever stole, no plan ever went down the way it had been drawn up.
Güzel top çalma.
Nice steal.
Bay Sanders karides çalma suçundan polis memuru Wayne Miller tarafından tutuklanmıştınız.
Mr. Sanders... you were arrested and booked... by a police officer named Wayne Miller for... theft of shrimp.
Ve çalma.
And don't steal.
Zaten atılacaktı... ama bu yine de çalma.
It was getting thrown out anyway... but it's still stealing.
Gelecekteki bütün arkadan bıçaklama, yalan, çalma ve bu gibi şeyleri sadece bizim için yapacağına dair bir anlaşma imzalamak istiyorum.
Uh, I'd like a signed commitment that all future backstabbing, lying, stealing, whatever, you'll, you'll do it for us.
- Sözlerimi çalma.
- Don't step on my cues.
Otelden havlu çalma fırsatım vardı ama kaçırdım.
I had a chance to swipe some towels from the hotel and I totally spaced it.
Hiç bir şey çalma?
WELL, I WAS HOPING TO GET TO.
Flanders'ın vaktini çalma.
Quit hogging Flanders.
Yalan söyleme, çalma...
Lying, stealing...
Bu senenin birincisi Phil Collins'le Lalapalooblaza'da çalma fırsatı bulacak, ve önemli değil diyorsun ha?
This year's winner gets to open for Phil Collins at Lalapalooblaza, and that's no big deal? !
Çalma düğmesi bozuk.
Now. this play button is a little screwed up.
Çalma işindeyim.
I'm in the business of stealing.
fakat sakın çalma. "
Don't... steal it. "
Mal çalma araba çalma, uyuşturucu, kundakçılık.
Shoplifting at 11 grand-theft auto, narcotics, arson.
Çene çalma?
Gabbing?
bir saniye, bir saniye bekle. - Bilgewater'ın heryerinde çalma işi bir gün önceden mi haber verilir? - Hedwig!
Hold on, hold on a second.
Arabayı çalma.
Do not steal the car.
Kapımı bile çalma. Birşey isteme.
Ask me for nothing.
Çalma seviyesi aynı olmalı.
The playing field has to be level.
Rosemary, benim laflarımı çalma.
Rosemary, don't steal my lines.
- Kapıyı çalma zahmetine girmedin.
Don't bother to knock.
Bakalım, "Araba hırsızlığı, araba hırsızlığı, mağazadan araba çalma,... kundaklama, araba hırsızlığı, araba hırsızlığı ve araba hırsızlığı."
Now... "Car theft, car theft, ram-raiding", "arson, car theft, car theft and car theft."
Dosyayı biz tekrar elden geçirene kadar kızın kapısını çalma.
Don't ring her bell till we re-examine our case.
Hiçbir şey çalma, karıştırma, kesme.
Don't scat, don't chop, don't blend...
Ve yalnızca geceleri köyden köye koşup insanların ruhlarını çalma yarışı yapmak için ortaya çıkartıklarını.
And they only came out at night to race from village to village stealing people's essences.
Zamanı iyi kullan, zamanı çalma.
Be a man of the times, not a thief of it.
Hayır, bir uyuşturucu problemin vardı, daha sonradan çalma problemine döndü.
No, I had a situation with drugs which turned into a situation with stealing.
Kahretsin, Alice, yanında ben varken şeker çalma!
Shit, Alice, you don't steal sweets, not when I'm around!
Oğlum ne zaman seninle olsa başı derde giriyor araba çalma, dükkan soyma ve şimdi de bu.
My son only ever gets into trouble when he's with you - stealing cars, shoplifting - and this is it.
Bir daha asla evimin yakınına gelme, kapımı çalma.
You don't come near my house, you don't knock on my door, ever again.
- Korna da çalma.
- Or honk.
İblis aşk büyüleri var, büyülü seks ilahileri var, voodoo kalp çalma törenleri var...
You got demon love spells, mojo sex chants, voodoo booty rituals.
Voodoo kalp çalma ayinleri mi?
Voodoo booty rituals?
Cehennemden çalma süper güçleri olan kötü bir ucube ve kanında akü asidi bulunan bir ucube olduğunu düşünüyor.
She thinks you're an evil freak with super powers from hell and battery acid for blood.