Chic translate English
652 parallel translation
Muhteşem ve normal bir kadın olduktan sonra karşına çıkacağım ve bana aşık olacaksın.
I planned on appearing in front of you once I became a really chic, normal lady. Then, I'll have you fall head over heels in love with me.
Yok, onun için "Chic Sale" e başvururum.
No, in that case I'd just call Chic Sale.
Şık, etkileyici, tek gözü örten ve rüzgarlı günlerde dikkat edilmesi gereken.
Chic, piquant, perched over one eye... and has to be watched on windy days.
Bunlar malların hası Hepsi Paris modası
Come have a peek It's all Paris chic!
Petersburg'dan ve o şık muhafızlardan sonra herhalde biz sana barbar gibi geliyoruzdur.
Well, after Petersburg and those chic guards... I suppose we seem like barbarians to you.
Otursana, Pierrot. Bay Chic ve ben, seni bekliyoruz.
C'mon, Pierrot Mister Chic and me are waiting
Şık mı?
Chic?
Taktığın şapka müthiş şık.
That's an awful chic hat you're wearing.
- Chicky Chic parçasında Monteiro'nun taktığı şapka bu değil mi?
This is the one Monteiro wore in the Chicky - Chic number, isn't it?
Mahkeme üç gün içinde olacak.
The trial will be très chic.
Çok şık, gençlik dolu.
So chic, so young.
Bir şeyhin her zaman şık oluşu
A "sheik" that is truly "chic."
Ben Parisli Anatole Hem şeyh hem şıkım
I'm Anatole of Paris I shriek with chic
Amerikalı kadınları şık sanmakla yanılıyormuşuz anlaşılan.
We apparently have a false idea about the chic American woman.
Kalabalık bir barın etrafına toplanmış tatlı piliçler yok.
No chic little dames across a crowded bar.
# O şık, ve modaya uygun biri #
She's stylish She's chic
- Çok şık, çok modaya uygun.
- Very chic, very saucy.
Çok hoş, çok şık.
- It's very nice! Very chic!
Çok güzel, çok şık.
Very pretty. Very chic.
Söyler misin Paris'te hoş insanlar arasında Rolls-Royce mu yoksa Cadillac mı daha şık sayılıyor?
Would you say that in Paris, among smart people, the Rolls Royce or the Cadillac is considered more chic?
Onun standartları her zaman onun seçtiği şık kulüpler, asil çevreler olacak. Neredeyse reşit oldu.
Her standards will always be the chic club, the royal enclosure, and that's her decision, she's almost of age.
Böyle lüks bir otelde sevişeceğimi ve şampanya içeceğimi hayal bile edemezdim..
I'd never have thought I'd make love and drink champagne in a chic hotel.
Artık Ida'yla tüm pahalı otellerin yataklarını deneyebiliriz.
Now Ida and me can try out beds in all the chic hotels.
Şu anda Şikago yolunda olmanız gerekmi...
You're supposed to be on your way to Chic...
Sen giyin süslen ve acele buraya gel.
So you get into something chic with a heavy asbestos lining and hurry over.
Çok şık!
Very chic!
Fazla demode.
How very un-chic.
Saç, elbiseyi de daha şık bir hale getiriyor.
The hair makes a dress chic.
Benim için Maggy sahte bir hatun sahte bir sosyetik, sahte bir Paris - kısaca her şeyi sahte.
To me Maggy is fake chic, fake society, fake Paris - fake everything.
- Çok şık duruyor.
- I think it's very chic.
- Şık bir köyde değil, sade köyde.
- Not the chic country, the plain country.
Pahalı olur. Ama hem sağlam hem şıktır.
It's expensive but chic
Üstüne üstlük de zarafetiniz var.
You really built. And oh, so-o chic
Zarafet desen zarafet, şıklık desen şıklık.
Classy stuff, chic goods.
Hangi beyefendi olsa lavabo için 50 dolar verir.
I mean, any gentleman with the slightest chic will give a girl a $ 50 bill for the powder room.
Şık değil!
No chic!
Gecikmiş balayı daha güzeldir.
A late honeymoon's really chic, you know?
Tonu, iş aramaya çıkan biri için!
It's too chic for someone who's looking for a job
- Orası başkent, buraya benzemez!
It's a very chic crowd.
Çok şık oldu.
This one's very chic on you
Çok şık oldun, Rosalia.
You look so chic, Rosalia.
- Tabelada'Au Chic Parisien'yazar.
- It's called'Au Chic parisien'.
Sakallı bir adam.... Chic Parisien!
A bearded man.... at Chic Parisien!
Lucia, bu tür sürprizlere karşı özel şeyler düşünür.
Lucia, has a special chic in thinking up these surprises.
Şık bir kız.
She's chic.
Portakal rengi ve fuşya kombinasyonu bugünlerde çok moda.
Well, mandarin red and fuchsia is a very chic combination this year.
Çok şık duruyor.
Looks very chic.
En görkemli kabarelerde çıkardım.
I appear in all the most chic cabarets.
Çok şık, Bayan Galore.
Very chic, Miss Galore.
Hem, bu işle ilgili bütün bildiklerimizi Chic'e, Ellen'e, Harry'ye ve bana öğreten Wally değil miydi?
After all, wasn't it Wally who taught Chic, Ellen, Harry, myself, most of what we know about this business?
- Bak sen!
- Maybe you think I'm not chic enough!