Christian translate English
7,501 parallel translation
Ben bir Hristiyan'ım, Bay Kelly.
I'm a Christian, Mr Kelly.
İyi bir dindar olup kardeşini göm ve geldiğin yere geri dön.
Do the Christian thing, see your brother into the ground, and then go back to where you came from.
- İyi bir hristiyandı.
- He was a good Christian man.
Bak, akıllı bir Hristiyan kızına benziyorsun.
Look, you look like a nice, Christian girl.
Tanrı korkusu olan bir hristiyanım ben.
I'm a God-fearing Christian.
Christian Louboutin SS Koleksiyonu, pembe sınırlı üretimi.
Christian Louboutin SS Collection limited edition in pink.
Christian Louboutin SS Koleksiyonu pembe sınırlı üretimi demiştim kevaşe!
I told you they're Christian Louboutin SS Collection limited edition in pink you wench!
Bunlar Christian Louboutin sınırlı üretiminin 5890 dolarlık defolu ürünlerinden.
Those Christian Louboutin limited edition's retail for $ 5890.
Hristiyanlıkta boşanmak yoktur.
It ain't Christian to get divorced.
Şimdi, biliyorsunuz, sizinle açık konuşacağım, çünkü... ben hristiyan bir kadınım ve sen her zaman benim... efendim ve kurtarıcım olacaksın, ve öleceğim güne kadar seni seveceğim.
So, now, you know, I'm gonna be straight with you,'cause you know I'm a Christian woman and you are now and always will by my Lord and savior and I will love you until the day I die.
Hristiyandı, değil mi?
She was a Christian, was she not?
İyi Mormonlar, Hıristiyan merhametiniz için teşekkür ederim.
Good Mormons, thank you for your Christian charity.
Vadi Hristiyanları, herkesin, kendileri gibi tırmanmasını bekliyordu.
Valley Christian hoped everyone exactly as they escalate
Seninle birlikte gelen Hristiyan da kim?
Who is the Christian who rides with you?
Çinliler, Araplar, Hristiyanlar ya da Hindular...
The Chinese... Saracen... Christian or Hindi.
Onu diriltmek ister misin, Hristiyan?
You wish to resurrect him, Christian?
Doğru, çünkü dindar bir Hristiyan olan müvekkilimi uyuşturucu alan ve seks manyağı bir sporcu olarak gösteren bir bilgiyi sızdırmak davamıza hizmet eder.
Right, because releasing information that paints my client... a devout, born-again Christian... As a drug-taking, sex-crazed jock serves our case how?
Onlara uygun bir Hıristiyan cenazesi yapalım.
We'll give them a proper christian burial.
Eğer ailenin sözünü dinlemezsen Tanrı'nın sözünü dinleyeceğin Hristiyan yatılı okuluna gidersin.
If you won't listen to your parents, you're going to a Christian boarding school, where you will listen to God.
Eşcinselliği tedavi edebiliyorlarmış.
Because I have decided to attend a Christian retreat where they can cure homosexuality.
Yani Hristiyan cenneti, Müsüman cenneti eşcinsel cenneti, hetero cenneti var.
So there's Christian heaven, Muslim heaven, gay heaven, straight heaven,
Pepperdine çıkışlıyım.
I had to park my ass underneath a Christian college, I'd be out at Pepperdine.
Hans Christian Andersen.
Hans Christian Andersen.
Adı Christian Donaldson.
His name is Christian Donaldson.
Defol git, Christian, artık bununla uğraşmıyorum.
Just fuck off, Christian, I'm not doing this any more.
Christian, sen misin?
Christian, is that you?
Evet. Nobel Ödülü kazanamadın, değil mi, Christian?
Yes, well, you're hardly a Nobel Prize-winner, are you, Christian?
Christian Donaldson, Becky, Ian ve Grant ile birlikte kaçıyor. - Ne?
Christian Donaldson is on the run with Becky, Ian and Grant.
Christian Donaldson ve diğerleri bende.
I have Christian Donaldson and the others.
- Christian Donaldson bende.
I have Christian Donaldson.
İyi bir Hıristiyan kızım.
I'm a good Christian girl.
Bu kilisenin geleneksel duaları bilen ve mesajlar veren bir rahibe ihtiyacı var.
This church wants a pastor who preaches a traditional Christian message.
Christian Andrews.
Christian Andrews.
- Hristiyan isimleri kullanamaz mıyız?
- Can't we use Christian names?
- Benim ismim Hristiyan ismi değil.
- My name is not a Christian name.
Ama Hıristiyanlık insanlığa getirdiği acıya göre değerlendirilirse kim Hıristyan olurdu ki?
But if Christianity is to be judged by the misery it has caused mankind, who would ever be a Christian?
Bana kendi ağaç evimi yaptırdı ve sonra ben yaz kampındayken onu yıktı.
He made me build my own tree house, and then he tore it down while I was at summer camp because instead of hearty, Christian nails,
Annem ve babam Hristiyandı.
My dad and ma were Christian people.
Tabloya baktı ve "George, bu adam Hristiyan." dedi.
And he looks at it and he says, "Hey, George, this cat's a Christian."
O an farkına vardım. Bir Müslüman'ın Hristiyan olarak poz veremeyeceğini söylüyordu.
And I realized very quickly he was saying a Muslim can't pose as a Christian.
Bağlayıcı Hristiyan arabuluculuğuna hoşgeldiniz.
Welcome to binding Christian arbitration.
Bayan Toms bir dul ve paylaşacak bir şeyleri olan Hristiyan bir kadın...
Mrs. Toms is a widow, and a Christian woman who has something to share, so...
Anladığım kadarıyla, son birkaç yıldır, kendi kendine Hristiyan olmuş.
I understand that she's become a Christian, herself, over the last couple of years.
Abim Christian küçük kardeşimi dövmedi.
My older brother, Christian, he didn't beat up my younger brother.
Christian.
Christian.
Sana her zaman doğruyu söyleyeceğim ama eğer Christian burada olduğumu biliyorsa...
And I always do. I always tell you the truth, But if Christian knows that I'm here...
Coulson Christian'la mı konuşuyor?
Is Coulson talking to Christian?
Christian değeri için bunu güzelce sağacak.
Oh, Christian will milk that for all it's worth.
Abim, Christian,
My older brother, Christian,
Ben hareketlerimin sorumluluğunu alıyorum Christian.
I take responsibility for my actions, Christian.
Hristiyanlığa aykırı manzarası olan hani.
A most un-Christian landscape.