Da bulundu translate English
855 parallel translation
Bana hiç zengin ya da nüfuzlu dostum olup olmadığını sorma küstahlığında bulundu.
Such impudence, asking me if I had any wealthy friends.
O da olaya bir katkıda bulundu.
She contributed something to the occasion.
Teşkilat da babanızın masumiyetini ilan etmekte katkıda bulundu.
The department contributed towards establishing your father's innocence.
Sonuncusu, dört gün önce Kaliforniya'da Wilson Dağı'nda bulundu.
The most recent finding was about four days ago near Mt. Wilson in California.
Bayan Borden yukarıda bulundu, değil mi?
Mrs. Borden was found upstairs, wasn't she?
" Topluluğuna çok katkıda bulundu.
" He contributed much to his community.
Yerde cam parçaları vardı. Bazı parçalar da dışarıda bulundu.
There was glass on the floor, and fragments were found outside.
İki tane eksik ve onlar da ayakkabı kutusunda bulundu.
That leaves 2 missing, and 2 sticks were found in that shoebox!
Peki, öyleyse, neden bize telgraf gönderip, bizi özel teslimat paketlerini almamız hususunda uyarıda bulundu?
Why did he send us that telegram warning us not to accept any special delivery packages?
Sör Charles Baskerville'in cesedi bu sabah erkenden Dartmoor'da bulundu.
"The body of Sir Charles Baskerville discovered on Dartmoor early today."
Madonna'nın bir tasviri 1576'da bulundu.
An image of the Madonna was found in 1576.
Ortadoğu'da bulundu.
Been in the Middle East.
İki sene boyunca, başkanlığa bağımsız Batı'nın, bağımsız kalması gerektiğini savundu ve bir evin içinde dahi ayrılıklar olabileceği tehlikesine dair uyarıda bulundu.
Still two years from the presidency he pleaded that the free West be allowed to remain free and warned of the hazards of a house divided against itself.
Burma'da bulundu.
He was in Burma.
Ve bu süre boyunca, Almanlar ve İtalyanlar aktif olarak Franco'nun ve faşistlerin zaferi kazanmasına katkıda bulundu.
And during this time the Condor Legion and the Italian expeditionary corps actively contribute to the victory of Franco.
İsyancılar motorlu araçla seyahat ederken Londra dışındaki Dalek kordonuna saldırıda bulundu.
( DALEK 1 ) Rebels travelling in motorised vehicle have attacked and passed Dalek outer London cordon.
Bu Folsom Point'e ilginç derecede benziyor Eski dünya takvimi 1925'de New Meksiko ile Kuzey Amerika'da bulundu.
A remarkable resemblance to the Folsom point, discovered 1925, Old World calendar.
Üç gün önce Kiowa'lar bize korkunç bir saldırıda bulundu.
The Kiowas set up a terrible slaughter on us three days ago.
Bilinmez saldırgan, yaşam bulunmayan bir gezegene bir saldırıda bulundu.
An attack by an unknown assailant on an uninhabited planet.
Skandallar birbirini izledi. Bundan rahatsız olup harçlığını kestiğimde ise daha da aptalca davranışlarda bulundu.
When I disapproved, cut off her allowance, she committed some greater folly.
Tüm elemanlar katkıda bulundu. Huzurlarınızda :
All the lads have contributed to it, it's a little number entitled :
Katkıda bulundu.
He contributed.
Güney Afrika'da Nairobi yakınında bulundu, zalim ve insanlık dışı bir deneyden geçtiği sanılıyor.
She was captured near Nairobi, south Africa, and is believed to be part of a cruel, inhuman experiment.
Son Altın Bilet tam burada Paraguay'da bulundu.
The last Golden Ticket has been found right here in Paraguay.
- Bunlar dışarı da çalıların arasında bulundu.
No. We found these outside in the bushes.
Bu duvar resmi 5 yıl önce Yanbian'da Kuzey ve Güney Kore arasındaki müşterek bir kazı esnasında bulundu.
This mural painting was found 5 years ago in Yanbian by a joint excavation between South and North Korea.
Guruldama Sesleri Çıkarma Müsteşarı Roland Penrose kadife çanta karıştırıp Diş Macunu Bulma eski Bakanı'na şahsi saldırıda bulundu.
Mr. roland penrose The undersecretary for making deep growling noises... Launched a bitter personal attack
Ve o da bir itirafta bulundu.
And she made a confession.
"Zola suçlu bulundu, sonra da korkakça tüydü."
"Zola condemned, Zola in cowardly flight."
Prag'da sayısız görevde bulundu.
He has been on several missions to Prague.
Muriel ölü bulundu ve Crystal da kayıp.
Muriel's been found dead, and Chrystal's missing.
Bankamı polise ihbar ettin ve diğerlerimiz gibi o da kabahatli bulundu ve ona da para cezası verildi.
You tipped off the police to on my bank, And now, like the rest of us, she's got a misdemeanor And a fine against her.
15 yıl önce Yellow Sky'da tesadüfen ağır gümüş madeni bulundu.
About 15 years ago, heavy silver was hit here in Yellow Sky.
Karısı ise Modesto'da kamyon şoförünün tekiyle bulundu.
When he'd got through it, it had cost him 4,000 bucks, the park officials were suing him, and his wife turned up in Modesto with a truck driver.
Bay Kristo, Londra'da güreş düzenleyemeyeceğimiz için Montreal'e gitmemiz gerektiği gibi ilginç bir öneride bulundu.
Mr. Kristo has made an interesting suggestion- - that we go to Montreal because we can't promote wrestling in London.
Evinin havuzunda genç bir adamın cesedi bulundu. Sırtından iki, karnından da bir kere vurulmuştu.
You see, the body of a young man was found... floating in the pool of her mansion... with two shots in his back and one in his stomach.
Anne, babası ya da ailesi bulundu mu?
Have her parents or family been located?
Helen Jamieson tam da diğer ikisi gibi bulundu.
Helen Jamieson was found exactly like the other two.
Ne çabuk da yenisi bulundu?
Another? I feel like a girl to sell out.
Tam da bu eyalette bulundu. Burdaki sıra dağların deniz altında kaldığı milyonlarca yıl önce yaşamış.
These are the fossil remains of a marine prehistoric creature found in this county, and which lived here millions of years ago when these mountain were underwater.
Efendisi ona iyilikte bulundu, o da kıdemli köle kız haline geldi.
She has become the senior slave girl who found favor with her master
Noghai barış teklifinde bulundu Tegana da Kubilay'ın karargahına ateşkes şartlarını konuşmaya gidiyor...
Noghai has sued for peace and Tegana travels to Kublai's court to discuss the armistice plans...
Bana Hollywood'da iş önerisinde bulundu ve ben de öneriyi kabul etmeğe karar verdim.
He got me an offer of work in Hollywood and I decided to take it.
Adolph Moeller'in cesedi 8 Kasım 1930'da, Joplin, Missouri'nin 12 mil güneyinde bir gölde bulundu.
The body of Adolph Moeller is found in a pond... 12 miles south of Joplin, Missouri... on September 8, 1930.
O da uçan daire için çok ilginç bir teklifte bulundu.
She has made a rather interesting offer for the saucer, herself.
Sulu da aynı gözlemde bulundu.
Sulu had the same observation.
Her iki olayda da arkadaşın cesedin üstünde bulundu ve sonra da bir şey hatırlamadığını söyledi.
In both cases, your friend was discovered over the body and later claimed to remember nothing.
'59'da, bodrumda gazetelere sarılı bir çocuk cesedi bulundu.
In'59, a dead infant was found, wrapped in newspaper in the basement.
Slovenya'da iki tugay daha bulundu!
Two more brigades founded in Slovenia!
Via del Tempio'da, siyasi ve sosyal açıdan tehlikeli bir kayıt bulundu.
In Via del Tempio, 1 lives a man reported to be socially and politically dangerous.
Nicola Sacco'da bir Colt 32 bulundu.
A Colt 32. Found in the pocket of Nicola Sacco.