English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Daily

Daily translate English

4,730 parallel translation
Hem bugün at yarışında kazandım.
Besides, I won the daily double.
O piçin, bir insanın ihtiyaç duyabileceğinden fazla parası olmasına rağmen, işçilerini günlük bazda onları neredeyse öldürebilecek koşullarda çalışmaya zorluyor.
That bastard has more money than anyone could ever conceivably need, yet on a daily basis his workers are forced to labour in conditions that could probably kill them.
Geriye doğru günlük eylemlerin listesini bulacaksın.
Towards the back, you'll find a list of her daily activities.
" Çoğunlukla ofis hayatının, gerçek bazda yer almasıyla birlikte yerel insan figürünün riyakarlığı, heyecanlı bir alt planı ortaya çıkarıyor.
"Though it mostly focuses " on the daily realities of office life, " a lurid subplot reveals
Bence ona günlük dozlarda boğa yatıştırıcısı uygulamalıyız.
I think we should consider injecting him with bull tranquilizer on a daily basis.
"Vardiyanız burada biter..."
" Your daily round is done with.
'Dr Lewis neredeyse hergün Elizabeth'le bağlantımı sağlıyor, 'York Prenslerine hala sadık adamlarını bulup'isyanımıza katılımları hakkında bana kendisinden haber ulaşıyor.
'Dr Lewis goes between Elizabeth and myself almost daily'as she, in turn, draws out those men still loyal to the York Princes'and signs them to our rebellion.
Gündelik hayatlarımızda kendi hayatlarımızı belirleyen anlar olur. Kendi tarihimizin gidişatını değiştirirler.
And in our daily lives, we have our own defining moments that change the course of our own history.
Tabi o kişi hâlâ orada günlük olarak çalışmıyor olabilir.
Of course, that person might not still work there on a daily basis.
- Neredeyse her gün.
Almost daily.
Ne yazık ki elimde olan tek şey günlük kahve makbuzları ve haftalık Thai yemeği siparişleri.
Unfortunately, all I have are daily coffee receipts and weekly Thai orders.
Her gün onun bu hoş mizacını göremiyorum.
I don't get to witness his sunny disposition on a daily basis.
Artık günlük rutinim pompalamak, sabahları ilaç içmek ve geceleri de Jeloqing yapmak.
SO, MY DAILY ROUTINE IS PUMPING AND PILLS IN THE MORNING AND JELQING AT NIGHT.
Ama o gün yaklaşıyor, sürekli benimle konuşuyor.
But he comes daily, sees and talks with me.
Günlük değil, sadece pazar günü.
Not daily, only on Sundays.
Başkanlığımın en bariz başarısızlığını bütün kanallarda tekrar tekrar gösteriyorlar ama biz hiçbir şey yapmıyoruz.
They're running a damn daily of the most glaring failure of my presidency, while we for all apparent purposes do nothing.
Hemen hemen her gün bize ihanet eder.
it betrays us on an almost daily basis ;
Denizanası tarafından emilen glikoz ve diğer moleküller onların sadece günlük göl geçişlerine güç sağlamaz. Ayrıca denizanasının, bedenlerinin zarif ve karmaşık yapılarını geliştirmek için kullandıkları temel yapı taşlarını sağlarlar.
Once absorbed by the jellyfish, glucose and other molecules not only power their daily voyage across the lake, they provide the basic building blocks the jellyfish use to grow the elegant and complex structures of their bodies.
Bu dünyanın ne kadar iğrençleştiğini her gün bizzat görüyoruz.
You and I get to see how dark this world is getting on a daily basis.
- Her gün Granger'la çalışıyoruz.
I work with Granger on a daily basis.
Çünkü, sineklerin bir ceset çevresinde toplandığı gibi müttefikler de Catherina Sforza'nın çevresinde toplanıyor.
Because Catherina Sforza gathers allies to her daily like flies to a corpse.
- Günlük haberler beni sevdi.
Daily News loved me.
Müzisyenlerin günlük misafirlerden farklı olduğunu biliyorum.
I know musicians are outside your daily round.
Her günkü gibi.
Whew, daily.
Yıllardır günlük tıraşımı burada olurum.
I've been getting a daily shave here for decades.
Friedhelm hariç herkes. Herkes ona korkak diyor.
" Everyone except Friedhelm, who everyone considers to be a coward, who provokes me daily.
"Bize bugün de ekmeğimizi ver."
"Give us this day our daily bread."
Nüfuzlu adamlar günlük işleri sırasında bu faaliyetlerden birinin arasına yerleştirilmiş bir grup kadın tarafından kaçırıldılar.
Men of influence snatched unsuspecting from their daily pursuits by a gang of women, one of whose number may be planted amongst those activities.
Her gün herhangi aklı başında birinin insan ya da Tanrı'nın iyi olduğu fikrini reddetme sebeplerine şahit oluyorum.
I daily witness that which would cause any sane man to deny the very notion of good... in God or in Man.
Bu civarda, Flight burada her gün kaçırılma ve cinayet görürüz. Korkmadan kendi başlarına hareket etmeleri ve bu tarz suçların çoğunlukla bildirilmemesi anlaşılabilir.
This quarter, Flight, all that we see here, daily - abduction, murder - it is perhaps understandable that crimes like these do often go unreported and that they are treated by ourselves as not mattering a great deal in comparison.
Dev bal arıları da her gün su içmeye geliyorlar.
Asiatic honeybees also come to drink daily.
Bel Air Akademi, burası her gün farklı olasılıklarla dolu.
Here at Bel Air Academy on a daily basis, we dwell in possibility.
Deden de her gün o baldan bir kaşık aldı.
Your grandfather had a spoon of that honey daily!
Daily News bu sabah bişeyler yazıcak.
Daily News is running a Blue Flu cover in the morning.
Ki bu bana, sürekli olarak ölümle yüzleşen bir memurun vereceği bir ifade gibi geldi.
Which sounds to me like the description a police officer would've had, one who experiences death on a daily basis.
Her gün ibadetimi yapacağım.
I will offer prayers daily.
Her gün acilde gördüğüm insan sayısını düşünürsek, yüzleri pek hatırlamıyorum.
The amount of people I see in the E.R. On a daily basis, I don't really remember faces.
Catherina Sforza her gün ölünün üzerindeki sinekler gibi yanına müttefik topluyor.
Catherina Sforza gathers allies to her daily - like flies to a corpse.
Yellowstone'a günlük uçuşlar var.
Hey, there are daily flights to Yellowstone.
Ben Daily Planet'ten Lois Lane.
This is Lois Lane of The Daily Planet.
"Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver." "Ve suçlarımızı bağışla."
Give us this day our daily bread, and forgive us our trespasses...
Kanal XTM, Minjoo gazetesinin mülkiyetinde.
That our XTM channel is owned by Minjoo Daily
- Patronum da Minjoo gazetesinden.
My boss is from Minjoo Daily
Bu sabah beni Minjoo gazetesinden aradılar.
I call a direct call from Minjoo Daily
Her neyse, grup olarak onun günlük bakımından sorumlusunuz.
Anyway, as a group, you'll be responsible for his daily care.
İyi bir kadın, günlük yaşamınızın belirli bazı streslerini kolaylaştırmada çok yaralı olur.
A good woman goes a long way to easing some of the obvious stresses of your daily life.
Günlük hayatımız doğaya, sözlere ve düşmana karşı bir savaş haline geldi.
Our daily life became a fight a war against nature, against words, against the enemy
Günlük görüntülü konuşmamız.
It's our daily video chat.
Onu kendi randevusunda gördüm.
What are you doing here? Ah, it's my daily run. Same as you.
Ben, deniz fenerini yıkmak üzere olan Warren Sagetla nişanlı olan bir kızımdım.
What are you, stalking me now? I told you this already, this is my daily run. That's why I left earlier today.
Bir de gündelik mi veriyorsun parayı?
Do you pay daily?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]