Danıel translate English
377 parallel translation
El Ece Bra'dan yine bir ziyaretçi vardı.
There was another visitor from El Ece Bra.
El Ece Bra'dan Şeyh Emir.
Sheik Amir of El Ece Bra.
Bunu sana El Sordo'dan dönerken anlatmak istedim, fakat sen duymak istemedin. O zaman çok mutlu oldum.
I was going to tell you on the way back from El Sordo, but I was glad when you wouldn't let me.
Lewt El Paso'dan daha dönmedi.
Lewt's not back from El Paso.
El Paso ve Amarillo'nun Sodom ve Gomorra'dan hiç farkı yok, belki... biraz olabilir, ama Beezelbub'da senin gibilere ne derler bilir misin?
El Paso and Amarillo ain't no different... than Sodom and Gomorra... on a smaller scale, of course, but... What in Beezelbub's name do you call that?
El Paso'dan bahseden kim?
Who said anything about El Paso?
İstesem ben bile arayıp El Paso'dan telgraf çektirebilirim.
Why, even I could call up and clear a wire out of El Paso if I wanted to.
Gemisi limandan ayrılırken, Namiko kıyıdan ona el sallıyordu
As he was going aboard Namiko waved from shore
Meksika yapımı eyerim var. El Paso'dan 90 dolara almıştım.
I got a Mexican saddle I paid $ 90 for in El Paso.
El Morocco'dan atıldığımızda, Village'a gideriz.
When they throw us out of EI Morocco, we'll go to the Village.
"Korsan dürtülü bir kaptan gemisini sahiplerinin istediğinin dışında bir amaçla çalıştırıyorsa gemiye el konulması uygun olabilir geminin mürettebatı ahlaki ve hukuki açıdan komutayı ondan almaya yetkilidir"
A captain who, from private motives... employs his vessel to another purpose than that intended by the owners... is answerable to the charge of usurpation... and his crew is morally and legally entitled... to employ forceful means in wresting his command from him. "
General, Fuller'dan, yarın akşam Fuller'ın Savaşçıları için vereceğim partiden sonra benimle el sıkışmasını istiyor.
General's asking to shake on it after the big banquet to launch Fighters for Fuller.
Kardesin Morgan geçen yiI... beni Deadwood'dan sürüp 10.000 dolarima el koydu.
Your brother Morgan ran me out of Deadwood last year and impounded $ 10,000 of my money.
Arayan olursa Dan, El Morocco'da olacağım.
Anyone calls, Dan, I'll be at El Morocco.
Onu El Paso'dan tanıyorum.
I know him from El Paso.
Daniel, kendine bir içki koy.
DAN I EL, F IX YOURSELF A DRINK.
El Trovador'dan daha iyi bir şarkıcı olan bir arkadaşım var. - Çok sağlıklı.
I have an amigo who is a better singer than El Trovador and he's very healthy.
El Toro'dan nefret etmesine neden olmuş
Caused him to hate El Toro
Scott, başka herhangi bir araştırmacı subayın kolayca yapabileceği... bu iş için, Broderick'i taa El Paso'dan buraya kadar sevk etmek zorunda kalmış.
Scott had to dispatch Colonel Broderick all the way from El Paso on a job that any investigator could've done.
El Paso'dan pek uzak olmayan Santa Cruz adında küçük bir kasaba var.
Not far from El Paso there's a little town, Santa Cruz.
Vurun, öldürün, ardınızdaki her silahı alın, özellikle El Paso'dan gelecek olanları.
Shoot, kill, get every gun in the area after you... especially those from El Paso.
Santa Cruz'dan çıkarken, El Paso'ya yöneldik ama bizi her yerden kuşattılar.
After Santa Cruz, we headed for El Paso and they hit us from all sides.
El Paso'dan.
El Paso.
El Paso'dan olan.
The one from El Paso.
"Meşeden yapı ma el işi kafesli kapıdan giriyor"
Brand-new gate of pure oak and of lattice handiwork.
Ve şimdi burada Virginia City'de, El Dorado'nun ilk günü için son nokta, Hepimiz batıdan görünen yola bakıyoruz.
And now, here in Virginia City, the terminal point for the first day of the El Dorado, we're all looking down the road from the west.
Rosa bana El Manco'dan şarap getirdi.
Rosa had brought me some wine from El Manco.
El Paso'dan bir arkadaşım benimleydi.
A friend ofmine from El Paso was with me.
O zamana dek Murphy Arizona'dan Teksas'a kadar her şeye el koyar.
By that time, Murphy'll have his name on everything between Arizona and Texas.
El Hoyo'dan.
El Hoyo.
Onu ikinci el kitapçıdan satın aldım.
I bought it in a used bookstore.
Beni karıştırmayın, Leopold ve Lobe'dan beri tek el kazanamadım.
Don't look at me, I haven't won a hand since Leopold and Lobe.
Bakka Kampında, Amman'dan uzak olmayan bir yerde, El-Fetih liderlerinden biri konuşur ;
In the camp of Bakka, not far from Amman, a leader from the Fatah speaks ;
Amerika'dan Mr.William Fraser notun gerçekten Mrs.Douglas tarafından yazıldığına dair ifade verecek ve bunu kanıtlamak için O'nun el yazısından örnekler gösterecek.
William Fraser from America - who will testify that it is indeed a note written by Mrs. : Douglas. And who will produce samples of her handwriting to substantiate it :
Santana'dan El Chicano'ya kadar her şeyi çalarız.
We play everything from, like, Santana to El Chicano.
Nereden gelmiş? El Paso'dan.
Where'd this come from?
Sevgili, biricik arkadaşım Savannah'dan.
From El Paso. From my dear, darlin'friend Savannah.
Kaybederseniz, el konursa, Rusya'dan asla çıkamazsınız.
If you lose it, if it is confiscated, you'll never make it out of Russia.
Sedalia'dan El Dorado Springs'e bütün siloları vurmuş olmalılar.
They must've hit every missile silo from Sedalia to El Dorado Springs.
Şu El Salvador'dan gelen çocuktan mı bahsediyorsun?
You mean that kid from El Salvador?
"El panchito" dan özel bir sosisli...
A super hotdog from Panchito.
Ramon bu sabah El Playon'dan birkaç kare yakaladım, belki işine yararlar...
Ramon I got some shots this morning and maybe they can help you from El Playon.
Pauline Axelrod'dan "El Salvador'daki İki Haftam". Evet evet, tabi.
"My Two Weeks in El Salvador" by Pauline Axelrod.
Richard Boyl ve "El Salvador'dan Bir Pezevenk Geçti".
Oh, yeah. "Whoring Through El Salvador" by Richard Boyle.
Bunların da El Guapo'dan aşağı kalır yanı yok.
They are no better than El Guapo.
Muhtemelen Meksika'dan çıkmış en büyük aktör olan şu El Guapo ile bir tek şovumuza 100.000 pezo ödeyecekler.
A hundred thousand pesos to do a personal appearance with El Guapo... who is probably the biggest actor to ever come out of Mexico.
Sence bunlar bizi El Guapo'dan koruyabilecek mi?
Do you think they can protect us from El Guapo?
Mal bu akşam dokuz buçukta El Paso'dan gelecek, kontrol et.
The stuff's coming in on the 9 : 30 from El Paso. Check it out.
Vaşington'dan gelerek büroma el koyup delil yaratmamı isteyemezsin.
I don't need you flying in from Washington taking over my office, telling me to manufacture evidence.
Çünkü beni birkaç kez El Paso'dan uyuşturucu getirdiğime dair ihbar etmişti.
'Cause she told on me... a couple of times... that I was hauling drugs out of El Paso.
Ondan sonra EL LLano'dan ayrıldım.
After that, I left the llano.