Dayanamayacağım translate English
920 parallel translation
Daha fazla dayanamayacağım.
I couldn't hold out much longer.
Sizin bu paragöz tavrınıza dayanamayacağım.
I won't stand for your penny-pinching manners.
Buna daha fazla dayanamayacağım.
I can't stand this any longer.
Daha fazla dayanamayacağım.
I can't stand this any longer.
Daha fazla dayanamayacağım.
I can be pushed just so far and no further.
Daha fazla dayanamayacağım.
I can't hold out any longer.
Ben de daha fazla dayanamayacağım.
I can't hold out any longer either.
Daha fazla dayanamayacağım!
I can't stand it any longer!
Bu acıya daha fazla dayanamayacağım.
I can't stand the pain any longer.
Buna daha fazla dayanamayacağım.
I can't stand this another moment.
Daha fazla dayanamayacağım.
I can't stand more.
Daha fazla dayanamayacağım.!
I can't stand more!
Bu düşüncelerinizden faydalanmaya dayanamayacağım Bayan O'Hara.
I can't bear to take advantage of your little-girl ideas.
Buna dayanamayacağım.
I can't stand it.
- Buna dayanamayacağım.
- I can't stand it!
Bir gece, Londra'dan gizlice dönmüş olduğunu öğrenince Favell'le burada olduklarını anladım ve artık bu pislik ve yalan dolu yaşama daha fazla dayanamayacağımı da anladım.
One night when I found that she'd come back quietly from London, I thought that Ravell was with her, and I knew then I couldn't stand this life of fiilth and deceit any longer.
Bu duruma daha fazla dayanamayacağım.
I'm not going to stand for this much longer.
Yaşlanıyor ve huysuzlanıyor olabilirim, ama artık buna dayanamayacağım.
I may be getting old and crotchety, but I won't put up with it anymore.
Artık dayanamayacağım.
Why, say, I'm not going to stand for that.
Sevgilim, lütfen, artık dayanamayacağım.
Darling, please, I can't stand it another second.
Artık dayanamayacağım.
I can't fight it anymore.
Her şeye dayandım ama buna dayanamayacağım.
I've taken everything, but I'll not put up with this.
Bu kadar heyecana, dayanamayacağım!
I will not stand for this excitement!
- Daha fazla dayanamayacağım.
- I can't do it any more.
Buna daha fazla dayanamayacağım!
I can't take any more of this!
Dürüst davranacağım, ben buna daha fazla dayanamayacağım çünkü bu tür şeylere alışık değilim.
I'll be honest with you, miss, I just can't stand no more of this. I just ain't used to it, that's all.
Daha fazla mızmızlanmana dayanamayacağım.
I can't take it anymore!
Bu baş ağrısına dayanamayacağım.
I can't stand this hangover.
Daha fazla dayanamayacağım.
I can't take any more.
Daha fazla dayanamayacağım.
- Thanks. I ain't gonna stand it much longer.
Daha fazla dayanamayacağım!
I've had it!
Ben... Ben daha fazla dayanamayacağım.
I can't stay long.
Daha fazla dayanamayacağım.
I can't last much longer.
Onun cesedi olamazdı, ve ölü bir bedenin görüntüsüne dayanamayacağımı size söylemiştim.
It couldn't be her, and I have told you I cannot stand the sight of a dead body.
- Bu sızlanmaya daha fazla dayanamayacağım.
- I can't stand that moaning.
Daha fazla dayanamayacağım.
I can't take no more.
Bir yerde tıkılıp kalmaya, bir dakika bile daha dayanamayacağımı düşündüğümde ne yaparım, biliyor musun?
You know what I do when I think I can't stand another minute of being cooped up?
Buna daha fazla dayanamayacağım, Julian.
I can't pretend any longer, Julian.
- Daha fazla izlemeye dayanamayacağım.
I can't watch much more of this.
Bu yalnızlığa bir gün daha dayanamayacağım diyorum.
NOT ONE MORE DAY! BY NOON, WHEN I CAN'T KEEP MY FING ERS STILL,
Geçen Aralık ayında artık dayanamayacağımı anladım.
Last December it got so I couldn't take it anymore.
Bu kaybetmeye dayanamayacağımız bir savaştır.
This is a battle we cannot afford to lose.
Artık dayanamayacağım
For I can't stand it anymore
- Artık dayanamayacağım.
- I can't stand it.
Daha dayanamayacağım.
I can't take it anymore.
Buna dayanıp dayanamayacağımı merak ettim.
I wondered if I'd be able to bear it.
İzlerken bir an dayanamayacağımı fark ettim ve şeye gittim.
There came a moment when I couldn't take it anymore. So I went with a — - A whore?
Ben buna dayanamayacağım.
I won't stand for it.
Buna dayanamayacağımın farkında.
She knows I can't stand that.
Buna daha fazla dayanamayacağım.
I can't take it any longer. Forward!
Daha fazla dayanamayacağım!
I can't take it anymore!
dayan 712
dayanamıyorum 241
dayanamadım 49
dayanamıyorum artık 51
dayanılmaz 25
dayan dostum 17
dayan biraz 56
dayanın 97
dayanmalısın 17
dayanamıyorum 241
dayanamadım 49
dayanamıyorum artık 51
dayanılmaz 25
dayan dostum 17
dayan biraz 56
dayanın 97
dayanmalısın 17