Dayanamıyorum translate English
3,613 parallel translation
Seni dinlemeye dayanamıyorum!
I can't stand listening to you!
Ben de seni görmeye dayanamıyorum!
I can't stand looking at you!
- Seninle yaşamaya dayanamıyorum!
I can't stand living with you!
Yine mağlup olduğunu görmeye dayanamıyorum.
Hate to see you lose again.
Artık dayanamıyorum.
- I can't take it anymore.
Dayanamıyorum.
I can't stand it.
Kapatın şu müziği dayanamıyorum artık.
Turn off that music. I've had it!
Dayanamıyorum.
I can't take it.
Artık buna dayanamıyorum.
Oh, my God, baby, I can't take this.
O herife dayanamıyorum.
I can't stand the bastard.
Dayanamıyorum.
I can't do it!
Bu müziğe daha fazla dayanamıyorum.
I cannot stand this music anymore.
Dayanamıyorum artık!
I can't take any more!
Öyle erkeklere dayanamıyorum.
I can't stand guys like that.
Hem kadın ağlamasına da dayanamıyorum.
And I can't stand the wailing of women.
Dayanamıyorum!
I can't stand it!
Artık dayanamıyorum.
I can't stand it anymore.
Çünkü sevdiğim insandan ayrı kalmaya dayanamıyorum.
Because I can't stand to be apart from the person I love.
Dayanamıyorum artık!
I can't take it!
Burada yalnız kalmaya dayanamıyorum.
I can't stand being here alone.
Daha fazla dayanamıyorum anne.
I can't fucking take it anymore, Mum.
Daha fazla dayanamıyorum anne.
Can't fuckin'take it anymore, Mum.
Artık dayanamıyorum.
"I can't do it anymore"
O kadar utanıyorum ki dayanamıyorum.
I'm so ashamed of myself I can't stand it.
Ama artık dayanamıyorum.
I can't stand this anymore.
- Dayanamıyorum.
Please! Can't bear it.
Dayanamıyorum artık.
I can't take this anymore, I can't, I mean,
Lütfen, daha fazla dayanamıyorum.
Please, I can't take anymore.
- O adama dayanamıyorum.
- I can't stand that guy.
Dayanamıyorum artık.
I can't stand it.
Eh, Ben artık dayanamıyorum.
Well, I can't take it anymore.
- Ewoklara artık dayanamıyorum.
- I've had it up to here with Ewoks.
Oh, dayanamıyorum.
Oh, I can't hold it.
Ve dürüst olayım, hiçbir şeye dayanamıyorum ve tüm bunlara inanmak da istemiyorum.
And honestly, I just can't stand all this, and I don't want to believe all what's going on.
Artık dayanamıyorum.
And I can't take it any more.
Evde olmaya dayanamıyorum.
I can't stand being at home.
Bisikletimde olmaya dayanamıyorum.
I can't stand being on my bike.
Daha fazla dayanamıyorum, öp beni.
Can't take it any more, just give us a snog.
Dayanamıyorum!
I can not anymore!
Artık dayanamıyorum.
I just can't take it anymore.
Artık dayanamıyorum.
I can't take anymore.
Seni uzun süre görmemeye dayanamıyorum.
I can't stand being so long without seeing you.
Her gün onları görmeye dayanamıyorum.
I can't look at it every single day.
Bu baskıya dayanamıyorum ben.
I can't take this pressure, all right?
- Dayanamıyorum artık!
- Enough is enough!
Dayanamıyorum artık.
I can't keep up anymore
Artık dayanamıyorum.
I can't take it.
Böyle davranınca ona hiç dayanamıyorum.
I can't take her when she's like this anymore.
Artık buna dayanamıyorum.
I can't hack this any more.
Beş yıldır bulimia hastasıyım ve daha fazla dayanamıyorum.
I now suffer from bulimia for five years... and I do not. pull
Dayanamıyorum artık.
I can't stand it any more.
dayanamıyorum artık 51
dayan 712
dayanamadım 49
dayanılmaz 25
dayan dostum 17
dayan biraz 56
dayanamayacağım 24
dayanın 97
dayanmalısın 17
dayan 712
dayanamadım 49
dayanılmaz 25
dayan dostum 17
dayan biraz 56
dayanamayacağım 24
dayanın 97
dayanmalısın 17