Delikanlı translate English
6,450 parallel translation
Müsaadenizle sorabilir miyim, bir delikanlı uluslararası bir aramayı nasıl atlatır?
May I ask, how does a teenager evade an international search?
Delikanlı bana bu talihsiz olay hakkında yardımcı olabileceğin söylendi.
Well, young man, I'm told you might be able to help us With this unfortunate event.
Umarım yanlış anlamazsınız ama artık yakışıklı delikanlılar pek ziyaretime gelmiyor.
I hope you don't mind, but I don't get many handsome young men visitors anymore.
İçip içip sızlanmayı kessinler, bırak o kadehi elinden, emniyete geri dön ve delikanlı gibi sunum odasına girerken... de ki, " Tamam, dinleyin.
They need to stop being so bloody maudlin, put down that drink, rejoin the force and stride manfully into the briefing room saying, " OK, listen up.
Bu kadar resmiyete gerek yok, delikanlı. Isırmam.
No need to be so formal, lad, I'm not going to bite.
Aferin delikanlı.
Good lad.
Burada kültür, müzik ve bir sürü delikanlı var.
It's got culture and music and tons of youngsters.
Delikanlı mı?
Youngsters?
Onunla seksi bir delikanlı hakkında konuşmam lazım.
I need to talk to her about a foxy young man.
Ne yazık ki o seksi delikanlı, köşede stresten kendini yemeğe vermişti.
Unfortunately, that foxy young man was stress-eating in the corner.
Aramızda 8 santim ses geçirmeyen cam olunca delikanlı oldun.
Tough guy with three inches of soundproof glass between us.
delikanlılık hislerimi tetikleyen kadındır.
How can I put this? ... Adolescent urges.
Seni üzmek istemem, delikanlı.
I don't wanna bring you down, little man.
Bir soygunda oyuna getirilen 19 yaşında bir delikanlım var,... ve 20 yıl yemekle karşı karşıya.
I got a 19-year-old kid who was duped into a robbery, and is facing 20 years. What do you think?
Tekrar 16 yaşında bir delikanlı olmak istiyorum.
I want to be a 16 year old boy again
"Kızlar Sam gibi bir delikanlıya aşık olur."
"A girl could fall for a lad like Sam."
- Senin gibi bir delikanlıya aşık oldum.
I could fall for a lad like you.
Hayalimde, Ray isimli bir delikanlıyla evliydin.
In my mind, you're married to a fella named Ray. A dentist...
Delikanlı anlatmaz!
A gentleman never tells are you going to deal?
Dernek falanda işte hani erişkin bir delikanlı eve gelip gidiyor.
But here, it's seen as a grown man coming to our home.
Bugünlerde bir çok kız gibi Laura hepsinden farklı şekilde adamlar, genç ve çok genç değil, tüm şekillerde ve büyüklükte, gökkuşağının tüm renkleri, burada siyah bir delikanlı var, kahverengi var, sarı var, yahudi çiftler var, türbanlılar var.
Like most girls these days, Laura has been through all different types of men, young and not so young, all shapes and sizes, all colours of the rainbow, there was a black lad, there was a brown lad, there was a yellow lad, there was a couple of Jews, a fella in a turban.
Ayıp. Ya sen ne biçim delikanlısın?
C'mon, be a man!
Baba ben senin kadar delikanlı adam görmedim.
Dad, you are a true man.
Çok akıllı bir delikanlısın, ve biliyorum bir dahakine daha başarılı olacaksın.
You are a very smart young man, and I know that you will do better next time.
" Delikanlı çobanlar her güzel Mayıs sabahı...
" The shepherds'swains shall dance and sing
Robbert, Breda'da doğup büyüyen, halihazırda 25 yaşında olup hobisi sayesinde bütün dünyayı gezen bir delikanlı.
Robbert is a guy born and bred in Breda, 25 years old now... whose hobby takes him all over the world.
Delikanlı.
Young man.
Bir delikanlı sabah gelip bunu yazdı.
A nice boy scribbled it.
Al bakalım, delikanlı.
Here you go, young man.
Yıllar boyunca, düşmana koştuğunu sanan... o kadar çok delikanlı gördüm ki.
I've met so many young men over the years... who have thought they were running at their enemy.
- Benimle bir derdin mi var delikanlı?
Do you and me have a problem?
Delikanlılığın kitabını okumadın galiba?
There's a code amongst men.
- Aferin sana delikanlı.
Good for you, little man. Little man?
- Delikanlı? - Aferin.
- Good for you.
- Ben mi delikanlı?
- Me, the littleman?
Hazır mısın delikanlı?
You ready, young blood?
- Hakikaten tam bir delikanlı.
Quite a young man.
Delikanlıdan özür dile ve tekrar çık onunla.
Apologize at once and go out with this fine young man.
N'aber, delikanlı?
- Hello, gents.
Duydun mu, delikanlı?
- You understand me, young man?
Böyle devam et delikanlı.
I want you to keep keeping on, young butt.
Ülkede gidip o lanet olası Kaiser'i ezmek istemeyen delikanlı yoktur diye düşünüyorum.
I think there isn't a lad in the country doesn't want to go and crush that bloody Kaiser.
İki gün sonra, köye bir delikanlı gelmiş. Sikkeyi arıyormuş.
Two days later, a young man came to the village, looking for the coin.
Senin gibi bir delikanlı kapmak için üşüşürler.
Falling over to get themselves a lad like you.
Ne yani, benim gibi bir delikanlı tanımıyor musun?
What, you don't know any lads like me?
Benden kurtulamazsın delikanlı.
You don't quit me, boy.
Şimdilerde genç bir delikanlı olsa gerek.
Yeah, he'd be a young man now.
Sen de bir zamanlar 20 yaşında bir delikanlıydın.
You were once a 20 year old male person.
Yarı radikal, yarı zengin delikanlı.
Half radical, half rich kid. Half Russian, half Chechen.
- Hayattan fazla, mücevherlerden fazla. -... kaygısız bir delikanlı...
More than life More than jewels... a carefree young lad...
- Delikanlının babası yoktu ve annesi...
The young lad had no father, and his mother...