English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Demeyeceğim

Demeyeceğim translate English

528 parallel translation
Bunun için şimdi size hoşçakalın demeyeceğim.
So I won't say goodbye now.
Size dayı demeyeceğim.
I don't think I shall call you uncle.
Size asla teyze demeyeceğim!
I'll never call you "aunt" as long as I live!
- Öyle bir şey demeyeceğim.
- I won't say it.
- "Çorba zamanı!" demeyeceğim.
- I know. - I'm not supposed to say, "Soup's on!"
Haçları geri getirmedikçe sana iyi geceler demeyeceğim.
I'll say good night to you when you return the crosses.
Bir erkek ile kadın arasında'seninle tatmak istiyorum'demeyeceğim bir ilişkinin olmadığını biliyorsun.
There isn't a relationship you can name which exists between a man and a woman of which I wouldn't say let it be you.
Bir erkek ile kadın arasında'seninle tatmak istiyorum'demeyeceğim bir ilişkinin olmadığını biliyorsun.
They're isn't a relationship you can name which exists between a man and a woman in which I wouldn't say let it be you.
Bir erkek ile kadın arasında'seninle tatmak istiyorum'demeyeceğim bir ilişkinin olmadığını biliyorsun.
There isn't a relationship you can name which exists between a man and a woman in which I wouldn't say let it be you.
Güle güle demeyeceğim Diane.
I won't say goodbye Diane. I'm sure I'll see more of you.
Beni dövebilirsin, biliyorum. pestilimi çıkartabilirsin ama ne düşündüğümü göstermezsem kendime erkek demeyeceğim.
I know you can lick me, lick the tar out of me but I wouldn't be a man unless I showed you how I felt.
Ben hiç öyle bir şey demedim. Asla da demeyeceğim.
I never said that, darling, and I never will.
Ne dersem hoşgörülü bir alay ile karşılanacak, o yüzden bir şey demeyeceğim.
Whatever I said would be met with tolerant irony, so I'll say nothing.
Ona hiçbir zaman merhaba demeyeceğim.
I'll never say hello to him.
Başka bir şey demeyeceğim.
I say no more.
Sana artık'Anne'demeyeceğim.
I won't call you as'mother'anymore.
..'Anne'demeyeceğim.
..'mother'anymore.
Sana artık'Anne'demeyeceğim.
I won't call you as'mother'.
Size'hoşça kalın'demeyeceğim, tekrar görüşmeyi ümit ediyorum.
Allow me not to say'goodbye to you, I hope to see you again...
Yaptıklarıma dün doğru derken bugün yanlış demeyeceğim.
I will not say of our policy today that it was wrong when yesterday I say it was right.
İhtişamlı cenazeydi. Başka bir şey demeyeceğim.
Upper crust, that's for sure.
- Demeyeceğim de!
- I'm not going to!
Ama kararını değiştir demeyeceğim.
But I won't ask you to change your mind.
Onlara "evlenemezsiniz" demeyeceğim.
I'm not gonna tell them they can't get married.
Bu hafta şunu demeyeceğim :
I am not simply going to say
Seni gördüğüme sevindim demeyeceğim ama seni gördüğüme sevindim.
I won't say I'm glad to see you, but boy, am I glad to see you.
Bak, ben bir şey demeyeceğim!
Look, I'm not going to say a thing!
- Bir kez daha demeyeceğim. Dışarı.
- I'm not gonna tell you one more time.
Hayır, demeyeceğim.
- No, sir, I would not.
Kaydı olabilecek bir adama'kaydı yok'demeyeceğim.
I'm not going to give a guy a "No Record" when he might have a record.
Kendimiz hariç hiçbir şey duyamıyorduk. Pilotların ağla... Ağlama demeyeceğim ama formalite icabı yapılan çağrılardı.
And we could hear nothing, just ourselves, except the cries of... I won't say "cry", but a very perfunctory call,
Neyse, bu beylerin önünde demeyeceğim.
I won't say in front of these gentlemen.
# demeyeceğim
# Or "I'amour toujours"
Bir daha da demeyeceğim Bill, hayatım.
I'm Mrs. John Mayberry. I love it.
Çocuklara iyi bak demeyeceğim çünkü biliyorum ki bakacaksın.
I won't say take care of the children because I know you will.
Anneme iyi bak demeyeceğim, çünkü biliyorum ki onu da yapacaksın.
I won't say take care of Mama because you'll do that too.
"Sen neler saçmalıyorsun" da demeyeceğim.
I won't scream, I won't say "what rubbish"
Sana düğüne kadar kal demeyeceğim.
I won't ask you to stay for the wedding
Buna hayır demeyeceğim.
I won't say no to that.
Sonra hiçbir şey demeyeceğim.
Then I'll say nothing.
Demeyeceğim.
I won't say it!
Hayır demeyeceğim.
I won't say no.
Tamam bir dahaki sefer bir şey demeyeceğim.
When I do it, I won't say anything.
Galiba artık hiç "Siktir et" demeyeceğim.
I don't think I'm going to say, "What the fuck" anymore.
- Sana savaş demeyeceğim.
- l won't ask you to fight.
Söz veriyorum... artık hayır demeyeceğim... ve pişman olmayacağım.
So I promise... no more refusals... and no more regrets.
Dört demeyeceğim.
There will not be a four.
Sana Sonia demeyeceğim.
I'm not gonna call you Sonia.
Artık başka bir şey demeyeceğim.
Now, I won't say another word.
Hiçbir şey demeyeceğim!
I'll shut up.
Demeyeceğim.
Didn't call my kid a runt. I won't.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]