Enayiler translate English
240 parallel translation
Sizi ahmak enayiler!
You stupid fools!
Gelin buraya, enayiler.
Come here, suckers.
Annen Newton'ların tüm Amerikalı enayiler için seçildiğini söylüyor.
Your mother's been telling me about the Newtons being picked for All-American suckers.
Görünüşe göre her gün aynı enayiler evlenip duruyor.
Looks like the same suckers get married every day.
- Buna enayiler inanır.
- That's for the chumps.
Enayiler, o gün aynı parkurdaki bahislerin toplamından seçilmiş üç rakamın her kombinasyonuna para yatırır.
The suckers bet on any combination of three numbers Selected from the totals
Ben enayiler ve avanaklar hakkında konuşurum.
I talk about the suckers and the mugs.
Sen, kilisedeki enayiler, Peder Barry.
You and the mugs in the church and Father Barry.
Enayiler iyice kafayı yedi!
The suckers are mad!
Enayiler!
You suckers!
- Gördüm, enayiler.
- Call, you suckers.
Bütün o dernekler, kulüpler, beni soyup soğana çeviren hayır kuruluşları... Söğüşledikleri enayiler listesinde ilk sıradayım.
All those swindling lodges, social clubs, and money-grabbing auxiliaries that's got me on their number one sucker list.
Hayır işi bürosu Noel çanlarını çalmaya başladığında bazı enayiler cinayet gibi bir işin de olduğunu unutur.
When the better business bureau rings the Christmas bell the suckers forget there's such a business as murder.
"Enayiler arasında mavi kurdele alan birisi burada yatıyor."
"Here lies the blue-ribbon, first-prize sucker."
Siz de enayiler!
All the rest of you mugs!
Hoşça kalın, enayiler!
So long, suckers!
Enayiler!
Suckers!
Şimdi alın, enayiler.
Buy now, suckers!
Onlar enayiler içindir.
They're for suckers.
" Βir terslik οlmalι çünkü bu enayiler benim dükkânιmι yakιyοrlar.
" Something's wrong,'cause these suckers are burning down my store.
Haydi, ibne, enayiler.
Come on, fucker sucker!
Siz enayiler hepsi ayda fazladan 10 $ savaş tazminatı alırken karılarınız, sevgilileriniz, savaş kaçakları ve firarilerle yaşıyorlar.
While you suckers are getting all of $ 10 a month extra for combat pay... your wives, your sweethearts are shacking up... with draft dodgers and deserters.
Şu enayiler yüzünden bütün gün ağaç oldum.
I'll plant those suckers all day long.
Dinleyin beni enayiler.
Listen, loser.
Alın bunu enayiler!
Take that, suckers!
Buraya yatırımcılar gelir, melekler gelir, enayiler gelir.
There are investors out there. There are angels.
- Enayiler içerde! - Teşekkürler.
There's a sucker inside.
elveda, enayiler!
Were you in it, or was I having a good time?
Enayiler için madenlere biz koyuyoruz.
We salt the mines for the rubes...
Bol bol duman ve gürültü, yalnızca enayiler için!
A lot of smoke and noise strictly for the suckers!
Enayiler!
Losers!
Orta sınıf enayiler için kanuni bir yol bu.
It's a legal way to sucker the middle class.
Enayiler.
Suckers.
- Gelin de alın enayiler! - Evet!
Come and get it, suckers!
Görüşürüz enayiler.
So long, suckers.
Barnum'un enayiler hakkında neler dediğini hatırlıyor musunuz?
Do you recall what Barnum said about suckers?
Hoşça kalın, enayiler.
So long, losers.
Demek, uyuşturucunuzu koruyacak hatta rakiplerinizi ve ya hükümet temsilcilerini öldürecek, enayiler arıyorsunuz?
So what you're looking for is a crew to protect your drug shipments... possibly kill any rival dealers... and maybe even government agents if they happen to get in the way?
Sen, George Foreman, bütün enayiler onu patakladığımda önümde eğileceksiniz!
You, George Foreman, all you chumps are gonna bow when I whup him!
Buraya kadar enayiler!
So long, suckers!
Öyleyse onlar enayiler.
Baloney!
Sayanora, enayiler.
Sayonara, chumps.
Enayiler gönüllü olur.
Volunteering is for suckers.
Enayiler!
Sucker.
Şimdilik hoşça kalın enayiler.
Bye for now, suckers.
Bebek konusunda enayiler var.
They're suckers for babies.
Bu tür şeylere inanan enayiler için şu semaveri geri almak istiyorum.
I wanna get that urn back for those suckers who believe in that kind of thing.
Teşekkür ederim, enayiler.
Thank you, sucker.
Merhaba enayiler.
- How about that, huh? - Hello, suckers!
Değil mi Flash? Bir daha canınız sıkıldığında, bana haber uçurun da, gelip sizi öldüreyim. Elveda enayiler.
Won't they, Flash?
Şimdilik hoşça kalın, enayiler.
So long, suckers.