Evimi translate English
3,050 parallel translation
Plaj evimi hatırlıyorum ama kim olduğun hakkında hiçbir fikrim yok.
I remember my beach house, But... I have no idea who you are.
Başka nasıl evimi ferah tutacağım?
How else am I supposed to freshen up my place?
Ama evimi kontrol edebilirim.
But I can control my home.
Karım evimi elimden alıyor Sophie Ellis-Bextor kuyumu kazıyor küçük Kalindi de karnını doyuruyor.
Wife's getting me house, Sophie Ellis-Bextor's stitched me right up and little Kalindi's loaded now.
Evimi seviyorum.
I love my home.
İşte bu yüzden her yıl Güneyli bir eşcinsele evimi süslemesi için para ödüyorum.
That's why, every year, I pay a Southern gay to decorate my house.
Tatile gittiğimde evimi bir hafta kullanmana izin vermeme ne dersin?
Oh, yeah, what about that time I went on vacation, and I let you use my apartment for a week?
Evimi görmeye... Selâm etmeye...
To see my house.
Ayrıca evimi saklanmak için kullanabilirsin.
And you can use my apartment to hide in.
İşini ciddiye almaya başlamazsan.. ... evimi kullanamazsın.
You know, if you don't start taking this job more seriously, you're fired from using my apartment.
- Emlakçı evimi gösteriyor yani bir kaç saat oyalanmam gerek bir yarımlık bira atmaya ne dersin?
- Listen, they're showing my house, so I've got to disappear for an hour or so, but do you fancy grabbing a pint?
Sen benim evimi gördün, şimdi sıra bana gelmedi mi?
You've seen my house. Isn't it about time that I saw yours?
Evimi de kaybetmek istemiyorum.
I don't want to lose my home, too.
Evimi karıştırıyordu!
No! He has been snooping around my house!
Onu gündüz için alabilir miyim, ben yokken evimi korur.
Can I take him for the day? He can guard the house while I'm out.
Onu gücendirdim çünkü evimi bit pazarına çevirmesine izin vermeye hazır değildim.
I offended her because I wasn't prepared to let her turn my home into a flea market.
Evimi temizlediğin konusunda bana yalan söyledin.
You lied to me when you said you cleaned up my place.
Muhtemelen güvenli evimi neden bombalarla döşediğimi merak ediyorsundur.
You're probably wondering why I happen to have my safe house all wired up.
Evimi verdim.
I gave you a home.
Bütün ofis evimi ahlaksız hemşire kıyafetiyle temizlediğimi sanıyor.
My office thinks I clean my house in a naughty nurse costume.
Hayatımı yaşıyorum ama burada olmak, gerçekten evimi beğenmemi sağlıyor.
L'm having the time of my life, but being here really makes me appreciate home.
Babam yok diye evimi bastıracak kadar onursuz mu sandılar beni!
Do we have no pride that anyone can walk in when father is out?
Benim evimi almıyorsun.
You ain't buying my house.
Ne diye benim evimi almaktan konuşuyor?
How the hell he talking about buying my house?
- Evimi terk edemem.
- I can't leave my house.
Seçim arifesindeyim ve siz beş yumrunun evimi batırıp kazandığım her senti çar çur etmeniz umurumda değil. Kimse delirmeyecek.
Now, I've got an election to run, and I don't care if you five lumps eat me out of house and home and spend every cent I make - no-one is going mental.
Evimi özledim.
I missed home.
Evimi gördün mü hiç?
You've been to my house?
Henüz evimi görmedin, değil mi?
You haven't seen my house yet, have you?
- Evimi bırakıp gitmem.
I won't leave my home.
Biraz birikmiş param var ve evimi sattım.
Well, I got some money saved, and I sold my condo.
Evimi aramam lazım, onlara nerede olduğumu söyleyin.
I have to call home, tell where I am.
Bu şanlı ülkede... kendi evimi koruma hakkına sahibim Mary.
- And in this glorious country... I have the right to protect my sacred home, Mary.
Bunu yaptım çünkü Evimi seviyorum ve dışarıdakilere yardım etmek istedim.
I did this because I love my home and I wanted to help out.
Evimi özel bir yer yapmak için.
You make my place special.
Evimi bok götürüyor.
My house is a mess.
Evimi ve benim için uygun olan yeri...
Thinking of my home and what's there for me.
Evimi aradı ve oradaki adamına...
He called my house and he...
Evimi arama.
Don't call my house.
Evimi geri almak için ne gerekiyorsa onu yap.
Well, we'll do whatever it takes to get my house back.
Evimi terk edersen, geri dönüş yok.
You leave my house, there's no coming back.
Ölene kadar tüm kalbimle sevdiğim biricik oğlum Frank'e ise evimi, mücevherlerimi, giysilerimi ve elbette...
And to my boy, Frank, whom I loved with all my heart till the day I died, I leave you my house, my jewelry, my wardrobe... " - Hey.
Evimi hayat ve vaatlerle dolduruyorsun...
Filling it with life and promise...
- İş bulunca evimi düzenleme yardım edeceksin. - Tamam.
Once I find a job, you will help me to create my apartment.
Çünkü seninle birlikte olduğum zaman evimi bulduğumu biliyordum.
'Cause the moment there was you... I knew I'd found home.
- Evimi nereden öğrendin?
- How do you know where I live?
Dedektif Holder, evimi gözlesin diye bir araba gönderecekti. Nerede kaldı?
Detective Holder promised to send a car by to watch my house, so where is it?
Merhaba Amirim, senin çocuklar evimi altüst etmişler ve bir sürü de eşyamı almışlar.
Yo, Lieutenant, your boys tossed my apartment, and they snagged a bunch of my personal stuff.
Karımı, çocuklarımı ve evimi kaybetmeyeceğim.
I'm not gonna lose my wife, my kids, and my house.
Başlattığın şeyi? - Evimi koruyordum.
- What you've started?
Evimi de seviyorum.
I love my home.