Eğleniyorum translate English
954 parallel translation
Evet, artık özgürüm. Kendi başıma eğleniyorum.
Yes, I do take the opportunity to enjoy a drink once in a while now.
Eğleniyorum.
Enjoying it.
- Ben çok eğleniyorum.
- I have fun.
Sadece eğleniyorum, biliyormuş gibi davranıyorum, anlarsın ya.
I'm only fooling, pretending I do, you know.
Yıllardır ilk defa eğleniyorum.
Fun for the first time in years.
Ben çok eğleniyorum.
I'm enjoying every minute of it.
Eğleniyorum.
I'm enjoying myself.
- Ben çok eğleniyorum.
- I'm having a swell time.
"Eğleniyorum..."
"... I'm getting buried... "
Eğleniyorum ama.
Oh, but I'm having fun.
Hakkında tahmin yürüterek eğleniyorum.
Just having fun trying to guess what they are.
Hayır, Devlin, kendimle eğleniyorum.
No, DevIin, I'm making fun of myself.
Çok eğleniyorum, Dudley.
I'm having so much fun.
Biraz eğleniyorum.
I'm having a little fun.
Eğleniyorum.
I'm having fun.
Yalnızken çok eğleniyorum.
I'm enjoying myself enormously.
İzindeyken eğleniyorum.
I enjoy myself on liberty.
Eğleniyorum, görmüyor musun? Haydi.
Can't you see I'm having fun?
Diğer gelinler balaylarında neler hisseder bilmem ama ben çok eğleniyorum.
I don't know how other brides feel on their honeymoon... but I'm having a lovely time.
- Eğleniyor musunuz? - Merhaba Bay Kittredge. Ben eğleniyorum.
Hello, Father.
Sadece biraz eğleniyorum, benim boynumun borcu, zafer anım.
Just having a little fun, my pound of flesh, my moment of glory.
Kendi kendime çok eğleniyorum.
I just adore my own company.
Eğleniyorum, baba.
I'm enjoying myself, Daddy.
Seninle çok eğleniyorum.
I do have fun with you.
İster inan, ister inanma. Bu ahlaksız yumurcakla Paris'teki herkesten daha çok eğleniyorum. Çok iyi vakit geçireceğiz.
Believe it or not I have a better time with this outrageous brat than anybody in Paris.
Her şeyi mahvetme Dave. Eğleniyorum.
Dave, don't spoil things, I'm having fun.
İyiki gelmişiz, çok eğleniyorum.
Somebody's going to perform.
Ben eğleniyorum!
I'm entertaining myself.
Eğleniyorum.
I am enjoying myself.
- Hayır eğleniyorum.
- I'm enjoying it.
Çok eğleniyorum.
I'm having such fun.
Çok eğleniyorum.
Not at all.
Eğleniyorum ama biri beni dansa davet etse çok daha iyi eğlenebilirim.
I'm having a good time, but... I'd have a much better time if somebody would ask me to dance.
Şu anda eğleniyorum!
I'm sitting enjoying myself!
Nasıl göründüğüm umurumda bile değil, eğleniyorum işte.
I don't care how I look, I'm having fun.
Böyle eğleniyorum. Bana bir şans verildi.
As I enjoy... gives me a chance..
- Ben eğleniyorum, kamçı sesinden hoşlanırım hisleri karıştırır ve onları sınırlarına doğru iter.
I enjoy the sound of the whip in certain circumstances. It stirs the senses and pushes one to one's limits.
- Geldiğin için eğleniyorum zaten.
- I am, because you decided to come.
Hey, kesinlikle çok eğleniyorum.
Hey, I'm sure having a good time.
Gelin de görün! Ne kadar eğleniyorum!
I really like this.
- Eğleniyorum.
- I really am.
- Konuşma, çok eğleniyorum.
- Quiet, I'm enjoying this.
" Çok eğleniyorum.
" Having fun.
Tom Mix oynarken nasıl eğleniyorum bilmiyor musun?
You see how happy I feel when I hunt along Tom Mix?
- Onunla eğleniyorum sadece. - Burada Monti'nin raporunun bir kopyası var.
- Here's a copy of Monti's report.
Evet. Burada eğleniyorum.
Yes, I'm enjoying it.
Müthiş eğleniyorum.
Having fun? I'm just having a ball.
- Çok eğleniyorum.
- I'll tell you the truth, I'm having a ball.
Ben eğleniyorum.
I mean, I'm having fun.
Eğleniyorsun, bende eğleniyorum. Buraya gel!
You're having fun, and so am I. Come here!
Çok eğleniyorum.
please.
eğlenceli 161
eğlence 94
eğlenmek 33
eğlen 41
eğlenelim 20
eğlendim 16
eğleniyoruz 28
eğlendik 22
eğlenin 36
eğlenceliydi 102
eğlence 94
eğlenmek 33
eğlen 41
eğlenelim 20
eğlendim 16
eğleniyoruz 28
eğlendik 22
eğlenin 36
eğlenceliydi 102