Farklı görünüyorsun translate English
479 parallel translation
Sen de farklı görünüyorsun.
And you look different, too.
- Çok farklı görünüyorsun.
- Oh, you look so different.
Sabahkinden farklı görünüyorsun.
You look different than you did this morning.
- Farklı görünüyorsun.
- You look different.
Farklı görünüyorsun.
I noticed you were different.
Farklı görünüyorsun.
You look different. - I do?
- O elbiselerle farklı görünüyorsun.
- You seem different in those clothes.
Oldukça farklı görünüyorsun.
You seem so different.
Farklı görünüyorsun, Joseph.
You look different, Joseph.
Çok farklı görünüyorsun, Susan.
Well, you look so different somehow, Susan. I...
Diğerlerinden farklı görünüyorsun.
You show a sight more promise than these others.
Bay Jorgy, oldukça farklı görünüyorsun.
Well, Mr. Jorgy, you look quite different.
Öncekinden farklı görünüyorsun.
You seem different than before.
Eddie, farklı görünüyorsun.
Eddie, you seem different.
Döndüğünde bağır, çünkü temizlendiğinde farklı görünüyorsun.
Yell when you get back, because you look different when you're clean.
Bugün farklı görünüyorsun.
You seem different today.
Farklı görünüyorsun. Daha rahatsın.
You look different more relaxed.
Çok farklı görünüyorsun.
Oh!
Çok farklı görünüyorsun.
You seem so different.
Sahada farklı görünüyorsun.
You look different on the field.
Farklı görünüyorsun.
You look different.
Farklı görünüyorsun.
You seem different.
Böyle giyindiğinde farklı görünüyorsun.
You know, you look different when you're dressed up.
Bana gelen oğlanların çoğundan farklı görünüyorsun.
Seems to me you`re different from most of the boys that come to me.
Çok farklı görünüyorsun.
You just look different
Biraz farklı görünüyorsun.
You look different somehow.
Böyle giyinince çok farklı görünüyorsun.
No. You look too different dressed like that.
Tamamen farklı görünüyorsun, muhteşem!
You look completely different, splendid!
- Komik, farklı görünüyorsun şimdi.
- Funny, you seem different to me now.
- Farklı görünüyorsun.
- You seem sort of out of it.
Seni tanımakta zorlandım, farklı görünüyorsun.
I hardly recognised you, you look the part.
Savaş sona erdiğinden beri farklı görünüyorsun.
Ever since the war ended, you haven't been the same.
Hoş görünüyorsun, biraz farklı görünüyorsun.
You look nice, you just look different.
- Farklı görünüyorsun.
- That's a different look for you.
- Çok farklı görünüyorsun.
- You look so different.
Farklı görünüyorsun Mauser.
You look different, Mauser.
Bugün çok farklı görünüyorsun. Bıyıklarını mı aldın?
well, somebody must- - i'm- - i'm sorry, too.
Farklı görünüyorsun.
Jack! Angela... phew! You look different.
Aman Tanrım, farklı görünüyorsun.
My God, you look different.
Farklı görünüyorsun işte. Sebebi ne bunun?
You look different.
Farklı görünüyorsun Mina.
You look different, Mina.
- Farklı görünüyorsun, daha genç.
- You look... different, much younger.
Farklı biri gibi görünüyorsun.
You're so... Like a changed girl.
Evet, ve farklı olarak sen oldukça ayık görünüyorsun.
Yeah, and you're looking fairly sober for a change.
Şimdi farklı biri gibi görünüyorsun.
Now you seem a different person.
Farklı görünüyorsun.
You look changed.
Seni bir gün görmesem, farklı görünüyorsun.
When I don't see you for a day, you look changed.
O gece gittiğinden beri farklı bir insan gibi görünüyorsun.
Ever since you went away that night, you seem like a different person.
- Farklı gibi görünüyorsun.
- You seem different.
- Çok farklı görünüyorsun.
That's it. There we go.
Pek yalnız kalmış görünüyorsun John Spartan, ama her şey o kadar da farklı değil.
You seem very much alone, John Spartan, but things aren't all that different.