English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ F ] / Frankly

Frankly translate English

5,292 parallel translation
Preston hani şu çok içen, kaşar, sürtük, dedikoducu, çekilmez tiplerden biriydi ben de o tür huyların bana geçmesini istemedim.
Preston is one of those guys who is really shallow, bitchy, slutty and my god did he drink way too much and frankly I didn't want that kind of behavior rubbing off on me.
Ne yazık ki onlara hiç alışamadım.
Frankly, I never got use to them.
Nerdeyse 50 kişiyle konuştuk, ve, açıkçası hiçbiri umduğumuz tepkiyi vermedi.
We talked to, like, 50 people, and, frankly, not one of them gave us the reaction that we were hoping for.
Fancie'deki teklifin kabul edilmedi. - Baba hayatımın yeni bölümüne başlıyorum bence sen de aynı şeyi yapmalısın.
Daddy, I'm looking for the next chapter in my life, and frankly, you should be doing the same.
Doğrusunu söylemek gerekirse, zor bir sabah geçirdim ve kendimi yorasım hiç yok.
Frankly, it's been a hard morning, and I'd really rather not work up a sweat.
Açıkçası, bunu kazanacağıma inanmamana biraz şaşırdım.
You know, frankly, I'm a little surprised you don't think I can win this thing.
İddiayı kazanamayacağını biliyordum ama bu akşamki performansın bana ne kadar iyi bir dedektif olduğundan ayrı ne kadar zeki olduğunu sorgulattı.
I knew you wouldn't win the bet, but your performance tonight has made me question not only how good a Detective you are, but, quite frankly, how smart you are.
Sadece ona inanacağınızı da biliyordum çünkü açıkçası böyle şeylerde yer almak için fazla ezik.
I knew she's the only one you would believe because, frankly, she's usually too lame to take part in these kinds of things.
Pekâlâ, bilimin açıklama getiremediği şeyler gördü.
okay, she's had visions which, frankly, science cannot account for.
- Ateşli bir tartışma olmuş ve açıkçası bunu neden belirtmemiş olduğunu merak ediyorum.
Mm? It was rather a heated argument. And frankly, I'm... curious as to why you never mentioned it before.
Açıkçası, şefin evliliğinin bozulmasının bu kadar uzun sürmesi beni şaşırttı.
Quite frankly, I'm surprised it's taken this long for the captain's marriage to buckle.
Frankly, bu adamı zamanımız olmayabilir.
Frankly, we'll take this guy in no time.
Açıkçası, Pawnee'de yaşama fikrini beğenmiyorum.
And frankly, I don't like the idea of living in Pawnee.
Jane'nin nerede olduğunu bilmiyorum, açıkçası umurumda da değil.
I don't know where Jane is, and frankly, I don't care.
Samimi, sadece kısa ve öz.
Frankly, he's just terse.
Açıkçası mutsuz, bekâr amca havanız var ve bence çocukları korkutabilirsiniz.
Frankly, you've got kind of a sad, unmarried uncle thing going on, and I think you might scare the kids.
Açıkçası evet.
Frankly, yes.
İşin doğrusu...
'Cause, frankly, look.
Açıkçası, Yogorov'un mallarını kimin çaldığı umrumda değil.
Frankly, I don't care who stole Yogorov's cargo.
Ve ne yazık ki bazı insanların gözünde sorunlu olarak görünebiliyor.
And frankly... who can strike some people as being kind of a weirdo.
Yani keşke seks kaseti olsaydı be Leonard.
You know, frankly, I'd prefer a sex tape.
Açıkçası, benim ismim itibarım çok yardımcı olur, çünkü birçok insan senin işi bitmiş bir ihtiyar olduğunu düşünüyor.
Amd frankly, lending my name and reputation to it will help, because a lot of people think that you're a washed-up has-been.
- Kim olduğunuzu bilmiyorum ama bu sizi ilgilendiren bir konu değil.
- I don't know who you are, but frankly this is none of your business.
Açıkçası bence Mikayla, Gonzo'nun burnunu görmek için çok küçük.
- Yeah, and frankly, I think Mikayla's too young to be seeing Gonzo's nose.
Frankly, neden bilmiyorum Fitz'i tam da o eski ergen fahişe demokratları ayartmaya çalışırken takip ediyorlar.
Frankly, I don't know why they're going after Fitz right now when there's that former teenage whore gaining traction with the democrats.
Açıkçası, bu yolda ilerleyen durumların düzenli bir şekilde hayatımızı becermesinden bir nevi yoruldum, özellikle...
Frankly, I'm kinda tired of the way that this stuff is constantly screwing up our lives, especially...
Açıkçası bu çok iyi bir fikir.
And frankly, your idea's a good one.
Ve açıkçası, piyasadakilerin en iyisi.
And frankly, she's the best of the bunch.
Açıkçası dehşete düştüm.
Frankly, I am appalled.
Ve açık konuşmak gerekirse, Callie de anlaşmalı.
And, frankly, Callie should, too.
Açıkçası, Moray ikimizi de kırdığı için Clara acıma duygumuz onu şu an seven kadın için olmaz mı?
Frankly, since Moray has hurt both you and me, Clara, our sympathies go, do they not, to the woman who loves him now?
Tom Weston'ın satmaya izni olmadan ne yatırım alırsak alalım nafile!
All the investment in the world is frankly meaningless without Tom Weston's consent to sell.
Öyle olunca heyecanı kaçtı çünkü.
Because I wasn't that keen, frankly.
Açıkçası efendim ; hala o fevri, aptal dedektif gibi davranıyorsunuz.
well, frankly, sir, you're still acting like that brash, dumb detective.
Açık konuşmak gerekirse burada durup yaptıklarımdan şikayet ediyorsun...
Well, quite frankly, having you around here complaining about what I'm doing, and...
Ama açıkçası, saymak için sadece çok fazla var.
But, frankly, there are just too many to count.
Bu garip, açıkçası.
It's awkward, frankly.
Ama açıkçası... Eğer zaman bütün bir sürü bizi kurtarabilir.
But, frankly... you could save us all a lot of time.
Ama bu olay ile ilgisi vardı açıkçası ve... Biz onu gerçekten yardım kullanabilirsiniz.
But she had nothing to do with this crime scene, and frankly... we could really use her help.
Açıkçası evet ama merak etme.
Frankly, yeah... but don't worry,
Evet, sen de benim kadar Foucault okudun, sahte ve gerçek düğün arasındaki farkı yaratmak Açıkçası tam bir gerzek işi.
Yeah, well, when you've read as much Foucault as I have, trying to make the distinction between a real and a counterfeit wedding is frankly the behaviour of a twat.
Açıkçası herhangi bir yere.
Shit anywhere, frankly.
Açıkçası sadece oturup başkalarına güvenme fikrinden pek hoşlanmam.
Now, frankly, I never liked the idea of sitting back and relying on somebody else.
Açıkçası, Chan Young bir hiç.
Frankly, Chan Young is a nobody.
- Açıkça konuşabilir miyim, efendim?
- Can I speak frankly, sir? - Sure.
Ve açıkçası, kendini bu bana ait gülünç şeylerden kendini bir an önce kurtarmalısın.
And, frankly, you need to rid yourself of these ludicrous preconceptions of me as some kind of... polymath demigod.
Ben ona gerekli açıklamayı yaparım.
I'll explain to him frankly.
Açıkçası pek benim tipim olmasan da erkeklerin arzu edeceği tipte bir kadınsın.
Frankly, you're not exactly my type but I think you're the kind of girl that men would want.
Ama ben bunu üç günü aşkın süredir yapıyorum ve doğrusu sıkıldım.
But I've been doing it for over three days now and, frankly, I'm bored.
Sen dışarıdaki Prius'un sahibi olmalısın.
Peter, this seems unnatural, and, quite frankly, dangerous.
Peter, bu şey doğal değil ve açıkçası tehlikeli gözüküyor.
Peter, this seems unnatural, and, quite frankly, dangerous.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]