Fransız translate English
10,713 parallel translation
Görevleri işgalci güçleri desteklemek tüm vergileri toplamak Fransız iş gücünü Alman kaynaklarının yenilenmesi amacıyla organize etmek.
They are to support the occupying forces, collect all taxes, and organize the French workforce to replenish Germany's resources.
Fransız askerler evlerine dönüyor.
The French soldiers... are returning home.
Fransız Rönesansı.
The French Renaissance.
Fransız yönetimi Paris'te kaldı.
The French administration remained in Paris.
Savaştan önce sık sık Paris'e gelmişlerdi ve Fransız kültürüne olan sevgilerini gizlemiyorlardı.
They'd often been to Paris before the war and didn't conceal their love of French culture.
Fransız idaresine bağlı bir devlet memuruyum. Hükûmet düşmanla iş birliği hâlinde.
I'm a civil servant of the French Administration, whose government allies itself to the enemy.
Bir kilometrekareden biraz geniş bu toprak parçasına bir içgüdüyle Fransız krallar ve mimarlar bağlı kalarak onu işlediler, inşa ettiler, tamir ettiler hiç yılmadan bir sonrakine aktardılar.
To this very piece of land, a little over one square kilometer, these French kings and architects are to cling, as if following a premonition, and will work this land, build on it, rebuild it, and pass it on, one to the next, without relenting.
Ama unutulmasın, Louvre Fransız hükümdarların emrindedir.
Let it not be forgotten, the Louvre's works are by order of French powers.
"Fransız-Alman Birliği" veya "Alman-Fransız Birliği".
The "French-German Union", or even, "German-French Union".
Fransız kardeşlerim...
Fellow Frenchmen...
Bunun sebebi tabii ki Fransız kültürünü korumak için gösterdiğiniz yoğun çaba.
This is of course due to your excessive endeavors to preserve French culture.
Fransız şeref nişanı bile alacaksınız.
You will even get the French Legion of Honor.
Fransız Kanadalı insanlar!
Hey, all you French-Canadian people!
Babamız İskoç-Fransız ve annemde Amerikan.
Our dad is Scottish, French and my mother American.
Ama Fransız olmadığı kesindi.
He was certainly not French.
Yoksa New York'ta tek Fransızca bilenlerin siz olduğunuzu mu sandınız?
You guys thought you were the only ones who spoke French in New York City.
Özellikle de yemek konusunda kafayı bozmuş birkaç Fransız yüzünden.
Especially not because of some French guy who's obsessed with vegetables.
- Tanrım, bu Fransız çıktı.
Holy shit. This one's a frog.
Fransız İmtiyaz Bölgesi, Şangay
"French Concession, Shanghai"
- Fransızım ve burada kalıyorum.
I'm French. I'm staying here.
- Evet, sen... Ona Fransız öpücüğü vermeni ve onun kıçını kavramanı ben söylemedim.
- Yes, you... to, like, French him and grab his ass.
Belki zengin bir Fransız erkeği onları beslemek için satın alır.
Maybe a rich frenchman will buy them dinner.
Fransız erkeği mi?
- Ooh. - "Frenchman"?
Eğer gecenin sonunda Mösyö Brousseau'ın rüyaları süsleyen büyük Fransız siki nefis kalçanın dibine kadar gömülmüş olmazsa o zaman yanlış bir şey yaparsın bu durumda ben...
If, by evening's end, monsieur Brousseau isn't imagining his big French cock buried deep between your delectable thighs, then you've done something wrong, in which case, I will be...
O Fransız kızın kapakta ne işi var?
What's that French girl doing on the cover?
Tıkıldığım kale cezaevindeki tek Fransız ben değildim.
I was not the only Frenchman in my prison fortress.
Rochefort bir Fransız vatandaşı ve vatanseverdir.
Rochefort is a French citizen and a patriot.
Bir Fransız döneğine güvenmek için sebep göremiyorum.
I see no reason to trust a French turncoat.
Sadece Tanrı'ya cevap vereceğini, bir avuç Fransız...
He says he will only answer to God now, not some French...
Rochefort, tek kelimeyle bir Fransız kahramanısın.
Rochefort... You are a true French hero.
İspanyol filosunu yürüten Fransız.
French men powering the Spanish fleet.
Fransız olduğunu unutma.
- She's French.
Şu Fransız karıda da ne çene var be!
That Frenchy whatsome has got a mouth on her. Let me tell you.
Ayrıca bazı Fransız savaş gemileri tarafından toparlandık.
And we were picked up by some French warship.
Carl'ın Fransız konyağı göndermek için paraya ihtiyacı vardı ve Binbaşı'dan istemekten sıkılmıştı, bu yüzden odasına girip parayı kendisi aldı.
Carl needed to pay for a shipment of French brandy and got fed up of asking, so he took the matter into his own hands.
Tıpkı Fransız peyniri gibi.
It's like French cheese.
- Fransız usulü yumurtalı ekmekten bahsediyor.
Not. - He means the French toast.
Maureen'in meşhur tatlı Fransız usulü yumurtalı ekmeği için tam zamanında geldin.
Well, you're just in time for Maureen's famous brioche French toast.
- Fransız tostunu mükemmel sanıyordum.
Thought her French toast was the best.
Buradaki Fransız tostundan birine bahsedersen, seni öldürmek zorunda kalırım.
And if you tell anyone about the French toast here, I'm gonna have to kill you. Don't worry.
Kim bilir, güzel ve seksi Fransız bir kız bulursun.
Who knows... you might find a nice, sexy French girl.
Paris'in yıkımına öncülük eden Fransız imparatoru olarak geçmeyeceğim tarihe.
I will not be known to history as the French emperor who presided over the destruction of Paris.
( Fransız aksanıyla ) "Kadın içime işledi"
( French accent ) Ze woman is into me.
O daha çok Fransız restorantlarını ve sushi mekanlarını seviyor.
She likes... more like, Sushi and French places
- Belki de Fransız geri midwest satabilir.
Maybe we could sell the midwest back to the French.
Fransız sanat eleştirmeni, andre gide, Ünlü sanat arasında bir işbirliği olduğunu belirtti. Tanrı ve sanatçı ve sanatçı yapar daha az iyi.
The French art critic, Andre gide, famously stated that art is a collaboration between god and the artist and the less the artist does, the better.
Kuşatma ile ilgili bir sorunumuz var. Üç tane Fransız muhribi kuşatmanın arasından geçmiş.
The blockade - three French destroyers slipped through.
Oh olsun Fransız Donanması'na!
Huzzah to baffling the French Navy!
Bir defa çadırda bir Fransız askerl buldum ve ardından kovaladım.
Once I found a Frenchman in the tent and had to chase him out.
9. bölükten Fransız askerleri.
French soldiers of the 9th.
Fransız mareşal ordusunu dağıttı vatandaşlarını direnişe son vermeye zorladı yeni bir devrimin başlangıcını ve yeni bir ülkenin kuruluşunu ilan etti.
and announced the beginning of a new revolution and the foundation of a new country.