English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ F ] / Fırlayın

Fırlayın translate English

278 parallel translation
Haydi, sözümden caymadan fırlayın gidin.
Come on, get going before I change my mind.
Birazdan gelir üzerlerinizi örterim, şimdi fırlayın.
- I'll be up to tuck you in. Scoot!
Yataktan fırlayın, çorabınızı kapın.
Leave your cots and grab your socks.
Fırlayın ve amfibi kısmına gidin.
Skip along and into the amtracs.
Şimdi fırlayın.
So long, Dix. Blow now.
Biz fırlayınca siz de fırlayın.
Right-o.
Fırlayın hanımlar!
Jump, my hearties!
Fırlayın!
Jump now!
Fırlayın!
Get goin'!
Profesör, yataktan fırlayın.
Hey, Professor, up and at'em.
Yataktan fırlayın.
Up and at'em.
Fırlayın, beyler!
Rise and shine, gents!
Arabayı yok edin hemen, fırlayın!
Get rid of the waggon, go!
Fırlayın!
Move!
Köyü sıfırlayın, dört AG al.
Zero in on the village, four rounds, AG.
Jacques, Pierre, fırlayın.
Please.
Fırlayın, gerzek piçler!
No, you stupid bastards!
Fırlayın hemen!
Now run for it!
Fırlayın haydi.
Roll out, roll out.
Hadi, fırlayın.
Come on, let's go.
Ufki dümenleri sıfırlayın.
Planes at zero.
Benim dosyamı çıkarın... hepsini... ve tamamen sıfırlayın.
Pull my package... all of it... and wipe it clean.
Şimdi fırlayın hadi!
Now get out! Get out.
Bir koşu aletleri getirin, fırlayın!
Rambo! Go get your instruments!
Elektronik sistem sinyallerini sıfırlayın.
Try S.C.E. To auxiliary, over.
Elektronik sistem sinyallerini sıfırlayın.
[AG / CC] S.C.E. S.C. E to auxiliary.
Uzayaltı iletişimlerini sıfırlayın.
Reset communications.
Fırlayın!
Move out!
Durmasını söyleyip arabadan fırlayıp çıktım ve onu da orada bıraktım.
I made him stop the car, and I jumped out and left him right there.
Şurasından o çok sevdiği Brutus bıçaklamış. Geri çekerken de lanetlik hançerini bakın nasıl gelmiş ardından Sezar'ın kanı. Kapılara fırlayıp anlamak ister gibi gerçekten Brutus mu, değil mi diye böyle hoyratça vuran çünkü biliyorsunuz, Brutus koruyucu meleğiydi Sezar'ın.
Through this the well-beloved Brutus stabbed, and, as he plucked his cursed steel away, mark how the blood of Caesar followed it, as rushing out of doors, to be resolved if Brutus so unkindly knocked or no.
"Sonra bu adam, o yepyeni desteden maça valesinin fırlayıp kulağına... "... elma şarabı fışkırtmasını sağlayabileceğine dair bahse girmek isteyecek.
"Then this guy is going to offer to bet you that he can make the jack of spades jump out of this brand-new deck of cards and squirt cider in your ear."
Hepsi yemek yemeyi bitirdiler. Fırlayıp eve gir ve kahve soğumadan karnını güzelce bir doyur.
Well, they're all finished eating down there... so you hightail it in the house and fill your belly afore the coffee gets cold.
Roketi fırlatmaya hazırlayın.
Prepare rocket for launching.
Bir gün, bir sürü çocukla beraberdiler... Ansızın fırlayıp geldi ve olanca kuvvetiyle beni dudaklarımdan öptü.
One day, he was standing around with a lot of other boys... and suddenly he shot over to me and he kissed me hard... right on the mouth.
Onun güçlü fırlayışlarını kaybetmesine izin verme.
Keep him breaking full and strong.
Bilirsin, o petrol istasyonundan fırlayış çıkış tarzınız insanlara ateş aldığınızı düşündürtür.
You know, the way you shot out of that gas station anybody would've thought you were on fire.
Yatak odasından niçin bir roman kahramanı gibi fırlayıp çıktın?
Why did you come storming out of the bedroom like a dime novel hero?
Garsonlar, polis, halk binalardan fırlayıp oraya gittiler kuzen Sebastian'ın olduğu yere...
The waiters, police, people ran out of buildings, back up to where to where cousin Sebastian...
Böylece, arabayla duvara tosladım. Sonra elimde silahımla dışarı fırlayıp 36'sını birden yakaladım!
So I smashed through the wall with the car and jumped out with my gun drawn and arrested all 36 of them.
Bölüm 12, Alpha rampası. Avcıları fırlatmaya hazırlayın. Veriler alındı.
Section 12, launch bay Alpha, stand by to launch fighter probe.
Sıfıra hazırlayın.
Both planes zero.
En siyah, kadife yumuşaklığında çikolatayla kaplı. Ağzınıza attığınız zaman paslanmaz çelik cıvatalar fırlayıp her iki yanağa saplanıyor.
Covered in darkest, velvety smooth chocolate, when you pop it into your mouth, stainless steel bolts spring out and punch straight through both cheeks!
Fıçıları hazırlayın.
Get them barrels ready.
Görünüşe göre dönüş anında yerlerinden fırlayıp Lapaz'ın temiz, serin havasına kendilerini bırakmış ve havadan ağır oldukları için lunaparka iniş yapmışlar.
Apparently they all stood up on a turn and went flying off into the cool, crisp morning Lapaz air and, being heavier than air, landed in the funhouse.
Mekiği fırlatmaya hazırlayın.
Ready the shuttle for launch.
Annem geldiğinde böyle fırlayıp sürpriz yapacaksınız.
And when she comes in, I want you to jump out like this, and give her a surprise. All right?
Birden fırlayıp beni korkutmaya çalışacaksın.
You'll jump out and try and scare me.
Usta, caddeye fırlayıp arabanın önüne atlanır mı hiç?
Doctor, don't you know no better than to run out in that street in front of a car?
Mezarından fırlayıp, saçlarını mı yolar?
Jump up and snatch her baIdheaded.
İki adet sınıf-1 sonda hazırlayın.
Prepare two class-1 probes.
Bir sınıf-1 sondası hazırlayın.
Prepare a class-one sensor probe.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]