Geçen noel translate English
327 parallel translation
Geçen Noel'de aldığım yepyeni usturamın üzerine bahse giriyorum.
I bet you my brand-new safety razor I buy last Christmas.
Martha da geçen Noel bu kadar geç kalmamıştı.
And Martha wasn't this late last Christmas by half an hour.
Geçen Noel patrona hediye ettiğin pembe pijamaları hatırladın mı?
Remember the dozen pink ones you gave to the boss last Christmas?
Geçen Noel piskoposa almıştım.
I bought it for the bishop last Christmas.
Geçen Noel bana kol saati hediye etti.
He gave me a wristwatch last Christmas.
Geçen Noel'de bir partiye gitmiştim, oradaki herkes 18 yaşındayım zannetmişti.
I went to a party last Christmas, and they thought I was 18.
Geçen Noel, New Orleans spor kulübü beni üye yapmıştı.
At Christmas, I was given a membership to the New Orleans Sports Club.
Geçen Noel'den beri gelmedim.
I haven't been here since last Christmas.
Geçen Noel'i hatırlıyor musun?
Remember last Christmas?
Seni geçen Noel'den beri görmüyorum.
I haven't seen you since last Christmas.
- Geçen Noel'de ona bir armağan gönderdin.
And last Christmas, you sent her a nice present. - I did?
Ralph'tan, geçen Noel'den beri bir haber alamadım.
Haven't heard from Ralph since Christmas.
Geçen Noel, eve gömleğimin yakasında ruj iziyle geldim.
Last Christmas, I came home with lipstick on my collar.
Geçen Noel İsviçre'deydik.
We spent last Christmas in Switzerland.
Geçen Noel aldığımız bir şişe duruyor ya.
There's that bottle, the one we bought last Christmas.
Geçen Noel'de neredeydin?
Where were you last Christmas?
Tahmin edin geçen Noel ne yaptım.
Guess what I did last Christmas.
- Bir kez, geçen Noel'de.
- Once, last Christmas.
Bay Ackenthorpe geçen Noel midesinden rahatsızlanmış.
I understand last Christmas, old Mr Ackenthorpe had a stomach upset,
Ayrıca geçen Noel Inverness pantomiminde Çizmeli Kedi rolünü dudağında tabak taşıyan bir Yeni Gine yerlisi oynuyordu. O yüzden Dick Whittington her öptüğünde gırtlağı çiziliyordu. Lütfen gidin.
also, in the inverness pantomime last christmas the part of puss in boots was played by a native of new guinea with a plate in her lip... so that every time dick whittington gave her a french kiss he got the back of his throat scraped.
Geçen Noel çocuklara bundan yapmıştım.
Made one of these for the kids last Christmas.
Bir yıl önce geçen Noel arifesinde 150 Komançi'yi kutsal mezarlarından çıkarmam gerekti.
A year ago last Christmas Eve, I had to move 150 Comanche souls off their sacred burial ground.
Mezuniyet balosunda öyle bir emmişti ki, morarıklık geçen Noel geçti.
She gave me one the night of the senior prom. It lasted till a year ago Christmas.
Geçen Noel arifesinde öldürülen kızı hatırladın mı, Lorraine Partridge?
That girl that was killed last Christmas Eve, Lorraine Partridge.
Senin kına gecen için, geçen Noel partisinin yemek ekibini ayarladım.
I'm having the same caterer for your shower that we had at our Christmas party last year.
Geçen Noel'in istediğiniz gibi olmadığını kabul ediyorum.
I know last Christmas you didn't get what you wanted.
Peki ya geçen Noel gecesini?
And then what about Christmas day?
Elbette çoğu zaman departmanımı zirvede tutarım, ne var ki geçen Noel... ortalık tımarhaneye dönmüştü.
Of course, most of the time I keep my department running like a top, but Christmas- - well, that was such a madhouse.
Geçen Noel yeğenime vermiştim.
I gave it to my nephew last Christmas.
geçen noel'de... ben hiç evcil hayvan aldım mı?
last Christmas... did I buy anybody pets?
- Geçen Noel'de.
- Last Christmas.
Geçen Noel hediyeleri karıştırdım.
Last Christmas, I mixed up the gifts.
Geçen Noel sana bir hediye aldım.
I bought you a present last Christmas.
Geçen Noel'i Hitler ve Eva'yla birlikte Berchetesgarten'da geçirmiş.
Spent last Christmas with Hitler.
Geçen Noel bana aldığın arkadaş bulma videosunu kullanacağım.
I'm going to use that video date you got me last Christmas.
Geçen Noel, Marge bize kurabiye yapmıştı ve birinin içinde saç vardı.
And last Christmas, Marge made us gingerbread men. And there was a hair in one.
Geçen Şükran Günü bize tavuk getirdi. Noel için de birkaç hindi.
He got us chicken last Thanksgiving... and some turkey once for Christmas.
Birbirimizi hayatımızda hiç görmedik, eminim. Sen, geçen yıl Noel'den hemen önce bizimle yemek yerken onun Madeleine'le orada olduğuna emindim. Ne tuhaf.
We've never seen each other before in our lives. I'm quite sure we haven't.
- Geçen 18 yıl boyunca her Noel...
- Each Christmas for the past 18 years...
Geçen 50 yıl boyunca... Noel hakkında gittikçe daha fazla endişelenmekteydim.
I've been getting more and more worried about Christmas.
Belediye başkanı geçen Noel o noktada üst protezini kırmıştı.
The Mayor cracked his upper plate there last Christmas.
Bu resmi geçen noel vermişti.
She gave me this last Christmas.
Geçen yıl Noel'de iyi vakit geçirmiştim.
Last year I enjoyed Christmas.
Ve bu sefil moruk... geçen hafta Noel Baba olarak çalıştığı dükkandan... yılbaşı ağacı süsleri çalarken yakalandı.
And this miserable geezer... got caught stealing Christmas tree ornaments from the department store... where he ´ d been working the past week as Santa Claus.
Yukarıda bahsi geçen araç... Noel Yolu'nda sahipsiz ve terk edilmiş... bir şekilde bırakılmış görülmektedir... Ve sahibinin siz olduğunu... anlamış bulunmaktayım.
The above-mentioned vehicle... appears to be derelict and abandoned... in Noel Road... and I have been given to understand... you are the owner thereof.
Geçen gün Noel kartınızı aldık..... ve ailemle ben, bizi hatırladığınız için çok mutlu olduk.
We got your Christmas card the other day and my family and I are very flattered that you remembered us.
O ve karısı Shirley ile geçen yıl Brewster'ın Noel partisinde tanıştınız. Anladın mı?
You spent time with him and his wife, Shirley, at the Brewster's Christmas party last year.
Geçen yıl Brewster'ın Noel partisinde o kadar zaman geçirdik.
Oh, we spent all that time at the Brewster's Christmas party last year.
Siperde geçen başka bir noel.
Another Christmas in the trenches.
Mags, Noel geçen haftaydı.
Mags, Christmas was last week.
Şu geçen yıl aldığım ayakkabılar... gibi olmayacak... ya da Noel için aldığım raf süsleri gibi.
It won't be like those shoe trees... I got him last year... or the shelf paper I bought him for Christmas.
noel 762
noelle 45
noel baba 294
noel arifesi 41
noel ağacı 24
geçen yaz 24
geçen gün 73
geçen ay 47
geçen sene 56
geçen hafta 131
noelle 45
noel baba 294
noel arifesi 41
noel ağacı 24
geçen yaz 24
geçen gün 73
geçen ay 47
geçen sene 56
geçen hafta 131