Gideriz translate English
6,892 parallel translation
Biz gideriz.
We'll take your leave.
- Hiç gerek yok, biz kendimiz gideriz.
No, we've got our own transportation.
Ryan ve ben onu almaya gideriz.
Go enjoy your date. Ryan and I will go and get her.
- Baksanıza, aslında sahil yerine öğleden sonra özel bir yere gideriz diyordum.
Listen, I was thinking, uh, instead of the beach, maybe I could steal you guys for the afternoon and take you somewhere special. Better than the beach?
Peki. Trenle gideriz.
All right, then.
O zaman beraber gideriz.
Then it's you and me.
Herneyse şu işi bi halledelim, sonrasında penisini ortadan kaldırmaya gideriz tamam.
So look, we'll work this thing together and afterwards, I will be your friend chariot to the penis-removal of the century.
Sonra gideriz, Dugdale ile konuşuruz.
Then we go and talk to Dugdale.
Umarim tropikal bir yere gideriz.
I'm hoping somewhere tropical.
- Bu haftasonu gideriz.
Okay, fine.
- Biz de on dakikaya gideriz.
We'll be there in 10.
Oraya gideriz. Eğer orada değilse anlarız ki aradığımız kişi o.
We go there... and if he's not around, well, then we know he's the one we're looking for.
Biz kavga da ederiz, birbirimizi de incitiriz ama iş ciddiye bindiği vakit düğüne de gideriz, cenazeye de. Ne olursa olsun.
We may fight, we may hurt each other, but when it really counts, we show up... weddings, funerals, no matter what.
Babana ulaşalım, sonra havaalanına gideriz.
Let's contact your father, after we get to the airport.
Olabilir ama oraya nasıl gideriz bilmiyorum.
It could be but I don't know how we're going to do it.
Müzelere gideriz, kız kıza gezeriz.
We'll go to museums and just lady out.
Meksika lokantasına gideriz diyordum.
I was thinking maybe we could hit that little Mexican spot.
Nereye gideriz dersin?
Where do you suppose we end up?
Yani istediğimiz kadar hızlı gideriz demek. - Sonra sen de bize yetişirsin.
Well, I mean, fast as we want to go, and then you'll also be there.
Arka tarafta U dönüşü yapıp hızlanalım. Zikzakları hissetme şansı elde edelim. Sonra da yarış pistine gideriz.
Get a little u-turn at the back, run back, get a chance to feel, you know, the zigs and zags before we get on the racetrack.
Bu adamı ne kadar hızlı sepetleyebilirsin sence? Beraber başka bir yere gideriz.
How fast do you think you can wrap this up so you and I can get outta here?
Sonra, evlilik sözleşmesinden paranı alırsın ve buradan toz olur gideriz.
Then, you'll cash out of your prenup, and we can get the hell out of here.
Will-O-Ween'e meşhur bir ikili gibi giyinerek gideriz.
- What? We always go to Will-O-Ween dressed as a famous duo.
Hayır efendim, tamam biz gideriz.
No sir.. ok.. we'll
Evime gideriz, biraz daha çıplak samimi ve açık oluruz.
Come back to my place, maybe get a little more naked, - honest and revealing?
Ama eğer insanlar kanunu ellerine alırlarsa kanun falan kalmaz. Ve kaybolup gideriz.
But if people take... the law into their own hands, then there is no law..., and we're lost.
- Daha dönmedi. Biraz daha bekleriz, eğer dönmezse onu bulmaya gideriz.
If he ain't back soon, we're gonna have to go find him.
Aslında şerif araç fuarına gideriz diye düşünmüştüm.
Actually, Sheriff, I was thinking you and I could go check out the gear expo.
Biz patron nereye derse oraya gideriz.
Well, we go where the boss tells us to.
Orada bir ekiple buluşacağız. California yolunun kalanını onlarla gideriz.
We're meeting a new team there, and they can take us the rest of the way to California.
Şurada bir yere uğrayalım, sonra gideriz.
I have to stop somewhere real quick.
- Ay ne güzel, geniş geniş gideriz.
We'll have lots of room.
Birlikte gideriz.
We'll go together.
Daha kalabalık gideriz.
We'll go in heavier.
Votka bulursak gideriz.
If we find vodka.
Hatta oraya özel jetimizle gideriz.
We could fly there on our private jet.
Suzhou'ya gideriz ve sen istediğin her şeye sahip olursun.
We'll go to Suzhou, and you can have whatever you like.
Sonra da benim için üst halkadaki butiklere gideriz.
Then we'll hit the boutiques in the upper ring for me.
Batı tarafında masa tenisi oynanabilen birkaç bar var ben de düşündüm ki, oraya gideriz. İçeriz, sohbet ederiz ve sonra da umut ediyorum ki, bir şeyler rahatsız edici şekilde rekabete dönüşür.
There's a bar in the west village that has a bunch of ping-pong tables, so I thought we could head over there and have a drink, talk, and then, with any luck, things will get uncomfortably competitive.
En kötü durumda sokağın aşağısındaki Brandon İlkokulu'na gideriz.
Okay, worst-case scenario- - we can always go to Brandon Elementary, right down the street.
Sonrasında belki yüzmeye gideriz.
- and then maybe after we go for a swim. - Okay.
Üniversite turuna erkenden gideriz.
We could get the college tour going early.
Gizlice arka merdivenlere gideriz.
- And go where? We'll sneak down the back stairs.
- Belki gelecek sene gideriz.
You know, uh, maybe we can go next year.
- Evet, gideriz, anlaşma böyle.
Yes, we can, that's the deal.
Slovenya'ya gideriz ve sonra anla işte, tüyeriz.
We get to Slovenia and then, you know, sneak off.
Ofise biz gideriz.
We'll take the office.
Genellikle günün sonunda böyle yaparız. Yani yürüyüşü tamamladıktan sonra oraya gideriz.
That's the way we used to do it back in the day, with Jessie Hill, Professor Longhair, Dr. John.
Milton'ı yakalarız, telefon buluruz ve Hetty'yi arar ve buradan defolup gideriz.
We pick up Milton, get a cell phone, call Hetty and get out of here.
Gideriz, birkaç soruyu yanıtlarız, dönerken buzlu kahve alırız. Biz niye oraya gitmiyoruz?
Why can't we just go there?
- Ama birlikte gideriz demiştim.
BUT YOU SAID WE'D GO TOGETHER.