Gidiyor translate English
67,465 parallel translation
Ve sen gidiyor musun?
And you're leaving?
Şu anda Medicare için harcanan üç doların biri diyabetlilerin bakımına gidiyor.
Right now, one in three Medicare dollars is spent in the care of people with diabetes.
Her on dolarlık sağlık harcamasının bir doları diyabet hastalarına gidiyor.
One in ten total health care dollars is spent on people with diabetes.
Bunlardaki kimyasallar nereye gidiyor sanıyorsunuz?
Who do you think is gonna get the chemicals that are in that?
Böyle devam edip gidiyor.
And it's just on and on and on.
Tanrım, zayıftı ve çok iyi görünüyordu, ama kolesterol nereye gidiyor?
Boy, he was lean and he looked really good, but, where is that cholesterol going? It's going into your artery walls.
Arter duvarlarınıza gidiyor. Yani, bu Paleo hayranlarının tıkanmış arter, kolon kanseri, gibi otoimmün hastalıkların salgını için onları hazırladığına inanıyorum.
So, I believe these Paleo folks are setting them-self up for an epidemic of clogged arteries, colon cancers, autoimmune diseases.
Hepsini yönetmek için sanki tek bir diyet gibi. Beslenme etkileri kendimizden çok ileri gidiyor.
[Kip] The impacts of eating this way go far beyond ourselves.
- Sana bakmak hoşuma gidiyor sadece.
I just like looking at you.
Yeni işin iyi gidiyor mu?
New gig going well?
İşte, siktiğimin Casey Anthony'si yine kapalı duruşmalarından birine gidiyor.
Oh, there she go, Casey Freakin'Anthony, off to another one of her special hearings.
Bu benim hoşuma mı gidiyor sanıyorsun?
Do you think I like this?
Bay Tic Tac, Sakız Adam'a gidiyor!
Mr. tic tac goes to bubble gum man!
Evde keyif çatmalar nasıl gidiyor bakalım?
How's, uh, relax-o-thon 2003 comin'along?
Tüm hedefler şimdi 2-15'e gidiyor.
All targets now bearing 2 : 15.
En yakın muharebe teknesi gemiye doğru gidiyor.
The nearest lcs combat craft is moving to engage.
Askerlerimizle birlikte Cezayir sularına doğru gidiyor gemi ama adamlarımız işi bitirmek için gemide kalırsa, diplomatik sorun çıkar.
It's headed for Algerian waters with our soldiers on boards, but it'll cause a diplomatic incident if they stay to finish the job.
Batıya gidiyor.
He's heading west.
Ortağınla ilişkiniz nasıl gidiyor?
How are things going with that partner of yours?
Soruşturman nasıl gidiyor, Polis Bey?
How's that investigation going, constable?
Ekip McGoldrick'e gidiyor bu gece.
Squad's hitting up McGoldrick's tonight.
Okul nasıI gidiyor?
How's school?
"Para kazanıyorum, topluluğum için istihdam yaratıyorum falan falan..." NasıI gidiyor?
"I make money, I build jobs for my community, blah, blah, blah..." How's he doing?
Göremiyorsun ama... Tamam, gidiyor.
Okay, he is going...
Sırf zoruma gidiyor diye birine sırt çeviremem.
And unlike you, I don't push someone away just'cause they're a hard choice.
Baş başa kalmamız hoşuma gidiyor.
I'm enjoying our together time.
Nasıl gidiyor?
Como estas?
Avlanmaya gidiyor.
He's going big game hunting.
Onu öldürmeye gidiyor.
Sounds like she's moving in for the kill.
Azıcık kullansam uzun süre gidiyor.
A little goes a long way.
Aldertree, Kurul ile görüşmeye Idris'e gidiyor.
Aldertree's heading to Idris to meet with the Council.
Gidiyor musun?
Hey, are you leaving?
Simon ile ilişkileri iyi gidiyor.
She's got a good thing going with Simon.
- Simon ile ilişkiniz iyi gidiyor.
You have a good thing going on with Simon.
Nasıl gidiyor?
How you holding up?
İzler bu tarafa gidiyor.
The trail continues this way.
Herkes ya gidiyor ya da gitti.
Everybody's going or gone.
Nasıl gidiyor kuzen?
How's it going, cuz?
Biletler kapış kapış gidiyor!
Tickets are selling out fast so get'em now!
Doğaçlama gidiyor.
He's just throwing down.
aklım sadece ona gidiyor.
my mind only goes to her.
- Nasıl gidiyor?
- How's it goin'? Denise.
İlişkiniz nasıl gidiyor?
How's it going with you guys?
Nazik olması hoşuma gidiyor.
I love that he's so kind.
Etrafımda olmayı sevmesi de hoşuma gidiyor.
And I just like that he likes being around me.
Subzero'cular gidiyor.
The Subzero guys are leaving.
Hoşuma gidiyor.
I love it.
Gidiyor musun? - Evet.
Are you taking off?
Radyoda işler şaşırtıcı biçimde makul gidiyor.
Work has been surprisingly tolerable.
İşte gidiyor!
Hey, hey, hey! There he is!
Cidden gidiyor musun?
Really?
gidiyorum 1257
gidiyorsun 93
gidiyor musun 364
gidiyoruz 1350
gidiyorum ben 24
gidiyorsunuz 20
gidiyor musunuz 95
gidiyorlar 124
gidiyor mu 22
gidiyor muyuz 99
gidiyorsun 93
gidiyor musun 364
gidiyoruz 1350
gidiyorum ben 24
gidiyorsunuz 20
gidiyor musunuz 95
gidiyorlar 124
gidiyor mu 22
gidiyor muyuz 99