Gittikçe kötüleşiyor translate English
377 parallel translation
Baraj ateşi gittikçe kötüleşiyor.
The barrage is gettin'worse.
40 yıldır hapisteyim gönderdikleri salaklar gittikçe kötüleşiyor.
I been in this jail 40 years... and the saps they send up here gets worse and worse.
Gittikçe kötüleşiyor.
More bad news.
Mekan gittikçe kötüleşiyor.
That place is getting run down.
- Durumun gittikçe kötüleşiyor.
- I'm afraid you're hopeless.
Stanley, gittikçe kötüleşiyor.
Stanley, it's getting worse.
Hava saldırıları gittikçe kötüleşiyor.
The aír raíds are gettíng worse.
Gittikçe kötüleşiyor.
It's getting worse.
Gittikçe kötüleşiyor!
It's getting worse!
Yazım gittikçe kötüleşiyor!
My writing gets worse and worse!
- Gittikçe kötüleşiyor!
- It's getting worse!
Zaman kötü, amigo'm çünkü Diaz'ın baskısı gittikçe kötüleşiyor.
It's a bad time, my friend because Diaz's oppression is becoming worse. The people are so afraid.
Kaybımız çok büyük ve gittikçe kötüleşiyor.
Power drain is enormous and growing worse.
Bu tür birçok büyük süreç idam istemi ile sonuçlanmıştır. Uluslararası durum gittikçe kötüleşiyor.
A great many trials ask for the death penalty.
Gittikçe kötüleşiyor...
Well, he runs wild...
Durumu gittikçe kötüleşiyor.
He's getting worse.
Başımın ağrısı gittikçe kötüleşiyor.
Oh, my headache's getting worse.
Çünkü zaman kötü ve gittikçe kötüleşiyor.
That's'cause times are bad and getting worse.
Dr. Wilbur, gittikçe kötüleşiyor.
OH, DR. WILBUR, IT'S GETTING WORSE.
Yuan gittikçe kötüleşiyor
Yuan is getting worse and worse
Bu şehrin trafiği gittikçe kötüleşiyor.
The traffic in this town is getting impossible.
Gittikçe kötüleşiyor.
It depends.
Gittikçe kötüleşiyor.
It gets worse.
Kalite gittikçe kötüleşiyor, değil mi?
The quality's just getting worse, isn't it?
Sen orada kendine acıyarak otururken benim durumum gittikçe kötüleşiyor.
While you are sitting there pitying yourself I am caught in an atrocious situation.
Durum gittikçe kötüleşiyor 6 aydır arıyoruz ama... onlar hakkında hiç bir şey bulamadık!
They stop at no evil. We've spent over half a year's time, but still can't find anything about them.
Her şey gittikçe kötüleşiyor.
Everything's getting worse.
Gittikçe kötüleşiyor.
But he's gotten much worse.
- Gittikçe kötüleşiyor.
BO Y 2 : It's getting worse.
Gittikçe kötüleşiyor.
It's only getting worse.
Evet, gittikçe kötüleşiyor.
Yeah that's getting real bad.
Biliyor musun, sanırım bu büyük asabi adam gittikçe kötüleşiyor.
You know, I think that big, angry guy is getting worse.
Neden işler gittikçe kötüleşiyor?
Why do things get worse?
Fırtına gittikçe kötüleşiyor.
Boy, that storm is really getting worse.
Gittikçe kötüleşiyor.
It's getting worse
Gittikçe kötüleşiyor.
He ´ s getting worse.
Sırtım gittikçe kötüleşiyor.
My back is getting bad.
Durumun gittikçe kötüleşiyor.
Your grades have gotten worse.
Kaç yıldır hasta ve gittikçe kötüleşiyor.
He's been sick for years, and he's getting sicker.
- Ve gittikçe kötüleşiyor.
- And it gets worse.
Damak tadım gittikçe kötüleşiyor.
My sense of taste is getting worse and worse.
Gittikçe kötüleşiyor.
- He's getting worse.
Gittikçe daha da kötüleşiyor.
It gets worse and worse.
Gittikçe kötüleşiyor.
'It's getting worse.' Ouma.
Fakat her şey gittikçe daha da kötüleşiyor.
BUT THINGS HAVE BEEN GETTING A LOT WORSE LATELY.
Ve gittikçe daha da kötüleşiyor.
AND IT'S GETTING WORSE AND WORSE.
- Deli mi? Evet, ve gittikçe de kötüleşiyor.
- Yes, and he'll feel worse as time passes by...
Gittikçe daha da kötüleşiyor değil mi?
It just keeps getting worse and worse... Doesn't it?
Gittikçe daha da kötüleşiyor, değil mi?
It keeps getting worse, doesn't it?
Dışarıda hava gittikçe daha da kötüleşiyor.
Uh, it's getting worse and worse out there.
Çocukluk kâbusu ve gittikçe de kötüleşiyor.
The nightmare of childhood. And it only gets worse.
gitti 877
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gitti işte 24
gittiler mi 59
gittiğini sanıyordum 19
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gitti işte 24
gittiler mi 59
gittiğini sanıyordum 19