Gitti işte translate English
485 parallel translation
Kolu alçıda ama yine de gitti işte.
Got his arm in a sling, and he went anyhow.
Kalın filtreli sigaralarım gitti işte.
There goes me prettiest number-nine cork tips.
Öldü gitti işte.
He has already passed away.
Gitti işte.
He's gone, that's all.
- Chick, randevun gitti işte.
Well, Chick, there goes your date.
Oğulcuğuna çilek almaya gitti işte.
Well, she just had to get some for her boy.
O da gitti işte.
Well, she got.
Gitti işte.
He is addressed.
Gitti işte.
He's gone.
- Gitti işte, ben de gideceğim.
It went and so shall I.
- Valla, öyle gitti işte.
- That's no reason.
Dedim size dayanamaz diye. Gitti işte.
I told you she wouldn't make it.
Öldü gitti işte, biraz saygı göstermelisin.
He died and that's it, you should show some respect.
Gitti işte!
It just went!
Bu hoşuma gitti işte.
- Now that's what I like.
- Gitti işte.
- Just gone.
Maddox korktu ve kaçıp gitti işte.
He's running scared of Maddox.
Hepsi gitti işte.
They took it all.
- Gitti işte.
- It's gone.
Lei Xun gitti işte!
Lei Xun's gone!
Gitti işte.
Gone gone.
Gitti işte.
He just took off.
Gitti işte.
Now he's gone.
Çocuk gitti işte.
The kid's gone.
İşte aşığınız çekip gitti.
So your lover has gone off!
İşte jeneratör gitti.
Well, there goes your generator.
- İşte George gitti.
Well, there goes George. - Oh, my sainted aunt!
Gitti işte.
And now she's gone.
İşte yine gitti.
There it goes again.
İşte gitti, ey millet.
There he goes, folks.
İngiliz'i çağırdım, günü kurtarsın diye İşte gitti silecek, indirdi mideye
I called the English to save the day There goes the windshield, clean away
Al işte gitti.
There goes the tibia.
- İşte gitti?
- Where did he go?
Ama, işte gitti.
Well, he has gone.
Eh işte yolunmuş bir tavuk gibi çekti gitti.
Uh, well... he just walked away like a plucked chicken.
- İşte hepsi gitti.
They're all gone.
Artık o işte değil mi? İşler kötüye gitti.
Things... went wrong.
- İşte karargah gitti!
There goes Headquarters!
- Bak işte kaçıp gitti.
Is that what... Look, he's gone.
Gitti, işte.
Well, she just left.
Koleksiyonun son halkasını gör İşte. Hoşuna gitti mi?
Come and see the latest in the collection there... do you like it?
İşte böyle geçip gitti, yıllar yılları kovaladı, bir tuzak gibi.
That's the way it goes, year after year, a sort of trap.
İşte o zaman iktidarsızlığım gitti.
Then I was a man again.
Gitti işte!
He's gone
Bilirsin işte geldi ve yine aynı soruları sordu, gitti.
Well, you know, he wanted to know, you know, the same old stuff, you know.
İşte o zaman yüzü kıpkırmızı kesildi! Lafı ağzında geveleyerek, bildiğini artık bu meseleyi kurcalamaya gerek kalmadığını söyledi ve gitti.
He blushed and stammered that he's aware of it too and that you don't have to go on with that case.
İşte bu hoşuma gitti.
Now this I like.
İşte bunu söylemen hoşuma gitti.
Now, that I'd like spelled out.
Gitti işte!
He's gone!
İşte gitti mahalle.
There goes the neighbourhood.
İşte, köpekler gitti.
Hi, Al.
işte 8558
iste 115
ister 23
istediğim 46
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste 115
ister 23
istediğim 46
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
isterdim 117
işte böyle 2360
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
isterdim 117
işte böyle 2360