Gözüme bir şey kaçtı translate English
87 parallel translation
Gözüme bir şey kaçtı.
Hey, look, I think I got something in my eye.
- Gözüme bir şey kaçtı.
- I have something in my eye.
Sadece gözüme bir şey kaçtı.
I just caught something in my eye.
Hayatım, galiba sağ gözüme bir şey kaçtı.
Darling, look. I think I've got something in my right eye.
- Gözüme bir şey kaçtı.
- I've something in my eye.
Gözüme bir şey kaçtı.
I've got something in my eye.
- Kahretsin, gözüme bir şey kaçtı!
Shit, dropped something in my eye.
- Gözüme bir şey kaçtı da.
- Something's in my eye. - What's the matter?
- Gözüme bir şey kaçtı.
- There's something in my eye.
Gözüme bir şey kaçtı.
I got something in my eye.
Gözüme bir şey kaçtı.
I have something in my eye.
Birden gözüme bir şey kaçtı.
All of a sudden, something flew up in my eye.
Gözüme bir şey kaçtı.
Something's in my eye.
Gözüme bir şey kaçtı.
[Sniffles] Excuse me.
Hayır, sadece gözüme bir şey kaçtı.
No, it's the wind... just... blew something in my eye.
Sana söylüyorum. Gözüme bir şey kaçtı.
- There's something in my eye.
Gözüme bir şey kaçtı da...
There's something in my eye
Gözüme bir şey kaçtı.
Ow. Honey, I have birdseed in my eye.
Gözüme bir şey kaçtı.
Something in my eye.
- Gözüme bir şey kaçtı.
- I had something in my eye.
Gözüme bir şey kaçtı da.
I had something in my eye.
Gözüme bir şey kaçtı.
I just... Got something in my eye.
Hayır, yani gözüme bir şey kaçtı.
- No! No, I mean, I got something in my eyes. It's...
Galiba gözüme bir şey kaçtı.
I think I have something in my eye.
Ben iyiyim, gözüme bir şey kaçtı.
I'm fine there's something in my eye, that's all
- Gözüme bir şey kaçtı.
- Something in my eyes.
Olamaz. Gözüme bir şey kaçtı.
Aw, jeez, there's something in my eye.
Gözüme bir şey kaçtı.
I just have something in my eye.
Gözüme bir şey kaçtı.
Something got in my eye!
Gözüme bir şey kaçtı!
There's something in my eye.
Yine gözüme bir şey kaçtı.
I've got something in my eye again.
Sadece gözüme bir şey kaçtı.
I had something in my eye.
Gözüme bir şey kaçtı.
There was something in my eye.
Evet, sadece gözüme bir şey kaçtı.
Yeah, something just blew into my eye.
Gözüme bir şey kaçtı.
I got something in my eyes.
Gözüme bir şey kaçtı.
It blew something in my eye.
Benim de gözüme bir şey kaçtı.
Well there's something in my eye, too.
Gözüme bir şey kaçtı da.
I have something in my eye.
Ağlamıyorum. Gözüme bir şey kaçtı.
I'm not crying, there's something in my eye.
Gözüme bir şey kaçtı.
I think I got something in my eye.
Gözüme bir şey kaçtı...
Something's in my eye...
Gözüme bir şey kaçtı sadece.
It's just something in my eye.
- Hayır, gözüme bir şey kaçtı.
- No, I got something in my eye.
- Gözüme bir şey kaçtı sadece.
- Hey, I just have something in my eye.
Gözüme bir şey kaçtı.
Something flew in my eye.
Sadece gözüme bir şey kaçtı.
I just got something in my eyes.
Sanırım gözüme bir şey kaçtı.
- Yeah, yeah. I think I got something in my eye.
- Sadece gözüme bir şey kaçtı.
- I just have something in my eye.
Gözüme bir şey kaçtı da.
Oh. Look it's your first 16th birthday picture.
Gözüme rüzgârda bir şey kaçtı.
The wind blew something in my eyes.
Gözüme bir şey kaçtı.
- l've got something in my eye.