English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ H ] / Halledecegim

Halledecegim translate English

3,201 parallel translation
- Yarin bu isi halledecegim.
- Tomorrow morning we tell him.
- Akşama halledeceğim seni.
Cook you dinner tonight.
Tamam, halledeceğim.
Uh, I-I'll hold on to this.
Tamam, halledeceğim.
All right. I got this.
Tamam, ben halledeceğim. - Tamam.
Okay, I'm gonna fix it.
- Halledeceğim.
- I'm on it.
Tarihi çalıştım, ama İtalyancayı nasıl halledeceğim?
I stυdied histοry, bυt hοw will I manage with Italian?
Bunu halledeceğim, Sende sözünü tutacaksın değil mi?
I get this done, you'll keep your word, right?
Onu ben halledeceğim.
I'll deal with Kimber.
Merak etme ama. Bir şekilde halledeceğim.
Don't worry, I will handle it all.
Tamam ben halledeceğim.
" All right, I'll handle it all.
Ben barbeküyü halledeceğim ve siz de gerisini.
I'll take care of the barbecue and you can handle the rest.
Şimdi bunu ben halledeceğim.
Now I have to deal with it.
Ne var biliyor musunuz? Bunu eski yöntemlerle halledeceğim.
Gonna do this the old-fashioned way.
Bu işi halledeceğim, tamam mı?
Now, go.
- O işi halledeceğim.
I'll only make it worse.
Yarın her şeyi halledeceğim.
I will take care of everything tomorrow.
Halledeceğim.
I got this.
Bir şekilde halledeceğim.
I'm just gonna... I'm gonna figure it out.
- Ben halledeceğim.
- Shh, I'll handle it.
- Yok, her şeyi ben halledeceğim.
No, I want everything together.
Ne yani? "Halledeceğim" deyince öylece bir kenara mı çekileyim, artık o ne demekse.
So, what, I'm just supposed to accept that you will "take care of it," whatever that means?
Hızlıca halledeceğim.
I'll make it quick.
Ama en azından uçakta bazı işleri halledeceğim.
But at least I'll get some work done on the plane.
- Ama halledeceğim.
But I got you.
Bana borcu var, halledeceğim.
He owes me. I'll just get...
Halledeceğim.
I'll take care of it.
Sabah ilk iş halledeceğim.
First thing in the morning.
Yok, halledeceğim ben.
No, I get it.
- Halledeceğim.
I'll get it done.
Pekâlâ. Halledeceğim.
Okay.
Halledeceğim, Dorn.
I'll take care of it, Dorn.
Clark ve Owen, halletmem gereken birçok nedenden ötürü sinirlerime dokunuyorlar,... bunları halledeceğim de, ama şimdilik, biraz mesafe bizi öldürmez.
Clark and Owen get on my nerves for reasons I got to work out, and I will, but for now, a little distance won't kill us.
Ben halledeceğim.
I'm gonna handle this.
Deb, ben halledeceğim bunu. Söz veriyorum.
Deb, I'll take care of this.
- Deb, halledeceğim.
Deb, I'm on top of it.
Her şeyi halledeceğim.
I'll take care of everything.
Sen burada kal, ben halledeceğim.
Stay here. I'll handle this.
Ben halledeceğim.
I got this.
Ben halledeceğim.
I'll take care of it.
- Vardiyadan sonra halledeceğim.
It'll be off the curb by end of shift.
Maria'yı senin için halledeceğim.
I'm gonna close the shit out of Maria for you.
Bütün bu kasa olayını kökünden halledeceğim.
I'm gonna blow up this whole vault thing.
- Halledeceğim!
- I got this.
Tabii, halledeceğim.
Sure, I'll take care of it.
Halledeceğim.
I'll make it.
Ben bir şekilde halledeceğim o işi.
I'll sort things out somehow.
- Bran, ben halledeceğim.
Bran, I'll take care of it.
Sorumluluk artık bende. Bu sorunu ben halledeceğim.
I'm in charge now.
Ve bu olduğu zaman,... bu işi en baştan olması gerektiği gibi,... doğru bir şekilde halledeceğim.
And when it does, I will have done it right, like it was supposed to be done in the first place.
Halledeceğim birkaç şey var.
I have many things to organize.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]