Hasta değilim translate English
596 parallel translation
- Babs, hasta değilim.
Babs, I'm not sick.
Hasta değilim.
I'm not ill.
Hasta değilim.
I am not ill.
Hasta değilim.
Oh, no, no.
Hasta değilim.
I'm not sick.
Hayır, sanırım hasta değilim.
No, I suppose not.
Hayır ben hasta değilim.
What is this a confession?
Hayır, hasta değilim.
No, I'm not sick.
O kadar hasta değilim.
I ain't that sick.
- Ben hasta değilim.
- I'm not sick.
Hayır, hasta değilim, ama...
No, I'm not ill, but...
Hayır, hasta değilim Bo.
No, I ain't sick, Bo.
Ben hasta değilim.
I ain't sick.
- Hasta değilim, yaralıyım!
- I'm not sick, I'm wounded!
Ben hasta değilim.
But, madam, I am not sick.
Hayır, hasta değilim ve Dr. Gardner'i istemiyorum.
No, I'm not ill and I don't want Dr. Gardner.
- Çok hasta değilim.
- Not that sick.
Hasta değilim.
NO, I'M NOT SICK.
- Hasta değilim ama!
- But I'm not sick!
- Hasta değilim
- I'm not ill
- Ben hasta değilim. - Haydi Deanie, yat bakalım.
- She'll be all right in a little while.
Ben hasta değilim, şaka yapmıştım.
Ich big joker. Nicht sick.
- Hasta değilim efendim.
- No, sir, I'm not ill.
Ben gönüllü bir hasta değilim.
I'm not exactly a voluntary patient.
- Hasta değilim, kahvaltıyı hazırlayayım.
- I'm not sick, I'll make your breakfast.
Hasta değilim. Sadece sinirlerim korkunç derecede gergin.
I'm just dreadfully nervous.
Hasta değilim, hiç olmadım ve olmaya niyetim de yok.
Well, I ain't sick, never been sick and don't intend to be sick.
Ben de sizin gibiyim, hasta değilim, hayır.
I'm like you, I'm not sick, no.
Ben hasta değilim!
I am not sick!
Hayır, hasta değilim.
No, not ill.
Artık hasta değilim.
"I am no longer infected."
Hasta değilim ; uyuyamadım, hepsi bu.
- I'm not sick, I just couldn't sleep.
Hasta değilim.
I'm not.
Ben hasta değilim, hadi, başlayın kırbaca bunu yapmazsanız, cezamı nasıl çekebilirim
I am not ill, go ahead and flog me If not when am I going to pay back this debt
Hayır hasta değilim, aklım fazlasıyla yerinde ve daha sözümü bitirmedim, hayatım.
No, I'm not sick, I'm very lucid and I'm not finished, my dear.
- Biliyorum, kolay bir hasta değilim.
- I know I'm a bad patient.
Hasta değilim anne.
You are not well. But I'm not sick, mother.
Ama doktor, ben hasta değilim.
But Doctor, I'm not ill.
Hasta değilim, Erwin.
I'm not sick, Erwin.
Ama ben hasta değilim!
But I'm not sick!
- Hasta değilim.
- I'm not sick.
Yok yok hasta değilim de yorgunum sadece.
Not ill, just tired.
Hasta filan değilim.
There's nothing wrong with my mind.
Ben doktor değilim ama bana çok hasta görünüyor.
Oh, I don't know. I'm no doctor, but I'd say she's a very sick woman.
Hasta olan o. Ben değilim.
He's the one with the attack, not me.
Catherine, hasta yatıyorum. Kalkabilecek durumda değilim.
Catherine, I am in bed and very ill.
Diğerleri gibi hasta numarası yapacak kadar aptal değilim.
I'm too stupid to pretend I'm sick, like the others.
Hasta falan değilim ki.
I'm not ill or anything.
Korkunç. Diğerlerinin aksine, çirkin, yaşlı, hasta insanların neden... her şeye sahip olduklarını anlamış değilim.
I don't understand why some people who are ugly, old and sick, have everything, and there are others who never have anything.
O kadar hasta değilim.
Hell, i ain't that sick.
Hayır, hasta değilim.
Shit. No, I ain't got no motherfuckin'-
değilim 815
hasta 212
hastayım 158
hastane 65
hastaneye 39
hasta mısın 277
hastaydı 31
hastanede 84
hastalık 59
hastaydım 46
hasta 212
hastayım 158
hastane 65
hastaneye 39
hasta mısın 277
hastaydı 31
hastanede 84
hastalık 59
hastaydım 46
hastasın 78
hastalar 23
hasta o 16
hastalandı 24
hasta mı 113
hastane mi 26
hasta değilsin 19
hastalıkta ve sağlıkta 40
hastasın sen 46
hasta görünüyorsun 17
hastalar 23
hasta o 16
hastalandı 24
hasta mı 113
hastane mi 26
hasta değilsin 19
hastalıkta ve sağlıkta 40
hastasın sen 46
hasta görünüyorsun 17