Hava kararıyor translate English
301 parallel translation
Hava kararıyor.
hasn't it?
Hava kararıyor! "
It "s getting dark!"
Hava kararıyor.
It's getting dark.
Hava kararıyor Holley.
It's getting dark, Holley.
- Hava kararıyor.
- It's nearly dark.
Hava kararıyor.
It's getting late.
Hava kararıyor, sen ve o geceyi orada geçireceksiniz.
Come dark, you and him stay the night in there.
Hava kararıyor.
Well, it's getting'dark.
Hava kararıyor.
Night falls.
- Hava kararıyor.
- It's getting dark.
Hava kararıyor.
It's getting dark out.
O adamları aşağıda bırakamayız. Hava kararıyor.
We just can't leave those four men down there.
- Hava kararıyor, sabah daha eğlenceli olur.
It's dark, ln the morning it'll be funnier.
Hava kararıyor, değil mi?
It's getting dark, isn't it?
Hava kararıyor, dikkatli ol.
It's getting dark, be careful.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim, ama hava kararıyor ve Fanny'miz ışığı açmak için içeri girmeye kalkışmadı.
Forgive me for disturbing you, but it is getting dark and poor Fanny did not dare come and light the lamps. She asked my help.
Yağmur yağıyor ve hava kararıyor.
It's raining and it's getting dark.
Hava kararıyor, uyuyacak bir yer bulmalıyız.
It's getting dark. We have to find somewhere to sleep.
Hava kararıyor. Rim Rock Kanyon'a...
It'll be getting dark soon.
Hava kararıyor.
It's getting dark out there.
Hava kararıyor, insanlar karanlıkta korkarlar,... ve konuşurlar, değil mi?
It's getting dark. People get frightened in the dark. They talk, don't they?
- Biliyorum. - Hava kararıyor. Ortalıkta kimse yok.
You know, it's starting to get dark, there's no people, there's no...
Akşam yemeği zamanı geldi, hava kararıyor!
It's time we cooked supper, it's getting dark!
Hava kararıyor efendim.
Getting dark, sir.
Saat geçiyor. Hava kararıyor efendim.
- It's getting late, colonel.
Jimmy, tatlım gel artık, hava kararıyor.
WOMAN : Jimmy, honey, come on in now. It's getting dark.
Hava kararıyor, Linda. Azıcık dinlenmeye ne dersin, anne?
It's getting dark, Linda.
Hava kararıyor..
It's getting dark.
Hava kararıyor. Bulundukları yer orası.
It's getting dark, and that's where they'll be.
- Lütfen, lütfen, insanlar, droidler, izin verirseniz, hava kararıyor, kamp yeri bulmayı öneriyorum.
- Please, please, total humans, droids, if I may. It'll be dark soon, so I suggest we find a place to camp.
Baba, içeri gel! Hava kararıyor!
Dad, come in, it's getting dark.
Hadi, hava kararıyor.
Come on.
Hava kararıyor. Eve tek başıma döneceğim de.
It " s getting dark, and I got to go home alone now.
Hava kararıyor.
The light's going.
Tecavüz ve öfkeye karşı hava kararıyor.
Rage, rage against the dying of the light. "
Her dakika hava daha da kararıyor.
It's getting darker by the minute.
Hava gitgide kararıyor.
It is getting dark.
- Hava çabuk kararıyor, değil mi?
- Gets dark fast, doesn't it?
Hava artık erken kararıyor.
Gets dark earlier these days.
Hava iyice kararıyor.
Night falls.
- Hava artık daha erken kararıyor.
- It gets dark early now.
Hava çabucak kararıyor.
It becomes dark very quickly.
Gidip su bulsam iyi alacak, Dido'da hava erken kararıyor.
I'd better go and collect the water, it... gets... dark early on Dido.
Bu günlerde hava erken kararıyor.
Getting dark early these days.
Hava iyice kararıyor.
It will be dark very soon.
- Hava erkenden kararıyor, değil mi?
- It's dark early now, isn't it?
- Gel hadi, hava kararıyor.
Come on.
Hava kaçta kararıyor?
What time does it get dark?
Hava yine kararıyor.
It's getting dark again.
Kışın hava çabuk kararıyor, değil mi?
Boy, it sure gets dark fast in the winter, doesn't it?
Biz yaklaştıkça, hava daha da kararıyor.
The closer we get, the darker it gets.