Henrik translate English
574 parallel translation
"Peder Henrik, Kardeş John büyülenmiş."
"Father Henrik, Brother John is spellbound."
"Kalk kardeşim, Peder Henrik geliyor."
"Stand up, Brother, Father Henrik is coming."
" Ah, Peder Henrik, genç bakirenin göz yaşlarına bakın.
" Oh, Father Henrik, see the tears of the young maiden.
Uyarlayan : Henrik Galeen.
Adapted by Henrik Galeen.
Hans ve Henrik'e söyleyin o tarafa gitsinler.
Tell Hans and Henrik to go up that way.
Henrik'in birşeylerin kıyısında olmasından korkuyorum, karanlık, bilinmeyen şeylerin.
Scared that I, Henrik... will tip over the edge into something black, something unknown.
Hey, Henrik...
Hey, Henrik...
Henrik'in günlüğünü sen gönderdin.
You sent me Henrik's diary.
Sonra Henrik'in ellerini düşünüyorum, ve bana dokunmana nasıl izin verdiğime akıl erdiremiyorum.
I think of Henrik's hands, and I can't understand why I let you touch me.
- Henrik...
- Henrik...
Henrik, lütfen böyle yapma.
Henrik, don't be like that.
Henrik evde mi acaba?
Is Henrik at home?
Henrik bu aralar eve çok nadir geliyor.
Henrik is seldom at home nowadays.
Sanırım odasında.
I think Henrik is in his room.
Neden saklanıyorsun Henrik?
Why are you hiding, Henrik?
Henrik mirasıma konacak.
Henrik will inherit me.
Seni de seviyorum sevgili Henrik.
You too, dear Henrik.
Sıkı sar beni Henrik.
Hold me, Henrik.
Henrik, benim küçük sevgilim.
Henrik, my little darling.
Henrik...
Henrik...
Henrik burada, kök salmaya başlayarak yatıyor.
Henrik lies out there, starting to rot.
Bu şekilde Henrik'i unutabildim.
In this way I forgot Henrik.
Henrik'i unuttum.
I forgot Henrik.
Git Henrik.
Go now, Henrik.
Şimdi de adım Henrik'mi oldu?
Is my name Henrik now?
Henrik'de kim?
Who's Henrik?
- Edeceğiz, Henrik.
- We will, henrik.
Henrik, geceliğini değiştirmişsin sanırım.
Henrik, i believe you've changed your nightshirt.
Ne hoş, değil mi, Henrik?
Isn't it delightful, henrik?
- Daha fazla konuşamam. - Henrik, kapatma lütfen.
Henrik, don't hang up.
Henrik, lütfen dinle beni.
Henrik, listen to me.
Adım Erik Otto Adalbert Karl Henrik Kristoffer.
My name is Erik Otto Adalbert Karl Henrik Kristoffer.
- İçeri gel Henrik.
- Come in, Henrik.
- Merhaba Henrik.
- Hello, Henrik.
Zavallı Henrik.
Poor Henrik.
Seni buraya zorla getirmedim Henrik, ama gelmen beni gerçekten çok mutlu etti.
I shouldn't have made you come.
Ben, bir zamanlar aşık olduğun Henrik değilim, belki sen de farketmişsindir.
I'm not the same Henrik you used to love, as you can probably tell.
Güle güle, Henrik.
Good-bye, Henrik.
Henrik teklif etti. Telefon ettiğinde biz de bunu konuşuyorduk.
Henrik asked me, and we were discussing it when you called.
- Bu, ortak gücümüz Henrik.
- It's our mutual strength, Henrik.
Vicdan azabı çekmemek elinde değil. Zavallı Henrik.
He can't help being filled with remorse, poor Henrik.
Sen de bu yüzden Henrik'den çocuk istiyorsun. Tutunacak bir dalın olsun diye. Yitik bir aşkın hatırası gibi.
That's why you want a child by Henrik, to have a hold on him or as a memento from a lost love.
Ama son bir şey daha Henric, iflasın eşiğinde.
But there's one more thing. Henrik is bankrupt, yes, but I have independent means.
Henrik ve sen tanışmadan önce ben, aşırı kıskanç biriydim.
Before you and Henrik met, I was terribly jealous.
Bu yüzden Henrik'e çok çektirdim.
I made Henrik suffer a lot for it.
Şimdi gitmen gerekiyor, Henrik.
You need to go now, Henrik.
Gitsen iyi olur, Henrik.
You need to go now, Henrik.
Henrik!
Henrik!
Henrik.
Henrik.
- Profesör, Henrik'i övdü.
- The professor commended Henrik.
Dileriz çok yaşarsın. Dileriz çok yaşarsın. Dileriz çok yaşarsın.
we wish that he'll live we wish that he'll live we wish that he'll live to be a hundred years old congratulations on your 73rd birthday, henrik.