English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ I ] / Ikimize

Ikimize translate English

1,769 parallel translation
Zaten ikimize de sırtını dönmüş.
He's turned his face from us both.
Bu ikimize de olmayacak merak etme.
That's not gonna happen to me, or you.
Anlaşılan ikimize de tuzak kurmuşlar.
Looks like we've both been set up.
Tıpkı ikimize akşam yemeğinde yaptığın gibi içmesi için onu gaza getirip durdun.
I'm sure you kept encouraging her to drink as you did to both of us throughout dinner.
Eğer Moe'ya bel bağlarsan, şansın ancak % 50 olur ama ikimize birden para yatırırsan yarı zamanda iki kat iş yaparız. Ve ben de sana bulduğum her şeyin % 10'unu vermeye hazırım.
All right, the way I see it, you bet on Moe, you got a fifty-fifty chance but you bet on the both of us, and we cover twice the ground in half the time and I'm willing to give you 10 percent of everything I find.
Yani, her ikimize de.
- Uh-huh. Come here. - I mean, to both of us.
- Uyuşturucuyu annemle ikimize tercih etti.
- He chose drugs over me and my mom.
ikimize de aşık, eğer deli değilsem.
She's in love with both of us, if I'm not crazy.
Eğer içinde hâlâ ikimize inanan bir parça varsa bana telefon numaranı ver.
If there's any part of you that still believes in us, just... Just give me your number.
Yemek hazırladım ikimize.
I made... dinner.
Bu şehir ikimize dar geliyor.
This town's not big enough for the two of us.
Sen ikimize de yetecek kadar anlayışlısın.
You know, you're kind enough for both of us.
O zaman bu, zorlu ve karmaşık denizlerde başarıyla yönünü bulabilen ikimize gelsin.
For successfully navigating some extremely rough and very complicated seas.
Yani ikimize de yalan söyledi.
So he lied to both of us.
Belki bu buluşmanın ikimize de faydası olur.
Perhaps this meeting can be mutually beneficial.
Çocuğumuzun ikimize de ihtiyacı var, böyle mutlu olamam.
Our child needs us both, I'm not happy like this.
Sürekli karşılaşırdık orada burada, sonrasında kanka olduk ikimize de uymaya başlayınca da birlikte işler yaptık.
We kept bumping into each other,... and we became pals,... ended up doing a bit of business together, when it suits us.
Alırsam da, ikimize de ihanet edermişim gibi hissederim.
And if I took it I'll feel I would be betraying both of us.
İçimde ikimize birden ihtiyacı olacağına dair bir his var.
I got a feeling he's gonna need the both of us.
Yıllar boyunca ikimize de geçindirmişti.
She'd been supporting the both of us for years.
Şimdi ikimize de bir iyilik yap ve onun gibi olma.
So you do both of us a favor. Don't be him.
Rööperi ikimize dar gelir.
Rööperi is too small for the both of us.
Dediğim gibi, Rööperi ikimize dar gelir.
Like I said, rööperi is too small for the both of us.
Beyaz, ikimize de.
White, two, please.
Sunshine güzellik salonunda ikimize yer ayırttım.
I may have gotten us two spots in Sunshine Daycare.
Ve iki, temizliği bitirdikten sonra ev ikimize kalıyor.
And two, after we're done cleaning, we have the apartment all to ourselves.
Bu yüzden gidip ailemi göreceğim ve ikimize her şeyi düşünmesi için bir şans vereceğim.
So, I'm gonna go see my family and give us both a chance to think about everything.
Tamam, demek ki ikimize de kızgın.
Okay, so she's mad at both of us.
Haydi, ikimize de aldım.
I got it for both of us.
Sonra yiyecekleri ısıttı masayı güzelce hazırladı ve ikimize Nalewka koydu.
And then she heated up the food, and set the table nicely, poured us some nalewka.
Ve babamın gazete ve şeker sattığı dükkânına uğrardım beni yüzünde kocaman bir gülümseme ile karşılardı sonra da ikimize kahve yapardı.
And I would stop by, It was a candy store with magazines and he would give me this big smile and then he would make coffee for both of us.
- Bu konuda ikimize de açılmayacaklar.
Well, they're not gonna open up to either one of us about it.
Hadi her ikimize de bir iyilik yap.
JUST DO US BOTH A FAVOR.
Eee, ikimize.
So, you and me.
İkimize bir mutlu son yazdım sonra.
I sat with you in that house...
Tanrı ikimize de çok yük yükledi.
The Lord has work for us both.
İkimize!
To us!
İkimize de yetecek kadar var.
There ´ s plenty for both of us.
İkimize de hatırlatmalı. Babamda vardı.
We both have... with Dad.
İkimize de güvenmemesi mantıklı olmaz.
No sense in him not trusting both of us.
İkimize oda yaptım.
There's room for two.
İkimize de, Mathias.
Two of us, Mathias.
Projenin üstüne sifonu çekeceklerdi. İkimize de yardım ettim, Petrelli.
This entire project was about to be flushed, and I helped us both out, Petrelli.
İkimize inanması gerek.
He has to believe both of us.
İkimize de faydası olacaktır.
It'll help us both.
İkimize ne olursa olsun.
¶ Whatever happened to you and I? ¶
Ben ikimize yetecek kadar akıllıyım.
Wouldn't bet the truck on it.
İkimize de yaptı. - Bilmem.
She made'em for the both of us.
İkimize yeter mi?
Enough for two?
İkimize yetecek kadar yok. Sen ye.
- Oh, that's not enough for two.
İkimize.
Of course we are friends. To us.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]