Ilerliyor translate English
3,256 parallel translation
- Lily için işler tıkırında ilerliyor.
Everything works really well for lily this week.
Zaman aleyhinde ilerliyor.
The clock is ticking on you.
Zaman ilerliyor, ve sende zamanın tükeniyormuş gibi hissediyorsun.
The clock's ticking, and you feel like time's running out.
Haklısın, Lemon zaman ikimiz içinde ilerliyor. Ancak eğer başarılı olursam bu senin için de iyi olacak.
You're right, Lemon, the clock is ticking for both of us, but if I pull this off, it's good for you too.
Arkadan da bir AAT ilerliyor.
An AAT bringing up the rear.
Her şey çok hızlı ilerliyor.
I think it's all happening too fast.
Aracı kuzeye, Miami limanındaki tersaneye doğru ilerliyor. Tersane mi?
Her vehicle is heading north to the Miami port, by the shipping yards.
Yaya olarak bir ara sokakta ilerliyor anlaşılan.
Looks like he's on foot. He's stepping into an alley.
Zaman emekleyerek ilerliyor
Time crawls by
Alem, şube, sınıf, takım, aile, cins, tür olarak ilerliyor.
it goes kingdom, phylum, class, order, family, genus, species.
Bu yüzden işler benim için tam tıkırında ilerliyor.
Lightning Flash-sama "? Just call me Asuna.
- Enfeksiyon çok hızlı ilerliyor Wes.
- Wes, you might be facing amputation. - The infection moves incredibly fast, Wes.
Bazen hayatın başka türlü olmasını çok istesek de tek şekilde ilerliyor.
As much as we... we often wish that life were otherwise, it only moves in one direction.
Güneye doğru ilerliyor.
He's heading south on Old Mill Road.
Gps'ten takip ediyoruz, şu anda Kanada sınırına doğru ilerliyor.
We're tracking the GPS, and he's heading to the Canadian border.
Ama zaman ilerliyor, bu yüzden avukatınızı daha ne kadar bekleyeceksiniz bilmiyorum.
But there is a clock on this deal, so I'm not sure how much longer you wanna wait for your lawyer.
FBI bunu el altında tutuyor, ama zaman ilerliyor.
The FBI is keeping this one under wraps, but the clock is still ticking here.
Aslında şu sıra hızlı ilerliyor gibi.
Actually, this line looks like it's flowing.
Kuyruklu yıldızımız şimdi inanılmaz hızda hiç bir uzay aracının hayatta kalamayacağı bir yere doğru ilerliyor. Güneşe doğru.
Our comet is now moving at incredible speed toward a place where no spacecraft could ever survive - - the Sun.
Saatte 20,000 mil hızla uzayda ilerliyor.
It's flying through space at 20,000 miles per hour.
Dünya'yı bir yük treni olarak düşünün. Ve göktaşını da bir araba olarak. Her ikisi de bir tren yolu geçidine doğru ilerliyor.
Imagine the Earth is a freight train and the asteroid is a car, both heading for a railroad crossing.
Binlerce protogezegen güneş sisteminde dolaşıyor. Ve bazıları doğrudan Dünya'ya doğru ilerliyor.
Thousands of protoplanets are hurtling around the solar system, and some are heading straight for Earth.
Dünya'ya doğru ilerliyor- - Gezegenimizin son devasa çarpışması.
It's racing toward earth - - our planet's last giant impact.
Tuzağa doğru ilerliyor.
He's leading them right into an ambush.
Hedef araç güneye doğru ilerliyor.
Target vehicle traveling south.
Hedef doğuya doğru ilerliyor.
Target traveling westbound.
Sonrasında, boğuşma esnasında Dahlia sandalyesinden kalkıyor ve yardım etmek için ilerliyor.
Okay, and then at some point during the struggle, Dahlia gets up off of her stool, and comes over and tries to help.
Salgın hızla ilerliyor.
The number of casualties is skyrocketing.
Mac'ten farklı bir yolda ilerliyor.
And he's driving a different car than Mac.
Kayakdaki ( * ) adama doğru ilerliyor.
It's heading straight for that guy in the kayak.
Yılan bota doğru ilerliyor!
The snake's heading for the boat!
Dairenin içinde ilerliyor.
Working her way through the flat.
Kusursuz ilerliyor, inanılır gibi değil.
Blake's doing great'cause always, he's just so solid, it's crazy.
Bu yolculuk bambaşka ilerliyor.
The journey has been one crazy, insane ride.
Zaman ilerliyor. Yomo dayanabilecek mi?
The clock is winding down, can Yomo hold on?
Mako çizgiyi geçti. Yeşil ışık yanıyor ve Kaplandillo Gelincikleri'n bölgesine ilerliyor.
The Tigerdillos get the green light and advance into Ferret territory.
Ateş Gelincikleri ikinci kaleye geriledi. Kaplanlar da ilerliyor tabii.
The Fire Ferrets are knocked into Zone 2 and the Tigerdillos advance.
25 dakika ve ilerliyor.
25 minutes and counting.
Öngörülen KYO için 25 dakika ve ilerliyor.
17 minutes and counting to projected E.L.E.
12 dakika ve ilerliyor.
12 minutes and counting.
Kabuk bütünlüğü endeksi % 19, 8 dakika ve ilerliyor.
Hull integrity index 19 %. Eight minutes and counting.
Pekala, ilk dönemece ilerliyor.
Take it easy. All right, he's heading into the first corner.
İnternet siteleri de çöktü, plan yolunda ilerliyor.
Coms are down. Clock is running.
İlk viraja kibar bir şekilde ilerliyor.
He's heading into the first turn gracefully.
Pekala, trafik bize paralel ilerliyor.
Okay, we've got parallel traffic.
Son gün, Ruslar ilerliyor. Yolun 200 metre ötesindeler.
On the last day, the Russians were advancing they were 200 yards down the road.
Kardeşinse öyle değil, sadece aptal olma yolunda ilerliyor.
And your brother's not a wad, he's a dink on the road to doofus.
Ama zaman hızla ilerliyor.
But time is running out.
20 dakika ve ilerliyor.
20 minutes and counting.
- 6 dakika ve ilerliyor.
Six minutes and counting.
İlerliyor.
It's progressing.
ilerliyorum 16
ilerliyoruz 19
ilerleyin 224
ilerleme 17
ilerle 193
ilerleyelim 21
ilerlemeye devam edin 25
ilerleme var mı 16
ilerliyoruz 19
ilerleyin 224
ilerleme 17
ilerle 193
ilerleyelim 21
ilerlemeye devam edin 25
ilerleme var mı 16