Im var translate English
435 parallel translation
Gong Shil'im var.
I have my Gong Shil.
- Var var. Bir Luger'im var. Şurada çantada.
Yes I have, I have a Luger right here in my bag.
Artık yeni bir Führer'im var... sen.
I have a new Führer now... you.
Benim Irene'im var.
I've got Irene.
Benim de senin gibi'teslis'im var - tanı koymak, hastalığın seyrini öngörmek ve tedavi etmek.
I have my trinity too - diagnosis prognosis and cure.
Yatımız, bileziğimiz, senin Osgood'un, benim Şeker'im var.
We got a yacht, a bracelet, you've got Osgood, I've got Sugar.
Ama benim Pierre'im var ve gerisi...
But I've my Pierre, and the rest...
Kleenex'im var, ama...
I do have a Kleenex, but...
Hâlâ Amca Ben'im var.
I've still only Uncle Ben.
Evet, Ausweiss'im var.
Yes, I have one.
Bir 10-29 ve 10-28'im var.
I have a 10-29 and a 10-28.
Çünkü benim bir Altın Bilet'im var
'Cause I've got a Golden Ticket
Çünkü benim bir Altın Bilet'im var.
'Cause I've got a Golden Ticket
Benim bir Altın Bilet'im var.
I've got a Golden Ticket
Stinson Beach'te motoru çatlak bir Volkswagen'im var.
I've got a little VW at Stinson Beach with a cracked block.
- Henry Lee Caldwell'im var.
- What I got is Henry Lee Caldwell.
Bir Fiat 125'im var, eğer anlaşmak isterse 30,000 dolar istediğimi söyle.
I have a Fiat 125, if he wants to do business, tell him I want 30.000 $!
Sizin için bir tane Jack'im var.
I'll have a Jack for you.
Ama yapmam gereken bir iºim var. Jack Traven Teksas'a geri dönecek.
Jack Traven is going back to Texas.
Evet, sanırım benim siz... çocuklara verecek günlük 10 yen'im var.
Yes, I believe I have... if you boys would like to make 10 yen a day.
Kayınbiraderimle ortak kullandığım bir Volvo 144 Estate'im var.
I share a Volvo 144 estate with my brother-in-law.
Bir Corvette'im var.
Got me a Corvette.
Burda senin için bir sandöviç'im var.
i got a sandwich here for you.
Bir 357'im var. Shot gun dolu bir kasam var. 3 tane suikast silahım ve her çeşitten cephanem var.
I got me a 357, I got me a trunk load of shotguns, 3 big bore rifles and ammo up to my ass.
Chucky'im var.
I've got Chucky.
Bir Mercedes " im var.
I'm the one with the Mercedes.
Bir şişe Chivas Regal'im var.
I've got a bottle of Chivas Regal.
Clarion'im var.
I got a Clarion.
Yepyeni bir Mercedes'im var.
I have a brand-new Mercedes, low mileage.
Ve bir de, ince bir tabaka gibi, tüm hayatına yayıImış olanlar var.
And then there are those that have it spread thin all through the years.
Sizin bir aileniz var, benimse Nagel'im.
You have your family, I have my Nagel.
Bir şey var ve yanıImıyorsam galiba bir cinayeti çözdüm.
There's something, and if I'm right, I think I've solved a murder.
Bana "Hey, Marty'im için tanıdığın güzel bir kız var mı?" diye sordu.
She say to me "Hey, you know a nice girl for my boy Marty?"
- Merkezden istediğin bir şey var mı?
- Anything you want while Im uptown?
Öğle arasındayım, zaten 5 dakika molam var.
Im on my lunch hour in five minutes, anyway.
Artık senin var olduğunu biliyor... Bense sadece benim.
So now he knows that theres a you... and Im just me.
Rus zaferinden sonra sahra hastanesinde yapıImış iki tane dolgun var.
You have only two fillings, which were done in the field hospital... After the Russian victory.
Dinle, yanımda getirmek istediğim biri var, fakat onun için süpriz olmasını istiyorum.
Listen, there's somebody I'd like to bring along, but I want it to be a surprise for'im.
Var olan tek şey "ben" im!
The only thing which exists is myself Doolittle!
Şimdi senin yüzünden... 'Gil Ra Im'in iyi bağlantıları var'laflarını duyacağım.
But now, thanks to you, it looks like I'm going to hear about what good backing I have.
Gil Ra Im! İyi bağlantıların var.
Gil Ra Im, you've got some good backing.
Acelem var.
Im in a hurry.
Şivan Ağabey'im de öyle. Bu yoklukların temelinde ne var peki?
What is the basis of hit?
Bir maruzatımız var, Führer'im.
We have a request, my Führer,
Führer'im bugün ayrılmadan önce, size söylemem gereken bir şey var.
My Führer, there's something I feel I must tell you... before we part today.
Başka bir emriniz var mı, Führer'im?
is that all, my Führer?
Bu benim en sevdi? im tav? an var.
That's my favorite rabbit.
O ailelerin, video kasetine aktarıImış amatör filmleri var.
They transferred some home movies of both families onto half-inch VHS.
YanıImıyorsam Lombard sokağında bir kuaför dükkanı var.
Apparently, she has a hairdressing salon in the Rue des Lombards.
Yapabileceðim bir þey var mý? Bu dudaklar sana bir þey hatýrlatýyor mu?
Anything, uh, I can do?
Bir de kullanıImış bir araba var. Neydi şu diğeri, ne demiştiniz ona?
What's his name got- -
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22