English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ I ] / Isterdim

Isterdim translate English

17,446 parallel translation
Gittikçe kolaylaştığını söylemek isterdim.
I'd like to tell you it gets easier.
Güven bana, bütün bu işleri hızlandırmayı ben de isterdim ama pek seçme şansım da yok gibi.
Huh, trust me, I'd love to fast forward the whole thing, but it's not like I have a choice.
"Aynısını birinin benim ailem için yapmasını isterdim."
"I'd want someone to do the same for my family."
Bak, Hailey, seninle bütün gün BFF'cilik oynamak isterdim. Birbirimizin saçlarını örer, gizliden perküsyoncuyu arardık. Ama gerçek şu ki...
Look, Hailey, I'd like to play BFF with you all day long... braid each other's hair, prank phone call the percussionists, the works... but the truth is,
Yaşadıklarınızı ben yaşamış olsaydım ben de kargoyu doğru insana verip vermediğime emin olmak isterdim.
If I'd been through what you'd been through, I'd make damn sure I was giving that package to the right person too.
Lizzie'nin ailesini nerede kestiğini görmek isterdim.
I want to see where Lizzie axed her folks.
Sizinle sohbete devam etmek isterdim çocuklar ama işe yarar bilgi mi istiyorsunuz?
I'm happy to keep gossiping with you boys, but you want actionable intelligence?
Dean 9 yaşımdayken en çok neyi isterdim biliyor musun?
Dean, when I was 9 years old, you know what I wanted more than anything?
Belki olanları değiştiremem ama isterdim.
Maybe I can't change that but I so want to.
Biraz öfkeliyim çünkü daha farklı bir baba istemiştim başarılarımı görmek için benimle olan bir baba isterdim.
I feel some frustration because obviously I wanted a different father, a dad who could be more present to see my achievements.
Seni tanımasaydım imzalı fotoğrafını isterdim.
If I didn't know you, I'd ask you for an autograph.
İnan bana, isterdim.
Believe me, I do.
- Güzel bir yemek olduğunu söylemek isterdim ama...
I'd say that was a nice lunch, but...
Çok isterdim ama sıvı helyuma ihtiyacımız var. Teslimatın gelmesine de daha bir ay var.
I'd love to, but we need liquid helium and our shipment's on back order for a month.
İşlerin gerçekten bu raddeye gelmemesini isterdim eski dostum.
I really wish it hadn't come to this, old friend.
Gerçekten söyleyebileceğim daha fazla şey olmasını isterdim, ama...
I really wish there was something more I could offer, but, uh...
Kalıp kutlamayı çok isterdim ama masa dörtteki genç çıtırla randevum var.
I would love to stay and celebrate, but I've got a hot date with that fine young thing at table four.
- Gidip katılmayı çok isterdim.
I'd love to check that out. Nerd.
Biliyor musun, hep Kuzeybatı Adaları'nda dalış yapmak isterdim.
You know, I always wanted to snorkel the Northwestern Islands.
Çok isterdim, ama bu talihsiz olurdu.
As much as I would like that, that would be unfortunate.
O adamla bir gün çalışmayı çok isterdim.
I would love to work for the guy one day.
Eğer bana bir şey olusa devam etmeni isterdim.
Well, I would want you to move on if something happened with us.
İyiliğinizin karşılığını vermek isterdim.
I really want to repay your kindness.
Çok hoşuma giderdi bir kere! Beverly çok yalnız ve kardeşim olmasını çok isterdim!
You know, I would really love that actually because I'm really very lonely and I would love to have a sibling, okay?
Bana da danışmanı isterdim.
I just wish you'd told me.
Şikayet etmiyorum ama ülkemiz için savaşmayı çok isterdim.
Not complaining about it, but really wanted to fight for our country.
- Konuşmak isterdim ama...
- I'd love to talk, but...
Jimmy, yardım etmeyi isterdim ama 0 işi bırakacağıma dair Marci'ye söz verdim.
Look, Jimmy, I'd love to help you out, but I promised Marci I'd get out of the game.
Tatlım, ben de isterdim, tamam mı?
Honey, look, I would love to, okay?
Kıyafet tasarlamak isterdim.
I wanted to design clothes.
Bir teknede yaşamak isterdim.
I'd like to live on a boat.
Kedinin burada seninle yaşamasına izin vermeyi çok isterdim ama çok ciddi kedi alerjim var.
You know what? I would love to let your cat live here with you, but I have a pretty severe cat allergy.
Dilin'i şu barmenin yüzünde görmek isterdim.
I would like to see your tongue in that bartender's face.
Benim ayak fetişim yok ama seninle çıkmak isterdim.
I'm not into feet, but I would like to go out with you.
Ve kendi fermuarımı bile açabiliyorum. Ama bunu senin yapmanı isterdim.
And I can unzip my own dress, but I want you to do it for me.
Olimpiyat meşalesinin ateşiyle bir cigara yakmak isterdim.
I'd really like to light a spliff off the Olympic torch.
Wade... seninle gelmek isterdim ama canım hiç istemiyor.
Wade... I'd go with you, but I don't want to.
Katılmanı isterdim ama Gangnam Style'ı sevmiyorsundur herhâlde.
I'd ask you to join me, but I'm pretty sure you're not a big Gangnam Style kind of guy.
Senden haber almak isterdim.
I would've liked to have heard from you.
Onları, acılarının olmadığını düşünürken görmek isterdim.
I'd like to see them thinking it away.
Kaybolmak isterdim.
Might wish lost.
Kalmak ve bu daha uzun süre araştırmak isterdim, ms talben, Ama ailemin bir dakika daha acı çekmesine izin veremem.
I'd love to stay, and delve in this longer, ms Talben, but I cannot permit my family to suffer one moment longer.
Hey, o buzlu çaylardan almayı istesem alırdım zaten ama onun viski olmasını daha çok isterdim...
Hey, if I wanted to get one of those ice teas but I want most of it to be bourbon...
Dostum, çok isterdim, cidden ama burada şanslı günümdeyim.
Man, I would love to, really, but I'm kind of on a roll here.
Bu konu hakkında daha fazla konuşmak isterdim ama fena halde kaşıntım başladı galiba.
I'd love to keep talking about this, but I seem to have developed a nasty itch.
Senden kaşımanı isterdim ama kesin seni aldatmaya çalıştığımı düşünürdün.
I'd ask you to scratch it for me, but no doubt you'd think I was just trying to trick you.
Öyle mi, yerinde olsam o sakız makinesini bulur çeyrekliğimi geri isterdim.
Yeah? If I was you, I'd find the gumball machine you got it from and get my quarter back.
Çıkmak isterdim.
I'd love to.
Bunun her yarım saatte bir olmasını isterdim.
I wish it was every half hour.
Sydney Carton olmayı çok isterdim.
I aspired to Sydney Carton.
Bunu görmek isterdim bak. - Ne oluyor? - Eli hâlâ dışarıda bir yerlerde.
We can try and get it working again, which will be painful and most likely unsuccessful, or we can make him more comfortable.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]