John translate English

Beladan korkuyor musun John?

Do you fear damnation, John?

John?

John?

İyi bir gece geçirmiyorsun değil mi John?

You're not havin'a good night, are you, John?

Göze göz, John.

An eye for an eye, John.

Merhaba, John.

Hello, John.

John wick.

John Wick.

O'na John Wick i söyle.

Tell him it's John Wick.

Sözleşmeniz çok genişledi, John.

Your contract went wide, John.

Peki, elbette, John.

Well, of course, John.

Evet, John.

Yes, John.

Her ne istersen John.

Whatever you'd like, John.

Bununla sürünmek ister misin, John?

Would you like a back rub with that, John?

Mühür tamamlandı, John.

The marker is complete, John.

Hayır, John.

No, John.

John, Ne düşündüğümü biliyorsun

John, you know what I think?

Arkaya John Cougar Mellencamp'ın "Duvarlar yıkılıyor" diyen şarkısı gider mi?

We set this against John cougar Mellencamp's walls come tumbling down.

Rachel. Size özel helikopterin enkazının bulunduğu Seattle'dan canlı bağlanıyorum. Teşekkürler John.

Thank you, John.

Neyse, oğulları John-John'la geliyorlar.

Anyway, they're coming with their son John-John.

John ve James gullick.

John and James Gullick.

- Ama John Travolta denen herif var ya?

- Well, all right. - Let me tell you, that John Travolta?

John Travolta ahbap.

- ♪ Stayin'alive, stayin'alive ♪

Birkaç John Mayer bileti için kıç yalarsınız siz.

You are gonna brown-nose your way into some. John Mayer tickets. - Don't look at me.

John Wayne...

John Wayne- -

Benim adım da John, Steve'in ortağı.

And my name's John, Steve's partner.

Benim adım John...

I'm John...

- Merhaba John.

- Hi, John.

Paylaştığınız için teşekkür ederim, John.

Uh, thank you for sharing, John.

John.

John.

- Yardımına ihtiyacım olacak John.

- I'm gonna need your help, John.

- Ve, John ekstra iç çamaşırı giy.

- And, John wear extra underpants.

Merhaba, John, bunu sesli mesajınızda bıraktığım için üzgünüm ama ben sadece Lew'in binasındaki duvar resimleri bir resmine bakıyorum ve tamam, evet parçayı ondan yedi, bir bütün olarak veriyorum.

Hi, it's John, sorry to leave this on your voicemail but I'm just looking at a picture of one of the murals from Lew's building and, okay, yes I give the piece as a whole, seven out of ten.

Ve, John, dikkat çekmemeye çalış, tamam mı?

And, John, try not to stand out, okay?

- John, değil mi?

- John, right?

- Ben John, benim adım John.

- I'm John, my name's John.

John.

Oh, John.

Ne yapıyorsun burada John?

What the fuck are you doing here, John?

- Steve, ben John John.

- Steve, it's me, it's John.

Bu John.

It's John.

John Pettifer. Doğu Hindistan Şirketi, Afrika şubesi.

John Pettifer, East India Company, Africa desk.

John Company ve Kral yine savaşa tutuştu.

John Company and the King are back at war.

Galiba John Company ve kraliyet Mauritius'a saldırı düzenlemiş Fransızların da ivedilikle barut yapması gerekmişti.

It was John Company, I think, and the King who'd just attacked Mauritius, and the French needed powder in a hurry.

John!

John!

Kendinizi ne sanıyorsunuz siz?

Who do you think we are? John Wayne?

Bu adam ben de olabilirdim John.

I mean, it could be me, John.

Rehineleri vurmayın yeter John.

Just don't shoot the fucking hostages, John.

Bu katı temizlememiz lazım.

Keep them moving, John. We need to clear this floor.

Çavuş John Hinds'e lütfen...

Sergeant John Hinds please...

İkisini nasıl alacaksın? Tamam John Mayer'ı seçiyoruz. İki mi?

How did you get two?

John Mayer bizde.

We get John Mayer.

John Mayer bedava değil ki.

John Mayer's not free in any way.

Yürüyün, devam edin John.

Go. Go. Go.