Kalkabilirsin translate English
201 parallel translation
Masadan kalkabilirsin.
You've eaten enough.
Kalkabilirsin.
You may take off.
Norman için "N". Kalkabilirsin.
N for Norman, take off.
Ayağa kalkabilirsin.
You can go on your feet.
Artık kalkabilirsin.
You can get up now.
Tamam, Jerry. Kalkabilirsin.
Okay, Jerry, take it away.
- Ayağa kalkabilirsin üstat.
- You may arise, thespian.
Her an ruhumu satın almaya kalkabilirsin.
First thing I know, you might buy my soul
Artık kalkabilirsin, Bushrod.
You can get up now, Bushrod.
- Artık kalkabilirsin.
- You can get up now.
Üzerlerinde ayağa bile kalkabilirsin.
You can even stand upon them.
Evet, ayağa kalkabilirsin.
Yes, you can stand.
Kalkabilirsin.
Up and out of there.
Kalkabilirsin.
Get up.
Kalkabilirsin, kalkabilirsin.
Hey, you may rise. Rise, please.
Tamam Pete, kalkabilirsin.
OK, Pete. You can get up now.
Umarım artık daha geç kalkabilirsin.
I hope you'll be able to get up later now
Artïk kalkabilirsin.
You can get up now.
Umarım bu işin altından kalkabilirsin.
You wasn't born yesterday, was you?
şimdi kalkabilirsin.
You can get up now.
Şimdi yatarsan eğer, erken kalkabilirsin.
If you go to sleep now, you can get up early.
Kalkabilirsin.
You may rise.
Kalkabilirsin.
You can get up.
Kolayca kalkabilirsin.
You could easily get up.
Sen Bana Zarar Vermeye Kalkabilirsin Âmâ Ben Uçarım, Uçarım!
You can hurt me, but I can fly! I can fly!
Ayağı kalkabilirsin, Watson.
You can get up now, Watson.
Şimdi kalkabilirsin.
You can turn now.
Ayağa kalkabilirsin.
You may stand.
Evet, kalkabilirsin.
Yes, you can.
Hala kanepede vantuz sesi çıkarmadan kalkabilirsin.
You can still get up off the couch without it making a suction noise.
Artık kalkabilirsin, Jefferson.
You can get up now, Jefferson.
Kalkabilirsin.
Up you go.
Şaka bir yana, kalkabilirsin.
Seriously, you can stand up.
Üstümden kalkabilirsin.
You can get off me.
Kalkabilirsin!
You may stand up
Tamam, ayağa kalkabilirsin.
It's OK. You can get up when...
Kalkabilirsin, benim küçük güvercinim.
You may rise, my little dove.
Tamam genç bayan, artık senin yalanlarından bıktım, masadan kalkabilirsin.
Okay, I'm tired of your lies. You're grounded!
- Elbette kalkabilirsin.
- Of course I believe you're capable.
Artık kalkabilirsin.
You can ride up front.
kalkabilirsin jane.
You can go, Jane. You're excused.
Bir şekilde bunun altından kalkabilirsin.
You'll figure something out.
Eminim ki sen her türlü güçlüğün altından kalkabilirsin.
I'm sure you can manage everything
Kalkabilirsin.
You can stand up now.
Tamam. Kalkabilirsin.
It's okay.
- Eureka Maru kalkışa hazır. - Kalkabilirsin Maru.
Eureka Maru ready for departure Maru you are good to go
Artık kalkabilirsin.
You can get up.
- Evet, kalkabilirsin!
Yes, you can!
Tamam, gösteri bitti artık, kalkabilirsin.
OK, show's over. You can get up now.
Çok iyi bir yıldızım. Kalkabilirsin.
My cock can get hard.
Kalkabilirsin.
Rise.