English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ K ] / Kanaması var

Kanaması var translate English

722 parallel translation
İç kanaması var.
Internal bleeding.
Bu adamın kanaması var.
This man's been hemorrhaging.
- Kanaması var mı?
- Is he bleeding?
- Üstümdeki askerin kanaması var.
- The man over me has a hemorrhage.
- İç kanaması var mı?
- Is he bleeding internally?
Hastamın kanaması var.
My patient's hemorrhaging.
Kanaması var.
He's bleeding.
15 numaralı hastanın kanaması var, efendim.
Bed 15 is hemorrhaging, sir.
- Kanaması var!
- He's bleeding!
- Kanaması var.
- He's bleeding.
Adamın kanaması var Ski.
The guy is bleeding, Ski.
Şok, radyasyon yanıkları, iç kanaması var. Durumu kötü. Hayatta tuttun.
Shock, radiation burns, internal injuries for certain.
Fakat sanırım kanaması var.
But I believe he has a leak in his blood somewhere.
Adet kanaması var.
She's got the curse.
Beyin sarsıntısı, kırık bir kol kemiği...... ve... iç kanaması var.
She has a concussion and a broken humerus,..... and... well, some internal bleeding.
İç kanaması var, ne kadar ciddi emin değilim.
She has internal injuries, how extensive I'm not sure.
İç kanaması var.
Some internal bleeding.
Kanaması var, sizi piçler!
He's bleeding, you bastards!
İç kanaması var.
She's bleeding in the abdomen.
Siz bekleyin, kanaması var, baktıralım da gelelim.
Stay a while. He's bleeding. We're having someone look at it.
Kanaması var.
He's bleeding to death.
Onun kanaması var!
She's bleeding.
Kanaması var. Çok kan kaybetti.
He's just... just bleeding'.
Kanaması var, yerdeki camlardan olmalı.
He's breathing. Watch out for the glass.
Görünüşe göre kanaması var.
Looks like he's bleeding.
Çok kötü kanaması var.
He's bleeding bad.
Subaraknoid kanaması var. Çıplak bir anevrizma, Retro-orbita tümörü,
She have a subarachnoid hemorrhage, a berry aneurysm, a retro-orbital tumor, or does she just have a headache?
- İç kanaması var.
- Some kind of hemorrhage.
- Vajinal kanaması var mı?
- Any vaginal bleeding?
Ölümcül bir kanaması var.
He's bleeding to death
Kanaması var sanırım.
He should be bled.
İç kanaması var.
He's bleeding internally.
58 yaşında birisi Kanaması var.
A 58-year-old. Just pulled his gallbladder. Bleeding.
Kanaması var
He's bleeding
İç kanaması var.
Internal haemorrhaging.
Kanaması var.
He is bleeding...
Ne oldu? Karınızın kanaması var.
Your wife's hemorrhaging badly.
Omuriliğinde kırık ve ağır iç kanaması var.
She's got a spinal fracture and massive internal bleeding.
İç kanaması var.
She's got internal bleeding.
Deri altı kanaması var.
He's a subdermal hematoma, Mrs. Lanelli.
- Kanaması var!
- He's bleeding
Bir hayli kanaması ve acısı var.
There's a lot of blood, pain.
Şimdi... Aranızda kanaması olan var mı?
Now, do we have any bleeders in the group?
Kanaması var.
He's bleeding!
Burada kanaması olan biri var!
We've got a bleeder!
Yoğun iç kanaması var. Onu Revire götürmeliyiz.
- Massive internal bleeding.
İlerlemiş sirozu delinmiş ülserleri, kalp yetmezliği var. İç kanaması olduğundan da eminim.
He's got a history of advanced cirrhosis perforated ulcers, insult to the heart and I'm fairly sure he's bleeding internally.
İç kanaması var.
He's bleeding inside.
İç kanaması var.
He's hemorrhaging.
Beyin kanaması riski var.
He's at risk for a cerebral hemorrhage.
Kocanız şu anda iyi, ama kanaması olan bir ülseri var.
Your husband is fine now, but he does have a bleeding ulcer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]