Kaptanım translate English
5,856 parallel translation
Kaptanım, uçağı ben kullanırım.
The captain. I fly the plane.
Sana "Kaptanım" dediği için mi?
Because he calls you "my Captain"?
Yeşil Fenerler, arkadaşınız bizim bir kaptanımızı yasadışı olarak ele geçirdi.
Green Lanterns, your fellow Core member has illegally seized one of our captains.
Ben de kaptanım. Bu açık ara farkla gelmiş geçmiş en iyi yıl olacak.
I'm captain of the squad, so it's pretty much gonna be the best year ever.
- Wallace, kaptanımız bir terörist değil.
Wallace, our captain is not a terrorist.
Kaptan Bligh mı sandın kendini?
You know... Who are you, Captain Bligh?
O kaptan benim.
I'm that man.
Mona'nın takım kaptanı olmasını isteyenler.
All those in favor of Mona as team Captain.
Bunun hassas bir konu oldğunu biliyorum ama takım kaptanı olarak son zamanlarda... bu oyunla alakanı kestiğini söylemeliyim.
I know this is a touchy subject, but as team Captain, I have to tell you you've been off your a-game lately.
Kaptanım!
my Captain!
Kaptan Bligh mı sandın kendini?
I... you know... Who are you, captain bligh?
Arabaları tek elimle bile durdurabilirim... Binlerce kilo kaldırabilir.. Ben Kaptan Humongous!
I'm Captain Humongous!
Kaptan'ın istediği deneği bulduk sanırım.
I think we have the Captain's case study.
Takım kaptanın olarak, dengesiz hareketlerinin bütün takımı etkilemesine izin veremem.
As team Captain, I can't let your slip'n'slide affect the whole team.
Sadece takım kaptanınıza iyi şanslar dilemek istedim.
I just wanted to wish the team Captain good luck.
Kaptan Jackson, şahsım hakkında her şey yalnız beni ilgilendirir.
Captain Jackson, I shall be the master of all enquiries I make of myself.
Reinier, bu Ibarra, takımın kaptanı.
Reinier, this is Ibarra, team captain.
Futbol takımının kaptanıydım, alnının her yeri sivilce dolu bir halde ve sıradaki'Vanilla Ice'olma hayali ile.
I was co-captain of the soccer team with a forehead full of acne and a dream of being the next Vanilla Ice.
Şapkalı olan koca oğlan ragbi takımının kaptanı.
The big guy with the cap, he's the rugby team captain.
Bak, İntikamcılar Protokolü'nü öldüğünü sandığım için aktive ettim, Kaptan.
Look, I activated the Avengers protocol because I thought you were gone, Cap.
Kaptan, başıma gelebilecek şeylerden korkmuyorum.
Cap, I'm not afraid of what could happen to me.
Kaptan'ın kahve yapması bile yarım saat sürüyor.
Takes Cap half an hour just to make coffee.
Gelecek yıl, takımın kaptanı o olacak.
Next year, he's captain of the football team and...
Futbol takımının kaptanıydı.
Captain... - of his soccer team.
Kolladığımı biliyorsun kaptan ve daha fazlası için hazır olduğunda da gerisini bitiş toplantısına sakla.
You know I do, Captain, and when you're ready for more... Save it for the debrief...
Kaptan, fıkralarını sona saklar mısın?
Captain, save the jokes for the epilogue?
BlueBell'in tıbbi sorumluluğunda yetkili kaptan olarak takviye birliklerini çağırdım.
As the acting medical captain of the S.S. BlueBell, I've called for reinforcements.
Kaptan'ın akrabanız olduğunu sanmıştım.
I thought the Captain was a relative?
Diğer yandan ben gidip Kaptan için bir mum yakacağım.
I, on the other hand, will go and light a candle for the Captain.
Öncelikle hasta arkadaşımız Kaptan Marcus için dua edelim.
But first, a silent prayer for our fallen captain, Marcus.
- Ver. Kaptan Kirk'ten bahsetmeye devam et, burada bırakalım.
Keep talking about Captain Kirk, and we're all gonna stop.
Başka bir seçenek var mı 2.Kaptan?
You see any other options, XO?
Geç kaldınız Kaptan.
I'm way ahead of you, Captain.
Yardım etmeye gönüllüyüz Kaptan ama bunun sınırları var.
We're willing to help, Captain, but there are limits.
- Kaptanın bindiğinde ben inmeye çalıştım ama kendisi savaşa koşmakta hiç vakit kaybetmedi ve sonuçta buradayım.
I tried to get off when your captain got on, but he wasn't wasting any time in his big rush off to war, so here I am.
- 2.Kaptan'la görüşmem lazım.
I need to sit down with the XO.
Kaptan, hiçbir sonar temasımız olmadı.
Captain, we had no sonar contacts.
Kaptan Chaplin, biraz önce amirlerimle konuştum ve korkarım hükümetim bu olay hakkında detaylı bir rapor isteyecek.
Captain Chaplin, I've just spoken to my superiors, and I'm afraid my government will need a full accounting of that event.
Dinle Kaptan ve son zamanlarda verdiği kararlar konusunda endişeliyim.
I'm concerned about the Captain and the decisions he's been making lately.
Kaptan bütün ekipmanları ve silahları değiştirdi, tamam mı?
COB, look, the Captain switched out all the locks on the weapons, all right?
Klasik iyi adamlarımız var Süpermen, Örümcek Adam, Kaptan Amerika.
You've got your basic clean-cut good guys- - Superman, Spider-Man, Captain America.
Kaptan ve aldığı kararlardan dolayı endişeleniyorum.
I'm concerned about the captain and the decisions he's been making.
- Komutanım, ya 2.Kaptan ne olacak?
Sir, what about the XO?
Fırlatma anahtarınızı almam gerekecek Kaptan.
I'm gonna need your firing key, Captain.
Colorado'nun 2.Kaptanı mısın?
You're the XO of the Colorado?
Kaptan, benimle gelmenizi rica edeceğim.
Captain, I'm gonna need you to come with me.
Umarım ihtiyarla güzelce sohbet etmişsindir 2.Kaptan çünkü mesele şu ; ... o geri gelmeyecek.
I hope you had a real nice talk with the old man there, XO, because here's the thing... he ain't coming back.
Kaptan, ben onları oyalarım. 2.
Captain, I can hold'em off.
Kaptan bendim.
I'm captain.
Evet, gül bakalım 2. Kaptan.
Yeah, laugh it up, XO.
Kim daha deli? Ben mi yoksa Kaptan mı?
Who's crazier, me or the captain?