Kapılar translate English
11,441 parallel translation
Utku ve Zaheer siz güney kapılarını tutacaksınız.
_ _
Hanif ve Essam siz kuzey kapılarını.
_ _
Basınç kapıları muazzamdı.
The pressure doors were immense.
Kapılar kilitli, Danny.
'The doors are locked, Danny.
Kapıları sürgüleyin gitmesin.
Bar the doors, he does not leave.
Kapıları açtır hemen.
- Have them open the doors.
Kapıları açtır hemen.
Have them open the doors.
Kapılar demirlenecek.
The doors will be barred.
Onların dostluğunu kazandığımı, Omec'lere kapılarımızı açtığımı ve onlarla kaynaşarak yaşayacağımızı sandım.
I thought I could win them over, and I just opened the door to the Omec and let them come in and help themselves.
Bütün kapıları açmıştı...
But I thought he had activated all Eight Gates...
Onun diğer yönünü görmüyorsun. Kapılar kapanınca, perdeler çekilince bütün zehir ortaya çıkıyor.
You don't see the other side of him, behind closed doors, curtains drawn, when all the poison comes out...
Kapıları kilitleyin.
Lock the doors.
Çıkışların fotoğraflarını çekeceksin, hangi kapıların ne zaman kapalı olduğunu sıvışman gerekmesi hâlinde hangi anahtar sende olmalı öğreneceksin, tamam mı?
So, you're going to take some photos of the exits, you're going to find out which doors are locked when, and which keys you have to have on you in case you have to bolt. - Right?
Kapılarınızı kilitleyin, lastikleri yakın.
Lock your doors, make those tires burn.
- Kapılar kilitli miydi?
- Were the doors locked?
Sınırlar, ulaşım yolları güvenlik kapıları, gizli istihbarat.
Borders, access roads, security gates, classified intelligence.
Söylesene Ajan Danvers, neden beynini hükümet için kapıları tekmelemekle harcıyorsun?
Tell me, Agent Danvers, why are you wasting that brain kicking down doors for the government?
Kalkan kapılarını geçmek için diğerlerinin güçlerinin karışımını kullanabilir.
He could use the combined powers of the inmates to break though the shield doors. I'll cover the cell block. But I can't have you getting in my way.
Tüm kapıları açmak istiyorsun biliyorum.
I know you want those blast doors open.
Islak kum, çıkış kapılarını engelliyormuş.
The silt is blocking their port hatch.
Kapıları kapıtın, Profesör!
Shut the doors, Professor!
Bir planımız vardı ama kapıları açmayı beceremedik.
We had a plan. Except we couldn't get the doors open.
- Kapıları açıp onları dışarı mı salacaktınız?
Open the doors and let them loose? Yeah.
MotoGP'nin kapıları, Simoncelli'ye açılmıştı.
NARRATOR : The doors to MotoGP opened for Simoncelli.
Kapılar destekli.
Doors are reinforced.
Tamamdır, bitti. Kapılar kapanıyor.
Nebulizers and central line kits.
85 yıllık hizmet süresi boyunca ilk defa kapıları kapatmış oluruz.
It may be the first time in the 85-year history of this place we closed our doors. I'd rather it didn't happen on my watch.
Kapıları açmadan önce, yeni Cloud 9 marka salsa sosu "Senyör Cloud"
Before we open, I need a volunteer to hand out samples of the new
Ben de bütün kapıların kilitli olup olmadığını kontrol ettim, sonra da babanı aradım, ancak telefonu açmadı.
So I checked that all the doors were locked, and then I called your dad, but he didn't pick up.
Bu lastikler run-flat ile güçlendirilmiş, ve bu kapılar da kevlar ile güçlendirilmiş.
These tires are reinforced run-flat, and there are kevlar panels in these doors.
- Var ama kapalı kapılar ardındalar.
We do, but they're behind closed doors.
Lütfen tüm kapıları kilitleyin ve kimseyi içeri almayın.
Please lock all of your doors and do not let anyone in.
"Bu gizemli ormanın kapılarını açıyorum."
"I open the gates of this mysterious forest."
Kapılar kapanıyor!
The doors are closing!
Kapıları kapatmayı yeni bitirmiş.
He had just finished locking up.
Hastane kapılarını açık tutmak için ölümüne çalışır mı?
Does a hospital work itself to death to keep the doors open?
Odada radyasyon seviyesi yükselirse program kapıları otomatik olarak kapıyor.
If the room shows a high rate of radiation then the program locks the door automatically.
- Aptal müvekkilimizle ilgili olsa... -... kapıları kapatıp konuşmazlar.
They wouldn't be all whispery behind closed doors if it was about our stupid clients.
ABD'nin bir kasabasında giyinmiş ve insanların kapılarını çalıp şeker isteyen sıradan bir çocuk.
An ordinary boy in Anytown, USA, a place where people dress up and knock on doors, asking for candy.
Kalenin kapılarını kilitleyip sonuna kadar Jo So Saeng ile birlikte savaşıp, cesurca ölmeliydiniz!
You should've locked the gate on the fortress you should've fought with Jo So Saeng to the end, and died bravely!
40 yıl önce, Kongre ülkede kaçak olarak yaşayan bütün göçmenlere af çıkardı. Bu anlaşma sonucunda da kapıları diğer herkese kapattılar.
40 years ago, Congress gave amnesty to all undocumented immigrants living here in the States, and as a compromise, they closed the doors on everybody else.
# Zorba geçirmez camlar, troll geçirmez kapılar...
♪ Bully-proof windows, troll-safe doors ♪
# Troll geçirmez kapılar.
♪ Troll-safe doors ♪
Yangın kapılarında çift dil kullanmışlar... -... ve yanımda maymuncuk çantam yok.
They double dead-bolted the fire doors, and I don't have my pick tools.
Tamam Walt, bodruma giden kapıları açtım.
Okay, Walt, you've got open doors to the basement.
Kalbimin kapılarını Jennifer Lawrence'a kapatmıyorum.
- I won't shut my heart to the love of Jennifer Lawrence.
Arka kapılarını koruduklarını sanmaya başlamıştım.
I would have thought those boys would have the back door covered.
Bunu farkına varan Kaio'lar başlayacak olan savaşın dehşetine kapılmışlardı.
The Kaio take notice, and fear that a new battle may begin...
Kulüp üyeleri katılabilmeli toplantılar ve sosyal etkinlikler Merkezimizde ve burada birini görüyorum Kim bile kapının içinden sığmayacak.
Club members have to be able to attend meetings and social events inside our headquarters and I see someone here who won't even fit through the door.
Ve kapılar nerede?
And where are the doors?
Range Rover kapının önünde, Bu elmas yüzükler, ayakkabıların Senin arzuların tamamen gerçek olmuş.
The range rover in the driveway, those diamond earrings, your shoes- - your aspirations clearly exceed your reality.