Kellen translate English
177 parallel translation
Farkında mısın bilmiyorum ama burada kellen söz konusu..
It's gonna be about your head - just in case you hadn't noticed!
Eğer Kral senin bir leydi olmadığını anlarsa, nöbetçiler seni Londra Kulesi'ne götürecekler, küstah çiçekçi kızlara uyarı olsun diye... orada kellen uçurulacak.
If the King finds out you're not a lady, you'll be taken by the guards to the Tower of London, Where your head Will be cut off... as a warning to other presumptuous flower girls.
Burada yeni bir düzenleme yapılacak ve kellen kesinlikle bağışlanmayacak.
There will be a reorganization here, and your head will not be spared.
Kellen kadar kıymetli değil mi?
Not quite as valuable as your neck?
Elinden geleni ardına koyma Kumlek, ama ben soluk aldığım sürece o değerli kellen omuzlarının üzerinde güvende olmuyacak.
You do well, Kumlek. For while I have fingers to grasp a sword and eyes to see, your treacherous head is not safe on your shoulders, nor your daughter in her bed!
Tamam kelle senin kellen.
OK, Mike, it's your skull.
Kız parmağıyla gösterip "Polis" diye bağırırsa, senin de kellen gider.
She points her finger at me and hollers "Ranger", your head goes too.
Kellen için konulan 10 ryoluk ödülü almak istedim.
I wanted the ten ryo offered on your head.
Ichi, mutlu olmasın. Kellen için olan ödül 300 ryoya çıktı.
Ichi, be happy, the price on your head is up to 300 ryo.
- Doktor Kellen diye bir uzman bakıyor.
- A Dr. Kellen, a specialist.
Yatağa yat yaksa kellen uçar.
Lie on the bed, or I'll have you beheaded.
O, senin fikrine katılmazdı ve bu düşüncenden ötürü kellen çoktan yere düşmüş olurdu!
He would not have agreed, and by now your head would be on that f-floor for saying so!
Bak bir gazeteci editörüne gidip çok büyük bir şey peşinde olduğunu sandığını söylediğinde editörün şöyle söylemesi gerekir'48 saatin var, evlat sağlam bir şeyler getirsen iyi edersin yoksa kellen gider.'
Look, when a reporter tells his Assignment Editor that he thinks he may be onto something that could be really big, the Assignment Editor's suppose to say, 'You got forty-eight hours, kid, and you better come up with something good or it's gonna be your neck.'
Ama değilsen, ilk önce senin kellen gider.
If you're not, your head will fall first.
Omuzlarında taşıdığın kellen!
Your head
Eğer kellen değerliyse, uzaklaş buradan.
Take you out of here, if you value your neck.
Bu yüzden saat 19.00'da miğferini görmek istiyorum... yoksa onu giyecek bir kellen kalmaz.
That's why I want to see Kevlar on your head by 1900 hours or you're not going to have a head to wear it on.
Eğer bir şey olursa, senin kellen gider.
If anything happens, it's your head
- Senin kellen benim.
- Your ass is mine.
Kellen kopu vermesin!
You may lose your head.
Kellen, Argo Motors'a karşı.
Kellen et al. versus Argo Motors.
Steven Kellen'ın yazılı ifadesi beni endişelendiriyor.
I'm worried about the Steven Kellen deposition.
Bay Kellen, ilk yardım görevlileri sizi araçtan dışarı çıkardıkları zaman, yanıyor olmak nasıl bir histi?
Now, Mr Kellen, when the paramedics were pulling you out of the vehicle, how did it feel to be on fire?
Bay Kellen, Dr Maxwell Chastain'in hastası oldunuz mu?
Mr Kellen, were you ever a patient of a Dr Maxwell Chastain?
- Öyle mi Bay Kellen?
- Is he, Mr Kellen?
- Olanları biliyorum, Bay Kellen.
- I know what happened, Mr Kellen. Oh, my God.
Kellen beni orada hazırlıksız yakaladı.
Kellen had me out there, buck naked in a hailstorm.
Bay Kellen'ın ifadesini alırken yanındaydım.
I watched your deposition of Mr Kellen.
Kendi kellen sözkonusu olduğunda canın ne istiyorsa onu yap ama bırak bizimkilerle ne yapacağımıza biz karar verelim.
You do what you want with your own scalp. Do not be telling us what we ought to do with ours.
Kellen için ödül var, Walker.
Your life's on sale, Walker.
Buradan git yoksa kellen uçurulunca daha fazla ağlarsın.
Get outta here. You're gonna have more ta cry about than that cut on your head.
Kellen uçacağına şapkan uçsun.
Better your hat than your head.
Kellen ameliyat öncesi odasının kapısında,.. ... Trimble da ameliyat sonrası odasının.
Kellen is outside the door in pre-op, Trimble in post-op.
Ezergeçer Vash, kellen için buradayım. Ne?
Vash the Stampede is here for your head.
Kellen için ödül Kaynak'ın kendisi tarafından koyuldu.
The bounty on you was determined by The Source himself.
Ben olmasam... kellen... diğer şeylerinin yanında, Barış Muhafız Komutanlığına av hatırası olarak asılırdı.
Without me, you'd still be the same angry hotheaded young creature I took in so many cycles ago. Without me.. your head..
Uzak durmazsan kellen olmayacak.
Your head if you don't get away from me.
Kellen, sakın...
Kellen, don't even.
Josh burada mı?
Is-Is he here? KELLEN :
Hey dazlak, kellen parlıyor.
Baldie, your noodle's shining.
Hem saldıranın hem de senin kellen gidecek.
- The offenders and yours.
Sen çeneni tutamadın diye bu hasta neler olduğunu öğrenirse bir kaç kelle gidecektir, ve söz veriyorum, Ted ve senin kellen ilk gidenler olur.
If that patient finds out what happened because you can't rein in your yapper, then heads will roll, and I promise, yours and Ted's will be the first to go!
Senin kellen gibi...
As amazing as your head.
Görünüşe göre Chicago'lu Eric Nesterenko aslında San Diego'dan Kellen Phillips'miş.
Looks like Eric Nesterenko from Chicago... is really Kellen Phillips from San Diego.
Sanırım şu Eric Nesterenko, yani Kellen Phillips meselesini çözdüm.
I think I cracked that Eric Nesterenko, Kellen Phillips nut.
Kellen Phillips daha önce hiç, bir kaç bin dolardan daha pahallı hisse almamış.
Kellen Phillips never purchased stock for more than a few thousand dollars.
Kellen Phillips nerede?
Where's Kellen Phillips?
Kellen.
Kellen.
Sammy, Kellen olduğu ortaya çıkan Eric'i buldum.
Sammy, I found Eric, who turned out to be Kellen.
Yoksa kellen gider.
Let it slip and you lose your head.
Bir hamle daha yaparsan kellen gider!
One more move, and you'll have your throat cut!