Kolayça translate English
5,742 parallel translation
Kelepçeler Takılırken bileğimdeki ve ellerimdeki damarlarımı ve kaslarımı şişiriyorum serbest bıraktığım zaman ise küçülüyorlar ve kolayca çıkarabiliyorum.
I use when they're being put on. Pump the veins and muscles in your wrists and hands, and when you relax them, they're smaller and you can slide off the cuffs.
37'yim desen kolayca yedirirsin.
You can easily pass for 37.
Tavsiyesi kolayca yabana atılamayanlardan.
And one whose advice is not easily dismissed.
Frank kolayca telefon açıp söyleyebilir.
Frank could easily pick up the phone.
O bir rockstar şef, bu bir erkeğin kolayca unutabileceği bir şey değil.
- Mm-hmm. He's a rock-star chef. That's not a feeling a man forgets easily.
Katilin aradıklarında gördüğü tek şey bu olabilir ki kurbanlarına yaptıklarını bu kadar kolayca yapmasının tek sebebi bu.
That may be all this killer has ever seen in his fellow man, which is why it is so easy for him to do what he does - to his victims.
Ben kolayca onun bilgisayarlardan erişebilirsiniz.
I can easily access it from his computers.
- Kolayca açıklamasını yapabilirim.
Well, that's easily explained, actually...
Büyük başparmak azimli anlamı taşır ayrıca kolayca geçit vermeyen bir iraden var.
The large thumb, now, means that you're strong-minded and you've a will not easily crossed.
Her kimse uyuşturucuları sınırdan içeriye kolayca sokuyor.
And whoever it is, is just... bringing drugs across the border in a big way.
Biz öyle kolayca gitmene izin vermeyeceğiz.
We're not gonna fucking let you get away.
İyi bir adamı öyle kolayca indiremezler.
Ah, well, they can't keep a good man down.
Açık Kütüphane'nin hayali de bu, kitaptan kitaba, insana, yazara, oradan konuya, fikre sıçrayabileceğiniz, kütüphanelerde gömülüp kayıplara karışmış bu bilgi zenginliğine kolayca ulaşabilmek.
That's the dream of Open Library, is building this website where both you can leap from book to book, from person to author, from subject to idea, go through this vast tree of knowledge that's been embedded and lost in big physical libraries, that's hard to find,
Dağlara hükmedemedik belki ama artık demiryollarımız kolayca içlerinden geçiyor.
We cannot conquer the mountains, but our railroads now run through them with ease.
Böylece polis cesedini kolayca teşhis edebilir.
That way the police will be able to quickly identify your body.
Sürüş yolunu kapatmadığımı ve itfaiyenin kolayca, etrafımdan geçebileceğini söylemene ihtiyacım var.
I need you to say that I was not blocking that driveway, and that that fire truck could have easily gone around me.
Kolayca şaşırdınız mı?
Easily surprised?
Evet, bu bir aksilik, ama bizim kolayca gündemi değiştirmemiz, oyuna yeniden dahil olmalıyız, ve desteğimizi dayanağımızla birlikte açıklamamız gerek.
Yes, this is a setback, but we simply need to change the conversation, get the ball back in our court, and shore up our support with the base.
- Kolayca olmasın istiyorsun.
You want this to be easy.
Biz hızla yaklaşıyor konum, ve tüm yerleşik karbondioksit ile Bu atmosferde zaten var, Biz kolayca aşmak için gidiyoruz.
We're rapidly approaching that, and with all the built-in carbon dioxide that's already in the atmosphere, we're easily going to exceed that.
'Ama eski günahlar kolayca gitmene izin vermez'
'But old sins don't let go so easily.'
Onu kolayca silahsızlandırabiliyorken neden Jafar'la savaşa giriyoruz?
Why fight Jafar if we can simply disarm him?
Beni öyle kolayca alt edebileceğini mi sanıyorsun, Luke.
You can kick the crap out of me, Luke.
Roderick onları hassas, kolayca etki altına alınabilirmiş gibi tanımladı.
Roderick identified them as a vulnerable group, easily swayed.
Neyse ki evimizdeki her şeyi posta kutumuz gibi kolayca kırılmış hayal edebiliyoruz.
Luckily, like everything else in our house, we can easily imagine our mailbox broken.
Bu kolayca sonuçlanan bir dava oldu, Morty.
This is an open-and-shut case, Morty.
Bir kimyasal silah zulasında çıkan patlama kolayca açıklanabilir.
An explosion atop a chemical weapons cache is easy to explain.
İlk defa çözüme kolayca ulaştık.
Finally, a simple solution.
Seni kolayca öldürebilirim.
I could kill you easily.
Ama bu durum da kolayca yakalanır.
But... Amaya can easily remove his mask.
Fakat kafan kolayca karışabilir.
But it's easy to get confused.
Kafası kolayca karışıyor.
He's easily confused.
Rita bana kolayca vazgeçen biri gibi görünmedi.
Rita doesn't strike me as the type of person who'd gives up easily.
Kolayca kesip alabilirim.
I could just as easily cut it off.
Sizi kolayca dışarı çıkarttığım gibi kolayca da içeri tıkabilirim. İstediğiniz buysa tabi.
I can return you just as easily as I freed you, if that's what you want.
- Ama kolayca verilmez.
Not readily given.
Kansas City'de birkaç tane doğurganlık uzmanı tanıyorum sana telefonla kolayca tavsiyede bulunabilirdim.
I do know a few fertility specialists in Kansas City, but I could easily have made a recommendation over the phone.
O kolayca öldürülecek biri değil.
He is not an easy man to kill.
- O kolayca öldürülebilecek biri değil.
- He is not an easy man to kill.
Delphi'ye kolayca gitmek için yeterli malzememiz var.
We have enough supplies to easily make it to Delphi.
Kolayca yok edildiler.
Easily destroyed.
Üstelik Senatör Whele böyle bir güçten asla kolayca vazgeçmez.
And Senator Whele will never give up power that easily.
- Bu kolayca girip çıkabilmemizi sağlar.
- Should give us easy access in and out.
Anlıyorum ama bak, o korkuyor ve kolayca geçmez. Ben de oradaydım.
I understand that, but look, she's scared, and it's hard to pull away, and I've been there.
Benim de.Uykum gelmiyor artık kolayca.
Nor I. Sleep doesn't come so easily, now.
- Oldukça ölümcül ama kolayca yok oluyor.
- Highly lethal, But it quickly dissipates ; designed so our troops
Her sabah annenizin yanında uyandığım için ne kadar şanslı olduğumu düşününce her şeyin ne kadar kolayca gerçekleştiğine şaşırmadan edemiyorum.
When I think how lucky I am to wake up next to your mom every morning I can't help but be amazed at how easy it all really was.
Yaptığım araştırma açıkça gösteriyor ki konserve kutusunun kolayca açılabilir olma özelliğine yönelmeliyiz.
That research clearly states that we should focus on the easy-open can.
Regal Kitty'nin kolayca açılan mama konservesi vardır.
♪ Regal Kitty has an easy-open can ♪
Kolayca açılma güvencesi.
♪ The can that's easy to open ♪
Açılır kolayca konservesi.
♪ Easy-open can ♪
kolayca 28
kolay gelsin 78
kolay 211
kolaydı 20
kolaydır 22
kolay iş 26
kolay para 20
kolay olmayacak 74
kolay oldu 39
kolay mı 24
kolay gelsin 78
kolay 211
kolaydı 20
kolaydır 22
kolay iş 26
kolay para 20
kolay olmayacak 74
kolay oldu 39
kolay mı 24