Kolombo translate English
112 parallel translation
Komiser Kolombo, cinayet masası.
Lieutenant Columbo, Homicide.
Ama bayan Kolombo, kare bulmaca konusunda uzmandır.
Now, Mrs. Columbo, she's a whiz at crossword puzzles.
Ben komiser Kolombo, efendim, polisim.
I'm Lieutenant Columbo, sir, police.
Bu akşam bayan Kolombo'yla üzerinde çalışacağım.
I'm gonna work on that tonight with Mrs. Columbo.
Komiser Kolombo, efendim.
Lieutenant Columbo, sir.
Komiser Kolombo ve çavuş Burke... derhal Sigma Kulübü'ne gelirseniz çok memnun olacaklar.
Lieutenant Columbo and Sergeant Burke would appreciate it if you'd come by the Sigma Club right away.
- Komiser Kolombo...
Lieutenant Columbo...
Bayan Kolombo çözdü.
Mrs. Columbo figured it out.
Komiser Kolombo.
Lieutenant Columbo.
Kolombo'da, Singapur'da oynadım.
Used to play Colombo, Singapore.
Ben Komiser Kolombo. Polisim.
Lieutenant Columbo, local police.
Komiser Kolombo kalemini kaybetmiş.
- Lieutenant Columbo's lost his pen.
- Komiser Kolombo mu?
- Lieutenant Columbo.
Beyler, bu Komiser Kolombo. - Yerel polis teşkilatından.
Gentlemen, this is Lieutenant Columbo, our local police liaison.
Komiser Kolombo!
Lieutenant Columbo!
Bakın Kolombo, kaçırma olayıyla ilgisi olduğunu düşünüyorsanız hemen konuşsanız iyi olur.
- Conv...? If you think she had something to do with the kidnapping, say so.
Teğmen Kolombo.
- Lieutenant Columbo from the local police.
- Komiser Kolombo. Randevum vardı.
Lieutenant Columbo, I had an appointment.
Michael, ararsan Komiser Kolombo'yla birlikte havaalanında olacağız.
Michael, Lieutenant Columbo and I will be at the airport if you need us.
- Komiser Kolombo. - Evet.
- Lieutenant Columbo?
Komiser Kolombo ile görüşmek istiyordum.
I'd like to speak to Lieutenant Columbo, please.
Komiser Kolombo seni görmeye gelmiş.
- Lieutenant Columbo is here to see you.
Komiser Kolombo!
- Lieutenant Columbo.
- Ben Komiser Kolombo.
'This is Lieutenant Columbo.
Bakın Kolombo, garip de olsanız sevimli biri olduğunuzu söyleyebilirim.
You know, Columbo, you're almost likeable in a shabby sort of way.
- Ciddi misiniz? Komiser Kolombo karanlıkta düşe kalka yolunu arıyor.
- Yeah, Lieutenant Columbo, fumbling and stumbling along.
- Komiser Kolombo.
Lieutenant Columbo.
Komiser Kolombo, polisim.
I'm from the police, Lieutenant Columbo.
Kolombo, Komiser Kolombo, Polis Teşkilatı'ndan.
Lieutenant Columbo. I'm from the police.
Komiser Kolombo, bir açıklama istiyorum.
Lieutenant, I'd like an explanation of this.
Bay Logan ve Komiser Kolombo burada.
-'It's Mr Logan and Lieutenant Columbo.' Erm...
Onlar delil değil miydi, Komiser Kolombo?
Aren't those supposed to be evidence, Lieutenant Columbo?
Kolombo, sizi buradan attıracağım.
Columbo, I'm gonna throw you out of here on your ear!
- Ben Komiser Kolombo efendim.
Uh, Lieutenant Columbo, sir.
Adım Komiser Kolombo.
My name is Lieutenant Columbo.
Benim Kolombo.
Lieutenant Columbo.
Kolombo, bu çocuk benim kardeşim gibiydi.
Mr. Columbo, that boy was like a kid brother to me.
Ben Komiser Kolombo.
I know a lot of people in Cincinnati. Incidentally, my name is Lieutenant Columbo.
Komiser Kolombo.
I'm from the police.
- Pekala Kolombo.
All right, Columbo.
Kolombo, maçı izlemeye çalışıyorum. Ne istiyorsun?
Columbo, I'm trying to watch this game!
Benim sinirimi bozdunuz Kolombo!
No, Columbo, you struck out.
- Kolombo, sizi buradan attıracağım.
Columbo, I'm gonna throw you out of here on your ear!
Benim nerede olduğum belliydi Kolombo.
What you want to call an alibi is the truth.
Sahi mi Kolombo?
Really, Columbo?
Komiser Kolombo.
Lt. Columbo.
Los Angeles polisi. Komiser Kolombo.
L.A.P.D., Lt. Columbo.
Aslında ben polisim. Komiser Kolombo.
Actually, I'm a policeman.
Ben Komiser Kolombo.
- I'm from the police.
Kolombo!
Columbo!
- Kolombo!
Columbo.