Kolumbo translate English
302 parallel translation
Kolumbo, biraz geciktiniz.
Columbo, it's about time you showed up.
Komiser Kolumbo.
Lt. Columbo.
Ben Komiser Kolumbo.
Lt. Columbo.
Kolumbo?
Columbo?
Affedersiniz, Kolumbo.
Excuse me, Columbo.
Kolumbo.
Columbo.
Neyiniz var, Kolumbo?
What's the matter, Columbo?
İnan bana, Kolumbo.
Believe me, Columbo.
Komiser Kolumbo, efendim.
( woman ) Lt. Columbo, sir.
Siz neden söz ediyorsunuz, Kolumbo?
What are you talking about, Columbo?
Yapma, yapma, Kolumbo, hiç parmak izi yoktu.
Come on, come on, Columbo, there were no fingerprints.
bakın, Kolumbo, şunu anlamalısınız ki, hiç kimse, hiç kimse bu adamın yakalanmasını benden daha fazla isteyemez.
look, Columbo, you must understand that no one, no one wants this man caught any more than I do.
Komiser Kolumbo.
Lieutenant Columbo.
Benim adım Kolumbo.
My name is Columbo.
Onunla kaç mil yaptınız, Bay Kolumbo 20.000, 30.000 en fazla.
How many miles you got on it, Mr. Columbo? 20,000? 30,000 tops.
Bakın, Kolumbo, ben biraz yorgunum.
Look, Columbo, I'm a little bit tired.
Siz ne söylüyorsunuz, Kolumbo?
What are you talking about, Columbo?
Biliyor musunuz, Kolumbo, ben gerçekten... ben gerçekten sizin coşkunuza hayranım.
You know, Columbo, I really... I really do admire your enthusiasm.
Kolumbo, size bazı kötü haberlerim var.
( MacMurray ) Columbo, I've got some bad news for you.
Oh, Kolumbo.
Oh, Columbo.
Haydi içeri gel, Kolumbo.
Come on inside, Columbo.
Kolumbo, bu adamlar eski dostlar gibi.
Columbo, these guys are like old friends.
Kolumbo, cinayetleri unutun, demiştiniz, doğru mu?
Columbo, you said forget about the murders, right?
Kolumbo, Duffy, benimle gelin.
Columbo, Duffy, come with me.
Adli Tabibin raporu ölüm zamanını 19 : 30 olarak saptıyor, Kolumbo.
The Medical Examiner's report set the time of death at 7 : 30, Columbo.
Komiser Kolumbo. Polis.
- Lieutenant Columbo, Police
Komiser Kolumbo. Gordon.
Lt Columbo
Komiser Kolumbo. Ne oldu?
Lieutenant Columbo He's a police officer Why?
Kolumbo bir arama daha yapmak için benim daireme geri gelecek.
Listen Columbo's coming back to my apartment He wants to make another search
Kolumbo bu kez onları bulacak. Bir içki ister misin?
Columbo's going to find them this time Would you like a drink?
Şu adam, Kolumbo ne olacak?
What about that man...
Evet, teşekkürler. Kolumbo.
Yeah Thanks Columbo
Şaka etmiyorum, Kolumbo da etmiyor.
I'm not, and neither is Columbo
Komiser Kolumbo, madan. Polis.
Lieutenant Columbo, ma'am Uh, police
Bu nedenle bana dedi ki, "Komiser Kolumbo, " acı veren bir noktaya temas ediyor olmalısın, bu nedenle soruşturmaya devam et. "
So he said to me, he said, "Lieutenant Columbo, you must be touching a sore spot, so you just keep right on trying"
Kolumbo beni bugün stüdyoda görmeğe geldi.
You sound upset Columbo came to see me at the studio today
Ben bir detektifim. O Komiser Kolumbo.
- I didn't realise until it was too late.
Evet, madam, fakat Komiser Kolumbo'yu telefondan aradıklarını söylemek istiyordum.
What do you think? - You've been pulling your punches.
Komiser Kolumbo, Bay Franklin.
Lieutenant Columbo, Mr. Franklin.
Komiser Kolumbo, lütfen.
Lt. Columbo, please.
Kolumbo, ben Franklin.
Columbo, this is Franklin.
Uh, Komiser Kolumbo.
Uh, Lt. Columbo. Oh.
Şey, Komiser Kolumbo.
Well, Lt. Columbo.
Uh, Komiser, uh, Kolumbo, uh, polis.
Uh, Lieutenant, uh, Columbo, uh, police.
Kolumbo!
Columbo!
Ben hizmetçilerle konuşacağım, Kolumbo.
I'll just have a word with the servants, Columbo.
Tanner 20 yılı aşkın süredir burada kahyadır, Kolumbo.
Tanner's been the butler here for over 20 years, Columbo.
Kolumbo?
- Columbo?
Affedersiniz, Komiser Kolumbo sizi aşağıya istiyor.
Acquaintances, perhaps.
Komiser Kolumbo, Los Angeles Polisi.
Thank you very much.
Kolumbo, anlamıyorum.
Suppose you're right. Aren't you being stupid, confronting me with this, alone, on a deserted stretch of road?