Kolunu uzat translate English
173 parallel translation
İşte... Kolunu uzat bakalım.
Here you go, give me your arm.
- Bak George... - Kolunu uzat.
NOW, LOOK, GEORGE- -
Bakın, hanımefendi, Oscar kolunu uzatıyor.
Look, Signorina, Oscar is offering his arm.
Kolunu uzat.
Stretch your arm.
Lütfen kolunu uzat.
Please hold your arm out.
Kolunu uzat.
Hold out your arm.
Haydi ama, kolunu uzat, sonra hepsi bitecek.
Come along. Hold out your arm... then it'll all be over.
Bay Jarvis kolunu uzat.
Extend your arm, Mr Jarvis.
Kolunu uzat.
Here, give me your arm.
Kolunu uzat.
Give me your other arm.
Kolunu uzatırsın, ben de seni çekip terkime oturturum.
You reach your arm out and I lift you right up in back of me.
Sağ kolunu uzatır mısın biraz? Haydi, uzat.
Hold your arm right out.
Bak : kolunu uzat, nefes alma, Sağ kalçandan destek al, ve ateş.
Look : you spread your arm, you don't breathe, support is in the right hip, and shoot.
- Kolunu uzat, lütfen.
Hold her arm, please.
Kolunu uzat.
Pull your arm out!
Sadece kolunu uzatıyordun.
Just stretching, right!
Kolunu uzat, oğlum.
Give me your arm, boy.
Kolunu uzat.
Give me your arm.
- Sol kolunu uzat.
- Hold out your left arm.
Kolunu uzat bana, sok şuradan içeri.
Just give me your arm and slip it through here.
İri yarı bir polis memuru, kolunu uzatıp beni durdurdu.
And a massive policeman put his arm out and stopped me.
Kolunu uzat!
Give me your arm!
- Kolunu uzat.
- Give me your sleeve.
Kolunu uzat. Diğerini de bunun altına koy.
Extend your arm, bring the other one underneath it.
Kaptan kolunu uzat lütfen.
Captain, your arm, please.
Sol kolunu uzat.
Left arm.
Bana kolunu uzat.
Give me your arm.
Bana kolunu uzat, dedim!
I said give me your arm!
Bana kolunu uzat.
Give it to me.
- Kolunu uzat, Doc.
- Hold your arm out, Doc.
Kolunu uzat, Quinn.
Hold out your arm, Quinn.
Bana kolunu uzat.
Show me your arm.
kolunu uzat.
Give me your arm.
Kolunu uzat.
Put your arm out.
Kolunu uzat.
Keep your arm straight.
Kolunu uzatın.
Get his arm out.
Kolunu uzatıp, "Top" dedi.
She just had her arm out like that. "Ball."
Diyelim kolunu uzatırsın.
You might, say, reach out your arm.
Sol kolunu uzat evlat
Extend your left arm, kid.
Diğer kolunu uzat bana!
Give me your other arm!
Diğer kolunu uzat ve kardeşinin vurmasına izin ver.
Hold out your other arm and let your brother hit you.
Kolunu uzatıyorsun ve bir jiletle yavaşça... bileğini çiziyorsun... hayatının kaybolup, yok olmaya başladığı yerden... mükemmel bir kan öbeği çıkıyor.
You extend your arm and slowly with a razor... you draw a furrow in your wrist... a perfect blood rose... where your life vanishes, desorientated.
Kolunu pencereden böyle uzat ve el salla.
Put your arm out the window like this and you wave goodbye.
Uzat kolunu.
Here, hold out your arm.
Kolunu kaldır, gevşe, tamamen uzat ve nefesini tut.
Raise your arm, loose and relaxed, and hold your breath.
- Kolunu ileri doğru uzat.
- Extend your arm forward.
20 yıl sonra... Ağustos 1936 Uzat kolunu!
20 years later August 1936
- Uzat kolunu.
Give me your arm.
Kolunu uzat.
- Give me your arm.
- Bana kolunu uzat.
No, no.
Kolunu buradan çek ve bacaklarını da yana uzat.
And take your arm off my arm-rest and keep your leg to your side.