Kuru translate English
6,773 parallel translation
" Kuru temizlemeciye uğra.
What's still here that could help us?
Elbise leke olursa, üstüne karbonat ve tuz dök. Ama hemen dökmelisin ve kuru temizlemeyi de uyarmalısın ki...
If you get a stain on the dress, club soda and salt, but it has to be right away and you have to tell the dry cleaner that under no circumstance...
Maalesef şu anda torbam kuru.
I'm afraid I'm a little dry right now.
Kuru yılan etin afiyet olsun sana.
Well, enjoy your snake jerky.
Bu kuru götün kulübe gidecek hali yok.
No way that white ass is gonna clap. Hey, hey, hey.
Yavaş ve sakin. Hepimiz kuru kalacağız.
Nice and calm, we all stay dry.
Kuru kalmak için merdivenlerden kaçan kardeşlerini bir düşün.
Think of his brothers heading upstairs to get dry.
Daha kuru bir yerde beni öldürmeye çalışamaz mıydın?
You couldn't try to kill me someplace drier?
Bugün kuru temizleyiciye uğramanı istiyorum. Bırakılması gereken iki takım elbisem var.
I need you to go by the cleaners today.
Çikolata yerine kuru üzüm kullandım.
Well, instead of chocolate, I used craisins.
Kuru üzüm erimez ki, eriyen kısım hangisi?
Craisins aren't melty. What's the melty part?
1988'de ise içlerinden bir tanesinin birkaç tane kuru temizlemecisi vardı.
By 1988, one of them owned a couple of dry cleaners.
- Bilirsin onuki toprak gibi kuru...
- You know, because there was sort of a...
Bebeğinin kuru bir ot yığınının üstüne mi doğurmak istiyorsun?
Do you want your baby to enter the world through that haystack?
Sıcak ve kuru bir hücrede geçen 8 yıldan sonra nasıl hissediyorsun?
How are you finding your transition after eight years in a hot dry cell?
Traglara yardım etmektense, o sıcak ve kuru hücreye dönmeyi yeğlerim.
And I'd rather go back to that hot dry cell than help the Trags.
Kuru meyveli puding.
Spotted dick?
Üç kuru meyveli puding, lütfen.
Three spotted dicks, please.
Kuru temizleme masrafları cebime kalmıştı.
Saved me a fortune on dry cleaning.
Bu sadece kuru et.
It's beef jerky.
Git kendi kuru etini bul.
Get your own jerky.
- Çok kuru değilsen biraz açıtacaktır.
If you are not too dry, cause that would hurt.
- Lincoln, tüm sevgini köpeklere verdin ve bei burada - dar ve kuru bırakıyorsun.
Lincoln, you gave all these dogs all your love and now you're leaving me like, tight and dry.
Su, kıllı örümcekler, kafadan bıçaklanmak, ve uh kuru üzüm.
Water, hairy spiders, being stabbed in the head, and, uh, raisins.
Üzümler iyidir, ama kuru üzüm, hayır, teşekkürler.
Grapes are fine, but raisins, no, thank you.
Evet, ben diğerlerine hep Karo şurubu döküldü ve ben de kuru temizlemeye gidip bunları aldım.
Oh, yeah. I... I spilled Karo syrup all over them and... had to go to the dry cleaner to pick these up.
Öyleyse bu iki kuru üzüme bakarak işe başlayalım.
So let's all begin by looking at these two raisins.
Benimkiler sadece kuru üzüm gibi.
Mine just look like raisins.
Şimdi, kuru üzümleri burnunuza yaklaştırın ve kokusu ve aromasını içinize çekin.
Now, bring the raisins up to your nose, inhaling any fragrance or aromas.
Şimdi kuru üzümleri kulağınıza götürün.
Now, holding the raisins next to your ears.
Şimdi kuru üzümü ağzınıza yerleştirin.
Now place the first raising into your mouth.
- Biraz önce kuru üzüm mü aldın?
Did you just buy raisins? Yeah.
- Ne? Çok kuru olmuş.
It's really dry.
Cumartesi günleri artık bizim için kuru üzümlü dondurma ve ürkütücü rakunlar demek.
A wild Saturday night for us now is rum raisin ice cream and startling raccoons.
Amanın, senin derin çok kuru!
Oh God! Your skin is so dry!
Organizasyon alanındaki kuru buz soğutucularıyla ilgili güvenlik şefi başımın etini yiyor.
I've got head of security on my ass about coolers of dry ice in the event space.
Finch, bunlar kuru buz bombası. Suyla birlikte hava geçirmez soğutuculara yerleştirilmiş.
Finch, they're dry ice bombs, packed in airtight coolers with water.
Bu arada prova kıyafetlerini kuru temizlemeden aldım.
Um, in the meanwhile, I got your rehearsal clothes dry-cleaned.
Tersanede bir arkadaşım var. muhtemelen kuru rıhtım ayarlayabilir.
You know, I got a buddy over at the boatyard probably has a dry dock that'll work.
Arkadaşımın kuru rıhtımını ayarladım.Üç hafta.
I got my buddy's dry dock space. Three weeks.
Bu sabah sana da Danimarka taraflarından bir şey getirdim, kuru erik.
And this morning, I got you a Danish- - it's prune.
- Kuru eriği boş ver o zaman.
So forget the prune.
Kuru erik.
Prune Danish.
Altın da kuru.
You're not wet.
Ceviz ve kuru üzüm tabakları boş.
Walnut and raisin, dishes are empty.
Derisi kuru ve elastik değil.
The skin is dry, it's inelastic.
Sonra kim bilir belki Şükran Günü'nde nişanlanırız, annesi bize mutluluklar diler kuru hindisini yemekten son anda kurtulduktan sonra tabii.
And sure, you know, we get engaged over Thanksgiving when his mother gives us a blessing after a last-minute save of her dry turkey.
Kuru temizleme.
Dry cleaning.
Bu karışımı ceketine döksen de kuru temizlemeciye götürmeye gerek kalmaz.
And you could spill that mess on your coat and not have to worry about taking it to the dry cleaners.
Belki Porter'ın kuru temizlemecisidir.
Maybe it's Porter's dry cleaner.
- Kuru erikli smoothie.
What is that?