Ne güzel bir sabah translate English
95 parallel translation
Ne güzel bir sabah.
Beautiful morning.
Ne güzel bir sabah bayan Totten.
It's a very nice morning, Miss Totten.
Ne güzel bir sabah değil mi Holmes?
What a lovely morning, Holmes.
Ve ne güzel bir sabah.
And what a lovely morning!
Ne güzel bir sabah.
A fine morning.
Ne güzel bir sabah, değil mi?
Lovely morning, isn't it?
Ne güzel bir sabah.
Jim boy! A lovely morning it is.
- Ne güzel bir sabah.
- Beautiful morning.
Ne güzel bir sabah, değil mi?
Such a beautiful morning.
- Ne güzel bir sabah değil mi?
- Isn't it a lovely morning?
Ne güzel bir sabah Şu güzel havaya bakar mısın?
How'bout this beautiful fucking weather we're having here, huh?
Ne güzel bir sabah.
It's a fine morning.
Ne güzel bir sabah!
What a beautiful morning!
Ne güzel bir sabah.
What a nice morning.
Misafir "Ne güzel bir sabah"... şarkısını söylemiyorsa, hemen...
If the guest isn't singing, "Oh, what a beautiful morning," I don't immediately think,
Ne güzel bir sabah!
Beautiful morning!
-... ne güzel bir sabah.
- A beautiful morning.
Merhaba Andre, ne güzel bir sabah!
Andre, what a lovely morning!
Ne güzel bir sabah!
What a morning!
Sir Miles, ormanda gezinti için ne güzel bir sabah.
Sir Miles, what a lovely morning for a canter in the woods.
Ne güzel bir sabah değil mi!
It's a fine morning!
"Ne güzel bir sabah"
"What a nice morning, Leo".
Ne güzel bir sabah.
- Oh! - Oh what a beautiful morning
- Oh, ne güzel bir sabah değil mi?
- Oh, isn't it a glorious morning?
Ne güzel bir sabah.
Oh, it's such a beautiful morning.
Ah, ne güzel bir sabah.
# Oh, what a beautiful morning #
Ne güzel bir sabah.
And what a * beautiful * morning it is.
Ne güzel bir sabah!
What a beautiul morning!
Ne güzel bir sabah.
Ah! What a beautiful morning!
Ne güzel bir sabah.
Oh, do I feel good this morning.
Oh, ne güzel bir sabah.
Oh, what a perfect morning.
Ne güzel bir sabah giysisi. Bu bir siyahın gölgesi mi?
What a pretty mourning dress What shade of black is that?
Ne güzel bir sabah, değil mi?
Beautiful morning, isn't...
Ne kadar güzel bir sabah.
Oh, what a beautiful morning.
Ne güzel bir sabah. Sevgilim, giyinmemişsin bile.
My, what a beautiful morning.
Sabah, ne kadar güzel bir sabah.
Morning, such a pretty morning
Ne kadar da güzel bir sabah, Vixey.
What a beautiful morning, Vixey.
Ne kadar güzel bir sabah.
What a beautiful morning.
Onun yaşına geldiğimde her sabah kalktığımda... yatağımda sizin gibi güzel bir kadın bulsam, daha ne isterdim.
I hope that when I'm his age, I can wake up every morning... and find a woman as beautiful as you are lying next to me.
Ne kadar güzel bir sabah! Değil mi bayanlar?
Top o'the mornin'to you, girls.
- Ne de güzel bir sabah!
- It is a beautiful morning.
Oh, ne kadar güzel bir sabah.
oh, what a beautiful morning.
Yanımda bir ailemin olması, her sabah ne kadar güzel olduğumu söyeleyen bir kızarmış tavuk patronuyla uğraşmaktan çok daha önemli olmalı.
Having a family on your side has got to be more important than having some fried-chicken typhoon telling me I'm finger-licking good every morning.
Ne güzel bir sabah.
What a glorious morning.
Oh, ne kadar güzel bir sabah.
Oh, what a beautiful morning, today.
Ne harika bir Cumartesi sabahı hafta sonları ne güzel, değil mi?
What a great Saturday morning. Aren't weekends just the best?
Ne kadar güzel bir sabah.
What a beautiful morning it is today.
Öyle mi? "Ne kadar güzel bir sabah", "En tepedeki yeleleri gezdir."
"Oh, What a Beautiful Morning," "Surrey With the Fringe on Top"?
Ne güzel bir sabah, haa?
so beautiful morning, huh?
Şimdi, hayatım senin gibi böyle genç bir bakireden ne zarar gelebilir diyebilirsin o çekici şövalyeye doğru cezbedilmiş sabah güneşinin sıcağındaki güzel bir çiçek gibi kendini açılıyor bulan, kadınlığının sade çiçeklenmesinden zevk alan birinden.
Now, love, you might ask what harm can come from a young maiden such as yourself being drawn toward this... attractive chevalier, to find yourself opening like a beautiful flower in the warmth of the morning sun, enjoying the simple blossoming of womanhood.
"Birbirine gerçekten âşık olmuş iki genç insanın, güzel bir günün sabahında birbirlerine ilan-ı âşk etmelerinden daha güzel ne olabilir?"
"Can two young people who have truly fallen in love ever experience a more beautiful morning... than the one that follows their confession of love?"
ne güzel 854
ne güzel bir manzara 16
ne güzel bir gece 16
ne güzel bir gün 107
ne güzel bir sürpriz 74
ne güzel sürpriz 31
ne güzel değil mi 71
ne güzel bir isim 37
ne güzel bir yer 22
ne güzel bir fikir 22
ne güzel bir manzara 16
ne güzel bir gece 16
ne güzel bir gün 107
ne güzel bir sürpriz 74
ne güzel sürpriz 31
ne güzel değil mi 71
ne güzel bir isim 37
ne güzel bir yer 22
ne güzel bir fikir 22
ne güzeller 16
güzel bir sabah 27
bir sabah 32
ne gülüyorsun 46
ne günlerdi 17
ne gündü 16
ne gün ama 58
ne gündü ama 41
güzel bir sabah 27
bir sabah 32
ne gülüyorsun 46
ne günlerdi 17
ne gündü 16
ne gün ama 58
ne gündü ama 41