Nefes alamıyor translate English
440 parallel translation
Nefes alamıyor musun? Bir yerin ağrıyor mu?
Hurt bad?
Galiba nefes alamıyor.
He doesn't seem to be breathing.
Tasmamı sıkıyor, nefes alamıyorum. Korkuyorum.
He keeps me on a leash so tight I can't breathe.
Nefes alamıyor.
She can't breath.
İnsan soğuktan nefes alamıyor.
Can't breathe the air.
O da nefes alamıyor.
He can't breathe either.
Nefes alamıyor.
He's breathless.
Bacakların ağrıyor, doğru dürüst nefes alamıyorsun.
When your legs ache, you can't catch your breath.
- Nefes alamıyor musun?
- Can't you breathe?
Çok iyi nefes alamıyor değil mi?
He ain't breathing so good. is he. ma'am?
Nefes alamıyor.
He can't breathe.
Nefes alamıyor!
He's suffocating!
Nefes alamıyor!
Can not breathe!
- Nefes alamıyor.
She can't breathe My...
- Bilmiyorum. Nefes alamıyor.
- I don't know Asphyxiation.
Geldiğinden beri komadan çıkamadı ve dış müdahale olmadan nefes alamıyor.
She has been comatose since her admission and is unable to have spontaneous respiration.
İnsan nefes alamıyor.
It's hard to breathe.
Nefes alamıyor. Zatürree olabilir. Hemen hastaneye götürmeliyiz.
É your respiraç the ã, we the hospital immediately.
Afedersiniz, oğlum nefes alamıyor.
Excuse me, my son Respirat rivers have problems. "Property"?
En formda sporcular bile hızlarını korumak için yeterli nefes alamıyor.
Even the fittest athletes can't get enough air to maintain a normal speed.
- Nefes alamıyor.
- Come on! He can't breathe!
Nefes alamıyor!
He can't breathe!
Bu berbat yalan yüzünden yaşayamıyor ya da nefes alamıyorum.
I can't live or breathe because of that awful lie.
- Nefes alamıyor.
- She can't breathe. She can't breathe.
- Nefes alamıyor.
- He can't breathe.
Ne oldu, nefes alamıyor musun?
What's the matter, you can't breathe?
Nefes alamıyor!
She can't breathe!
Çocuk nefes alamıyor ve morlaşıyor.
The boy can't breathe right, and he's turning blue.
- Bence iyi nefes alamıyor.
- I don't think he's breathing right.
Nefes alamıyor musun?
You can't breathe?
Nefes alamıyor.
He cannot breathe.
- Gert hala neden nefes alamıyor?
- How come Aunt Gert can't breathe?
Kayış yüzünden nefes alamıyor.
The bloody rein's choking her.
Doğru dürüst nefes alamıyor.
She can't breathe properly.
Adam nefes alamıyor, açılın!
He can't breathe He's convulsing
Nefes alamıyor.
She can't breathe. That's it.
Bay Arden nefes alamıyor!
Mr Arden's choking to death!
"Bazen bu botlar gibi senin hatıran da... "... kalbimi çok acıtıyor. Nefes alamıyorum.
Sometimes the memory of you, like these boots, hurts me so much I cannot breathe.
Kendi başına nefes alamıyor.
- Mm-hmm? He's not breathing on his own.
Nefes alamıyor.
She can't breathe.
Mesas nefes alamıyor!
Tyldus! Mesas can't breathe!
Çabuk olun, nefes alamıyor.
Hurry, he can't breathe.
Nefes alamıyor ve motor rölantide çalışamıyor.
Your truck can't breathe, and your idle's too fast.
Soluk borum kapanıyor ve nefes alamıyorum.
I'm allergic to dogs. My throat closes off and I can't breathe.
O nefes alamıyor!
He can't breathe!
Orada nefes alamıyordum, anlıyor musun?
I just couldn't breathe there, you know?
Kendi başına nefes alamıyor.
He can't breathe on his own.
Kızcağız nefes alamıyor.
Get out of the way! Let me through!
Durup dururken sıkıştırıyor, nefes bile alamıyorum.
All of a sudden, I'd feel constricted, and I couldn't breathe.
- Bırak onu! Nefes alamıyor!
Let go, she can't breathe!
Nefes alamıyor!
- She can't breathe!