English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ N ] / Nöbetçi

Nöbetçi translate English

1,505 parallel translation
Hangi nöbetçi bu?
Which guard was it?
Kapıyı kilitlemeyi unutan nöbetçi ile konuşmam gerek.
Can I talk to the guard who forgot to lock the gate?
Nöbetçi subayın huzuruna çık. Ona, 8'den sonra sokakta olduğunu söyle!
Present yourself to the officer on duty and tell him you were out after 8!
Nöbetçi, cezamı vermeniz için beni huzurunuza yolladı.
The sentry sent me to Your Royalness for my proper punishment.
O halde, nöbetçi beyefendi bana şaka yapıyordu.
Then the gentleman, the sentry, was just making fun of me.
Nöbetçi subayı görmeliyim.
I must see the officer on duty.
Ben piç kurusu değilim, yalaka bir nöbetçi de değilim.
I ain't no motherfucking, bootlickin'trusty.
Bir nöbetçi.
A sentinel.
Nöbetçi, aç şu kapıyı. Kuzenim geldi, öküzlerini de getirmiş. Haydi!
Guard, open the door, its my cousin with the ox.
Nöbetçi hemşire lütfen.
Connect me to the duty nurse.
Ona de ki, nöbetçi ayarlasın. Ne kadar adam gerekiyorsa.
Tell him to set a guard, there are plenty of men -
Nöbetçi ayarlasın ve buraya dönsün.
Have him set a guard and get back here.
Birimiz nöbetçi kalalım.
One aloof stand sentinel.
Ve ben de. Yazıya bakarsanız, nöbetçi cankurtaran da yoktu.
There's no lifeguard on duty if you see the sign there,
Nöbetçi, acı çığlıklarımı duyup ne olduğuna bakmaya gelse.
The guard, drawn by my cries of pain, comes to investigate.
Ve nöbetçi içine düşse, sonra kaçarız.
The guard falls in, Bob's your uncle, we escape.
Bay Foks... Nöbetçi!
Mister... guard!
Bir nöbetçi öldürülmüş, biri de sakatlanmış.
This guard was killed. He was mutilated.
Mike'a bir mesaj ver. Nöbetçi tutsun. Yapacak hiçbir şeyi olmayan adamlar var.
Tell him to set a guard, there are plenty of men -
Oraya nöbetçi koyup buraya gelsin.
Have him set a guard and get back here.
Nöbetçi koyup ona gitmeni söyledi.
Said for you to set a guard and get back to her.
Bir yanında nöbetçi olacak kalsa mı?
You think someone oughta sit with her? Like a guard?
Ben nizamiye nöbetçi eri Lee.
Guard Station Private Lee speaking.
Restoran rüyasından vazgeçmek zorunda kaldı karısı onu Capeside'ın Ted Knight'ı ile aldattı ve nöbetçi öğretmen olarak da pek iyi durumda değil.
He had to give up his restaurant dream, his wife stepped out on him with the Capeside equivalent of Ted Knight and he's not exactly shining as a substitute teacher.
Yeni koç, Capeside'da nöbetçi öğretmen Mitch Leery!
He's the new coach, a substitute teacher here at Capeside Mitch Leery!
Bugün çalışamayacaksa, nöbetçi doktoru yardıma çağırmalıyız.
If he can't work, we'll call in the Jeopardy Resident.
Bazı nöbetçi doktorlar gelemiyor.
Some surgeons can't make it in.
Tek fark o zamanlar nöbetçi denirdi ve şapka giymemiz gerekirdi.
Only, in those days, we were called guards and we had to wear hats.
Bu şehrin tam üstünde yörüngeye bir nöbetçi uydu yerleştirmiştik.
We put a sentry satellite in orbit directly above the city.
Nöbetçi hemşireleri kontrol etmeliyim.
I have to check with the night nurse.
Başında nöbetçi var.
- I've got her under guard.
Yanında 24 saat nöbetçi olsun.
I want a guard on her at all times.
Nöbetçi nerede?
Where's the guard?
- Buraya nöbetçi koymuştum.
- I had a guard posted here.
Nöbetçi dev bir amfibi olan Koolasuchus tespit etti.
The sentry has spotted a giant amphibian, Koolasuchus.
Allosaur, ormandaki en büyük ve en vahşi katil, ancak nöbetçi tarafından zamanında saptandı.
The allosaur is the largest and fiercest killer in the forest, but he was spotted by the sentry.
Ama Clyde o öğleden sonra, cam negatifin tam ortasını geçip Delta Gemonirum isimli çok büyük ve çok parlak nöbetçi yıldızın olduğu bölgeyi geçti.
'At 4pm, he crossed the plate's centre. 'He passed the area where the guide star was. 'The star Delta Geminorum -'big, big bright star.
Neptün'de garip ve ürkütücü bir şey vardı çünkü bu, Güneş Sistemi'nin ucundaki nöbetçi, son gezegen güzel koyu mavi rengiyle, atmosferinde dolaşan bulutlarıyla Dünya'mıza çok benziyordu.
'There was something strange about Neptune.' The last planet, the sentinel at the outer edge of our solar system, looks like Earth, with its beautiful deep blue colour and its white clouds in the atmosphere.
Ben nöbetçi subayım, beni tutuklamak zorundasınız.
I'm the day officer, you should arrest me
Zeki bir nöbetçi.
An intelligent guard.
Nöbetçi öldü.
Guard dead.
Nöbetçi subay Lane boya atölyesine...
Duty Officer Lane to the paintshop.
Nöbetçi subay boya atölyesine...
Duty Officer to the paintshop.
Nöbetçi, hemen telefonla göndericiyi arar.
The guard'll be on the phone to the dispatcher right away. Go on in.
- Evet. Silahlarınızı alıp başınıza silahlı nöbetçi dikti mi?
Did he remove your weapons and place you under armed guard?
Böylece bir nöbetçi orada oturabilir, seni gidi sperm beyinli kolej çocuğu!
So a guard can sit there, you backed-up, sperm-brained college boy.
- Belki ben hasta numarası yaparım sonra nöbetçi geldiğinde birlikte üstüne çullanırız..
Maybe I pretend to be sick, then attack the guards when they come in.
Her kapı deliğine bir nöbetçi istiyorum.
I want a guard posted at the porthole of every cell.
Nöbetçi!
- Guard!
Nöbetçi, hemen gel, hemen gel, hastalandı hastalandı.
He's sick, man, He's sick!
Her yere nöbetçi koymuşlar.
They got guards everywhere.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]